Operasyona adýný veren sýnýr Gazze, koruyucudan kast edilen ise Ýsrail’i Hamas’tan koruma. Yani Ýsrail tüm Filistinlilere deðil, Gazze’de yaþayanlara yönelik operasyon yaptýðýný ima ediyor; özetle Hamas’ý hedefe koyduðunu belirtiyor.
Hamaslý diye özel bir etnik grup olmadýðýna göre, Ýsrail esas olarak silahlý bir terör grubundan ülkesini korumak için sýnýr ötesi askeri operasyon yaptýðýný ileri sürmüþ oluyor. Öncelikle belirtelim, bu olayýn adýna operasyon demek yanýltýcý olabilir, alenen bir savaþ yaþanýyor. Ayrýca ortada gayet anormal bir durum var. Zira Ýsrail kendisini Hamas’tan korurken nedense hiç Hamaslý öldüðünü duymuyoruz, binlerce Filistinli ölüyor. Ayrýca ölenlerin asker ya da terörist olduklarýna dair karine de bulunmuyor. Bu arada Filistinlilerin kendilerini Ýsrail’den nasýl koruyacaklar ise, konu dýþý bir kavram olarak kabul ediliyor.
Diyelim ki Ýsrail savaþmýyor da, terörle mücadele çerçevesinde operasyon yapýyor. Böyle bile kabul etsek, ortada bir sorun olduðu söylenebilir. Zira askeri savaþ uçaklarýyla, bombalarla, yerleþim yerlerini dümdüz eden bir operasyona ne zamandan beri terörle mücadele adý veriliyor, orasý belli deðil. Neyin terörle mücadele neyin savaþ olduðunu en iyi Türkiye’de yaþayanlar bilir ve olanlara terörle mücadele denmesi gayet zor.
Bir kaç rakam
8 Temmuz’dan bugüne kadar Ýsrail Gazze’de 3 870 hedefi vurmuþ. Gazze gibi küçük bir yerde 4 bine yakýn hedeften kast edilen þey, muhtemelen insanlarýn evlerinden baþka yer deðil. Hadi diyelim ki, bu hedefler Hamas’ýn silah falan saðlayýp depoladýðý yerler. Bu durumda Gazze’ye 4 bin noktadan silah aktýðýný ya da bu sayýda mühimmat deposu ve askeri üssü olduðunu kabul etmek gerekir, ki bu da akla yakýn gelmiyor.
Hedeflerin bertaraf ediliþi sýrasýnda Ýsrail’in kullandýðý silahlarýn niteliði hakkýnda bilgi sahibi deðiliz, ama her bir hedef için çifteli tercih edilmediðini anlamak zor deðil.Buna mukabil Hamas’ýn 2000 roket attýðýný, ne tür silahlar kullandýðýný bilebiliyoruz. Hamas’a dair bilinmeyen ise roketleri Ýsrail’de belirlenmiþ hedeflere mi yoksa rast gele mi attýklarý.
Yirmi gün içinde 1 113 Filistinli öldü, 6 200 de yaralý var. Bunlar basýna akseden rakamlar, ölü ve yaralý sayýsýnýn daha fazla olduðu tahmin edilebilir. Öte yandan Ýsrail’de kayýplar vermiþ, 53 asker ile üç sivil hayatýný kaybetmiþ. Bu rakamlarýn kesin rakamlar olduðunu varsayabiliriz.
Ýsrail tarafýnda hayatýný kaybedenlerin kaçta kaçý asker, kaçta kaçý sivil kolaylýkla tespit edilebiliyor. Oysa Filistin tarafýnda ölenler için böyle bir ayýrým yapýlmasý mümkün deðil; her halde gerek görülmüyor.
Bir kaç sorun
Yabancý basýn Hamas’ýn silahlý kanadý diye bir terim kullanýyor, sanýlýr ki Hamas Ýsrail ordusuna denk bir ordu kurmuþ. Ýsrail ise, bir yandan Hamas’ýn ordu kurmadýðýný, her Hamas’lýnýn bir asker olduðunu ima ediyor; öte yandan Hamas’ýn sivilleri canlý kalkan olarak kullandýðýný ileri sürüyor. Yani Gazze’de yaþayan herkesin ‘asker’ olmadýðý itiraf edilmiþ oluyor.
Gazze’de yaþayan herkes asker deðilse, bazýlarý sivil demektir. Bu durumda ölenler kim? Hepsi Hamas’ýn askeri kanadýndan mý? Diyelim ki öyle. O zaman da Gazze’nin plajda top oynamak gibi Ýsrail’i gayet tehdit eden faaliyetlerde bulunan küçük askerlerle dolu olduðuna inanmamýz gerekir.
Çoluk çocuk demeden herkes hedefe konduðuna göre, Ýsrail Gazze’de her doðan bebeðin kendisi için bir tehdit olduðunu düþünüyor ve herkesin öldürülmesini makul buluyor olmalý. Ancak uluslararasý hukukta insanlýða karþý suç diye bir þey var. Sorun, bu suçun cezasýný kesecek olanlarýn hala Ukrayna nedeniyle Rusya’ya ne yaptýrýmda bulunacaklarýný tartýþýp durmalarýnda.