En son söyleyeceðimi baþta söyleyeyim:
Ýsrail, meþruiyetini þimdiye kadar propaganda ile saðladý.
Söz gelimi, küresel medya, ona hizmet eder.
Kaldý ki, bu yapýlarýn sahipleri ya kapitalist Yahudilerdir ya da bu sermayeyle güçlü çýkarlarý olan kiþilerdir.
Bunlar komplo teorisi deðil...
Bilakis, sistem içinde kanýksanmýþ gerçekler.
Arsýz güçlü olunca, haklý suçlu olurmuþ!
Hep Filistinliler sorun olarak gösterildi.
Kurulma süreci de dahil siyonistlerin estirdiði terör görmezden gelindi.
Ýþledikleri cinayetler perdelendi...
Taþ atan Filistinli çocuk 'þiddetin öznesi' ilan edildi.
Yahudi yerleþimciler bu propagandanýn oluþturduðu "güvenlik kubbesi(!)" altýnda savunmasýz insanlarýn topraklarýný iþgal ettiler...
Ýþgale karþý çýkan Filistinliler, siyonistlerin kullandýðý aðýr silahlarla yok edildiler...
Güvenlik Konseyi'nin oligarþik yapýsý da bu propaganda sistemine eklenince...
Ýsrail'in önüne kimse geçemedi.
Postallarla mabetlere girdi Ýsrail askerleri.
Barýþýn merkezi olmasý gereken Kudüs, bizzat, Ýsrail'in saldýrýlarý neticesinde þiddetin merkezine dönüþtü.
ÝSRAÝL'ÝN GÜVENLÝK KUBBESÝ VURULDU
Fakat bugün farklý geliþmeler yaþanýyor bölgede.
Ýþte, Ýzzettin El Kassam Tugayý'nýn Ýsrail'e dönük gerçekleþtirdiði þok 'Aksa Tufaný Operasyonu' böylesi dengelerin sarsýldýðý bir zeminde daha büyük sonuçlar üretecektir.
Bu saldýrýlarýn Ýsrail'in stratejisinin bir parçasý olduðunu söylüyor birileri.
Yoksa "her þeye kadir" Mossad'ýn bunlardan haberi olmaz mýymýþ!
Ne var ki, Ýsrail'e iliþkin oluþturulmuþ mitler de bir bir çöküyor.
Ýsrail'in 'aþýlamaz' dediði demir kubbesi, Hamas'ýn füzeleri tarafýndan aþýldý.
Ýlk defa Filistinliler, çekildikleri sýnýrý aþarak eski topraklarýna geçtiler...
Birçok Ýsrail askerini esir aldýlar...
Öyle, eski ezberlerle geçiþtirilecek bir durum yaþanmýyor, yani.
Ve uluslararasý sistemdeki geliþmeleri bir bütün halinde deðerlendirmeden, Ýsrail sorununu ve bölgede yaþanan geliþmeleri tam olarak anlamamýz da mümkün görünmüyor.
FÝLÝSTÝN'DE YAÞANANLAR BÜTÜN DÜNYAYI ÝLGÝLENDÝRÝR
Bir kere þunun altýný çizmek durumundayýz:
Filistin'de yaþanan her bir olay bütün dünyayý ilgilendirir.
Bu öylesine söylenmiþ bir söz de deðildir.
Haliyle biz istesek de istemesek de bu olaylarýn tam merkezindeyiz.
Öyle uzaktan seyredip geçebileceðimiz bir süreç deðil bu.
Hem tarih hem jeopolitik zeminimiz bunu zorunlu kýlýyor.
Son birkaç gündür yaþananlarý, günü birlik geliþmelere hapsetmeden, uzun erimli sonuçlarýný iyi irdelememiz gerekiyor.
Kaldý ki;
Ýran'ýn teoloji ile perdelediði çýkarlarýný sürdürmek istediði bir zeminde...
Hele hele son yaþananlarý istismar ederek Azerbaycan'ý tehdit ettiði bir süreçte...
Akýl tutulmasýný daðýtacak bir akýl devreye girmesi gerekiyor.
O akýl da Türkiye'dir.
ABD ÇEKÝLÝRKEN ÝSRAÝL YALNIZ KALIYOR
Sýk sýk dile getiriyorum...
Geçen yüzyýlda oluþturulan denge sarsýldý.
Yine bu denge için oluþturulmuþ kurumlara karþý büyük güven bunalýmý var.
Dolayýsýyla dünyanýn birçok bölgesinde jeopolitik ve jeoekonomik hareketlilik var.
Söz gelimi, Afrika'nýn paylaþýmýný saðlayacak 1875 Berlin Anlaþmasýna dayalý denge bitti.
Bugün Afrika'da özellikle Fransa, geri çekilmek zorunda kalýyor.
Güney Kafkasya'da Karabað'da dengeler Türkiye ve Azerbaycan lehine deðiþiyor.
Rusya ile Ukrayna'nýn Avrupa'nýn göbeðindeki savaþý, AB'nin kartondan kule olduðunu açýk bir þekilde ortaya koydu.
Öte yandan, ABD'nin, Ortadoðu'da her geçen gün irtifa kaybettiði görülüyor.
Bölgede býrakýn barýþý saðlamayý, çatýþmalarý yönetecek kabiliyetinin bile kalmadýðý ortada.
Geçmiþte sarsýlmaz bir müttefiklik iliþkisi kurduðu Suudi Arabistan, Birleþik Arap Emirliði gibi ülkeler, çoktan farklý ittifak arayýþlarýna girdiler bile.
En önemlisi de rezerv para meselesi ciddi anlamda sorgulanýyor artýk.
ABD'nin kendi sorunlarýyla uðraþacaðý zamanlara doðru gidiyoruz, yani.
Dolayýsýyla gelecekte "Ýsrail sorununu" baþka bir boyutta deðerlendirmek durumunda kalacaðýz.