Ýsrail’den benim de bir talebim var

Ýsrail Türkiye’yle bozuk olan iliþkilerinin düzelmesini istiyormuþ... Ýsrail dýþiþleri bakanlýðýnýn siyasi direktörü Pinhas Avivi televizyon kanallarýna böyle bir açýklama yapmýþ. Kriz yapaymýþ, iki taraf da hatalýymýþ... “Ýyi niyetle ve ön-koþulsuz olarak masaya oturmalý ve soruna çözüm aramalýyýz” demiþ Avivi...

Dýþiþleri sözcüsünün aðzýndan Ankara resmi cevabýný verdi; benim burada yapacaðým, açýklamaya hiçbir resmilik taþýmayan bir ek...

Türkiye Ýsrail’i ilk tanýyan Müslüman ülke... 12 Eylül 1980 darbesi sonrasýnda asgariye indirildi, ama diplomatik iliþkiler bütünüyle kesilmedi. Bugünküne benzer bir olumsuz tablo iki ülkenin iliþkiler tarihinde hiç yaþanmadý.

Yanlýþlýðýn ilki þurada: Bugünkü durum ‘iki taraflý hatalarýn’ sonucu deðil. Türkiye Ýsrail’e ‘dostluk’ dýþýnda bir davranýþ tarzýný dün de benimsememiþti, bugün de öyle bir durum söz konusu deðil. Sadece devlet temelinde deðil, Türkiye’den halktan halka da bir ‘husumet’ görmedi Ýsrail... Buna karþýlýk, Ýsrail, halklarý önemsemeyen bir iliþki tarzýný sürdürmeyi ve kendisine sürekli askerleri muhatap almayý yeðledi. Askerleri ve askeri ‘kurtuluþ reçetesi’ olarak gören sivilleri...

Bu davranýþ tarzýnýn bize özel olmadýðýný biliyorum... Baþka ülkelerin halklarýyla da arasý iyi deðil Ýsrail’in; birçok ülkede, halklarý dýþlayýp siyasiler üzerinde aðýrlýk kullanan ‘lobiler’ aracýlýðýyla sonuç almaya alýþkýn... Halklarýný ikna etmeyi her ülkenin yönetimlerine havale ederek bugünlere geldi. 1967 yýlýnda, 34 Amerikan askerinin ölümüne yol açan olayda, USS Liberty gemisini Ýsrail’in hava ve deniz kuvvetleri batýrdýðý halde ABD’den ‘týk’ çýkmamýþtý.

Herkesten benzer bir tavýr beklemeye alýþtýklarý için dokuz Türk’ün hayatýný kaybettiði Mavi Marmara olayýna Ankara’nýn gösterdiði tepkiyi anlamakta zorlanýyor Ýsrail yönetimi...

Filistin topraklarýna dönük saldýrýlarýna bütün dünya kulaklarýný týkamýþ durumda; týpký vaktiyle askerlerini Lübnan topraklarýna gönderdiðinde de sessizlikle karþýlaþtýðý gibi... Birleþmiþ Milletler’den çýkan sayýsýz kýnama kararýna da aldýrýþ etmiyor Ýsrail...

Þimdi Türkiye çýkmýþ, Mavi Marmara’da ölen vatandaþlarýnýn hakkýný arýyor; Filistinliler üzerine bomba yaðdýrýlmasýný, uygulanan ambargo yüzünden insanlarý saðlýk sorunlarý yaþayan, açlýða mahkum edilen Gazze’ye yönelik politikalarýný kýnýyor... Ýsrail yönetimi bunu anlamakta bayaðý zorlanýyor...

Oysa durum çok açýk: Kendisine gösterilen tepki, Ankara’nýn deðil Türkiye’nin tavrý... Hükümet sadece vatandaþlarýnýn tepkilerini Ýsrail’e yönlendirmekle yetiniyor. Halký kýþkýrtmamaya özellikle dikkat de ederek...

Ýsrail ile iliþkilerin bozuk olmasýnýn Türkiye’ye ekstra bir maliyeti yok; buna karþýlýk, Ýsrail, iliþkilerin bozukluðundan pek çok alanda zarar görüyor. Hem maddi, hem de manevi olarak...

Türkiye’nin istekleri basit ve karþýlanabilir aslýnda: Mavi Marmara olayýndan dolayý özür dilenmesi, hayatýný kaybedenler için ailelere tazminat ödenmesi... Bir de, Mýsýr’daki yönetim deðiþikliði sayesinde zaten zayýflamýþ olan Gazze üzerindeki ambargonun bütünüyle kaldýrýlmasý...

Benim bir ek talebim var: Bunlar kabul edilip iliþkiler tazelenecekse, Türkiye’nin hassasiyetini anlamakta zorlanan dýþiþleri bakaný Avigdor Lieberman ile yardýmcýsý Danny Ayelon’un görev yerlerinin deðiþmesi...