İsrail tehdidinde, Erdoğan-Özgür Özel farkı ne anlatıyor?

İsrail'in Türkiye'yi tehdit eden adımları, "savaş yakın mı" sorusunu, ülke gündemine taşıdı.

Temel meselelerdeki Cumhur İttifakı-muhalefet farklılığı, bu konuda da karşımızda duruyor.

Özellikle CHP ve DEM Parti, yan yana/birlikte bir milli güvenlik meselesi oluşturuyor.

CHP'li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer daha dün; "Vizyona bakın, ikinci yüzyıl vizyonuna; tank, top, SİHA, İHA, vur, öldür, kahramanlık türküleri... Cumhuriyet bunun için kurulmadı."

Niçin kuruldu? Bölücü partilerle kol kola girip devlete savaş açmak için mi?

Vatanın bütünlüğünü, sınırlarımızın güvenliğini korumak, Cumhuriyetin hedeflerinden biri değil mi?

Sınır ötesi operasyonlar için DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları; "Rojava'ya gönderdikleri İHA-SİHA'larla Kürt halkını yine sınır ötesinde katletmeye devam ediyorlar" diye hayıflanırken, rahatsızlığı belli de, CHP'ye ne oluyor?

TENOFEST'teki heyecan, CHP yöneticilerini neden çok rahatsız ediyor?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'in "vaat edilmiş topraklar" hedefleri için söylediklerinden rahatsız olması da öyle.

Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM'de, yeni yasama yılının açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Vaat edilmiş topraklar" hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir" demişti.

Özgür Özel önceki gün Antalya'da, Erdoğan'ın bu sözleri hatırlatılınca şunları söyledi:

"Türkiye Cumhuriyeti'ne böyle açıktan tehdidi, Cumhurbaşkanı dillendiriyorsa, bunu somut gerekçeleriyle açıklaması lazım. Bunu söylemek; 'Benim arkamda durun, savaş durumu var' söylemi, 'Açsınız, yoksulsunuz ama tehlike büyük, beni desteklemelisiniz...' noktasındaki faydacılığından endişe ediyor herkes. Bugün Türkiye'de en büyük sorun; yoksulluk, hayat pahalılığı ve işsizlik. Güvenlik kaygıları arttığında bunlar geriye gidiyor. Bunları önlemeyip, 'Tehlike büyük, şimdi birlik olma zamanı' söylemlerine milletin karnı tok... Türkiye'nin gerçek sorunlarının üstünü örttürmeyiz."

Aklı fikri iktidar hesaplarında olan bir siyasetçi var karşımızda.

Parti içindeki koltuk kavgalarından dolayı kafası hayli karışık.

Mesele, sadece İsrail tehdidi değil ki. Türkiye'nin Suriye sınırlarının ötesinde PKK'ya devlet kurdurmaya kalkan ABD'nin de işin içinde olduğunu görmemek, temel meseleleri saptırmak, hayatî güvenlik problemini hafife almak, tam bir akıl tutulması...

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün TEKNOFEST'te yaptığı konuşmada Özgür Özel'e, sırf iç cepheyi sağlam tutmak adına attığı adımların hatırına kibarca cevap verdi:

"Dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır. Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'la sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Nihai hedefin neresi olduğunu görmek için kâhin olmaya gerek yoktur. Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes, meselenin Kudüs'le, Mescid-i Aksa ile vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye'ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Biz bunları gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz."

CHP; devletin değil, DEM'in yanında durmakla, bindiği dalı, çoktan beridir kesmeye çalışıyor.

Nereye kadar?