Ýsrail'in dolandýðý zulüm yumaðý

Rahmetli babaannemi, hep elinde teþî (kirmen) ile yün eðirdiði halini hatýrlýyorum. Yünleri eðirip ip haline getirirdi ve ipleri de yumak yapardý. Sonra da o yün iplerden biz torunlarý için çorap falan örerdi. Ucu nakýþlý beyaz yün çoraplar pek havalý olurdu doðrusu. Ayný zamanda ayaklarý sýcacýk tutardý memleketin kar boran kýþlarýnda. Bizim bir de yaramaz kedimiz vardý. Bir þekilde o yumaða dolanýr, birbirine girmiþ balýkçý aðýndan beter ederdi. Kurtulmak için zýpladýkça iyice iplere dolanýrdý, boðulacak hale gelirdi. Babaannem buna çok kýzardý. Kediyi (bana kalýrsa iplerini) kurtarmak için yumaðý kesmek zorunda kalýrdý. Elindeki teþînin topuzunu, o kadar zahmetle eðirdiði iplerin zayi olmasýna neden olan yaramaz kedinin kafasýna geçirmeyi ihmal etmeden.

Rahmetli dedem, bizlere, yalan söylemenin ne kadar kötü bir haslet olduðunu anlatmak için ip yumaðýna dolanmýþ kediyi örnek gösterirdi. Kedinin ayaðýna ip dolanýnca ondan kurtulmak için çýrpýnýr, zýplar. Zýpladýkça da ip daha fazla dolanýr. Eðer biri görmezse, o halde ölür gider, derdi. Yalancý da öyledir. Bir kimse özellikle ilk kez yalan söylediði zaman, aslýnda derin bir utanç duyar, yalaný ortaya çýkmasýn diye yeni bir yalan söylemek zorunda hisseder kendini. Fakat nafile. Hem söylediði bütün yalanlar ortaya çýkar, hem de yalan, ipe dolanmýþ kedi misali bütün benliðini sarar ve eðer dýþarýdan uyarýcý, babaannenizin teþîsi kadar sert bir müdahale olmazsa yalanýn içinde boðulur gider, diye eklerdi. Sakýn yalan söylemeyin, o yalaný örtmek için baþka bir yalan söylemek zorunda kalýrsýnýz. Sonunda yalan söylemek sizin deðiþmez karakteriniz olur, diye bizi uyarýrdý.

Zulüm de böyledir. Zalimin en büyük korkusu zulmünün ortaya çýkmasý, duyulmasýdýr. Hz. Ali, boþuna "bir zulmün iþlenmesine engel olamýyorsanýz, onu duyurun" dememiþ anlayacaðýnýz. Çünkü zulmün duyulmasý zalimin uykularýný kaçýrýr. O yüzden henüz duyulmadan zulmünü gizlemek için delilleri yok eder, izleri siler, belgeleri tahrif eder ve eðer devlet baþkanlýðý gibi güçlü bir konumda ise tarihçilerine gerçeðin tam tersi þeyleri yazdýrýr. Elindeki medya gücünü kullanarak herkesin gözü önünde vuku bulan hadiseyi çarpýtýr. Gücü yetiyorsa dünya kamuoyunu istediði þekilde yönlendirir. Bütün bunlar yetmezse eðer, önceki zulmünü unutturmak için yeni bir zulüm iþleme gereðini duyar. Böylece ilk zulmünün utancýndan kurtulmak, duyulmasýný engellemek için bir zulüm silsilesine imza atar. Utanç yumaðýna dolanýr.

Ýsrail, tam da böyle bir durumdadýr. Zulüm yumaðýna dolanmýþ haldedir. Herkesin gözü önünde bir milletin topraðýný gasp etmiþ, ama bunu "Filistinliler topraklarýný sattýlar" diye saðlýklý beslenmekten yanaklarý þiþkin tarihçilerine söyleterek gizlemeye çalýþýyor. Nitekim toprak gaspýný gizlemek için Deyr Yasin katliamýný yaptý, bunu terör saldýrýsýna misilleme gibi yazdýrdý uluslararasý medyasýna. Bu da iþlediði korkunç zulmü örtmeye yetmeyince, bu sefer Lübnan'daki bir kampta periþan halde yaþamaya çalýþan Filistinlileri Sabra ve Þatilla'da hunharca katletti. Bunu da yine elindeki medya gücüyle çarpýtma yoluna gitti. O da yetmeyince baþka katliamlara yöneldi. Her bir katliamý bir öncekini unutturmak için gerçekleþtiren bir yol izledi, izliyor. Son Gazze katliamýný da Kudüs gaspýný unutturmak için yapýyor nitekim.

Ýsrail, þu kýsacýk ömründe dünyanýn en uzun zulüm silsilesini gerçekleþtiren bir örgüttür.