Ýsrail, zulüm ve katliamýný ramazan; kandil; bayram gibi mübarek günlerde özellikle arttýrýr. Mesela Sincan Belediyesi, o meþhur "Kudüs Gecesi"ni; Kadir Gecesi öncesindeki yoðun saldýrýlara dikkat çekmek için düzenlemiþti. Davos'taki "One Minute" çýkýþý da, Kurban Bayramý'ný zehir eden "Dökme Kurþun Operasyonu"na isyandan baþka bir þey deðildi!
Bu yýl ise, zaten 7 Ekim'den bu yana her gün vahþet çýtasýný yükselten Ýsrail, bayramda adeta "cinnet" geçirdi!
Çünkü onlar için bu bir "Din Savaþý"dýr. Müslümanlara; özellikle mübarek günlerde zulmetmek, sapýk dinlerinin talimatýdýr!
Yani, Yahudilerin insanî bir kýrmýzý çizgisi yoktur. Bu bakýmdan "Ýsrail ne zaman durur" beklentisi, zavallý bir acziyettir.
Çünkü Ýsrail asla durmaz; ancak durdurulur!
"Ýsrail'i Amerika durdurur" umudu da boþtur. Çünkü Evanjelist Amerika'nýn görevi Yahudileri durdurmak deðil; desteklemektir!
Peki Ýsrail'i kim durdurur?
Cevap çok açýktýr:
Ancak "maðdurlar" durdurur.
"Maðdur"dan kasýt; bütün Müslümanlardýr!
Bu hususu iyi anlamalýdýr! Siyonistler, bütün Müslümanlarýn amansýz düþmanýdýr! Yani Filistinli kardeþlerimiz, hepimizin adýna savaþmaktadýr. Ama bunu anlamayan zavallýlar, "Filistin sorunu" diyerek kendi savaþýndan kaçmaktadýr!
Yani bu katliamlarýn asýl sebebi, Amerikan silahlarý deðil; Müslümanlarýn, "kendi derdi" ile dertlenmemesidir.
Zaten Yahudiler de bu zaafýmýzý çok iyi bildiði için nihaî hedefine, bu koridordan "sindire sindire" ilerlemektedir. Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn 24 Eylül 2019 günü BM Genel Kurulu kürsüsünde "Ýsrail'in sýnýrlarý neresidir?" diye sorarken gösterdiði "haritalar dizisi", Ýsrail'in deðil; Müslümanlarýn eseridir!
"Devlet baþkaný"ndan "birey"e kadar, "Müslümaným" diyen herkesin vebali vardýr. Oysa Filistinlilerin yok olmasý pahasýna Hamas'ýn bitirilmesi, Mýsýr ve Suudi Arabistan gibi sözde Ýslâm devletlerinin de sinsi beklentisidir. Hamas, vakti gelince hesaba çekilecektir ama þu anda "Hamas terör örgütüdür" bahanesi, katillere lejyonerlik etmektir!
Hatýrlar mýsýnýz; ABD Baþkaný Trump, 21 Mayýs 2017 tarihinde Riyad'da Kral Selman ve Sisi ile birlikte, bir "Esrarengiz Küre"yi, avuçlarýnýn içine alarak poz vermiþlerdi. Ýþte o küre, hep birlikte koruduklarý "Ýsrail"dir!
Netanyahu'nun, "Koltuklarýnýzý kaybetmek istemiyorsanýz sesinizi çýkarmayýn" tehdidine karþý tek kelime edemeyen bu eyalet valileri, Ýsrail'e tepki gösterenlere karþý birer diktatördür! Ýsrail katliamlarýný Hristiyanlar bile protesto ederken, bu Ýslam(!) ülkelerinden çýt çýkmamaktadýr.
Hatta 13 Haziran günü, "Filistin bayraðýný çaðrýþtýran bez taþýdý" diye, Ýstanbul Milletvekili ve Meclis Ýdare Amiri Hasan Turan'ý bile gözaltýna alýp sorgulamýþ ve "Burasý gösteri yeri deðil, Filistin'e git" diye uyarmýþlardýr!
Müslümanlar, bu satýlmýþlarý iyi tanýmalýdýr!
Ýran da aynýdýr. Amerika'nýn, "SSCB'ye Karþý Yeþil Kuþak" projesiyle üretilen "Ýran Ýslam Cumhuriyeti"nin, Ýsrail'e zarar vermesini beklemek seraptan su beklemektir! Çünkü Ýran rejiminin, Sünnî Filistinlilere düþmanlýðý Yahudilerden daha fazladýr.
O halde ey kardeþim, "Ýsrail'i ben durdurmalýyým" sorumluluðunu hissetmek, Vehhabilik ve Þiîlik gibi "enfeksiyon"lara bulaþmayan gerçek mü'minin þiarýdýr.
Üstelik sende, katillerde zerresi olmayan bir "güç" vardýr!
Zira... "Dua mü'minin silahýdýr!"