Ýsrail’in dostlarý!..

Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu’ndaki Filistin oylamasý sonrasý, gözüm, Ýsrail’in “dostlarý” olarak ortaya çýkan 4 “ülke”nin üzerinde!.. Bunlardan, mesela, Marshall

Adalarý olan “cumhuriyet” baðýmsýzlýðýný gerçek anlamda 1986 yýlýnda kazanmýþ.

Ýrili ufaklý 1.154 mercan adasýndan oluþan 181 kilometrekare (yanlýþ okumadýnýz yalnýz yüzseksenbir kilometrekare) yüzölçümüne, 68 bin nüfusa sahip bir memleket.

Resmi para birimi olarak Amerikan Dolarý’ný kullanýyor.

Dünyadaki Ýsrail’in “dostlarýný” tanýmayý sürdürelim: Mikronezya. Burasý da Marshall Adalarý gibi bir kuzey Pasifik ülkesi. Ama biraz daha büyük. 702 kilometrekare yüzölçümüne, 111 bin de nüfusa sahip. Garip tesadüf(!), resmi parasý Amerikan Dolarý. Bir baþka Pasifik ülkesi: Nauru. Bunlarýn para birimi Avustralya Dolarý. Sýký durun. Yüzölçümü 21 kilometrekare, nüfusu, yaklaþýk 10 bin kiþi!..

Bitmedi, bir tane daha var: Palau. 1994 yýlýndan bu yana “baðýmsýz gibi bir ülke”, 459 kilometrekare yüzölçümüne, 21 bin de nüfusa sahip. Bu saydýðýmýz devletlerden üçü, Mikronezya, Marshall Adalarý ve Palau, aslýnda, günümüzde de Amerika

Birleþik Devletleri’nin korumasý altýnda ve yasal uzantýlarý kimliklerini taþýyorlar.

Diðer Ýsrail “dostu” ülke Panama’yý anlatmama gerek var mý? 1903’ten bu yana Amerikan kontrolünde bir ülke.

Ýsrail’in, ABD, Kanada ve Çek Cumhuriyeti dýþýndaki dostlarý bunlar...

BM Genel Kurulu oylamasý iki açýdan hazindir: Birincisi, koskoca Amerika’nýn gücü, diplomatik açýdan bu ülkelere iþleyebilmiþtir. Ýkincisi, Ýsrail’in, arkasýnda Amerika olmasa, bu ülkelerin bile desteðini alamayacak ölçüde yalnýzlýðýdýr. Allah, hiçbir milletin baþýna böyle bir kader vermesin!..

- Avrupa’yý kaybetmek...

Avrupa’nýn sözü geçen ülkeleri, Fransa, Ýtalya, Ýsviçre, Norveç, Danimarka ve Ýspanya’nýn doðrudan Filistin’in yanýnda yer almalarý, Ýngiltere ve Almanya’nýn da “çekimser” oy kullanarak destekçiler grubuna dahil olmalarý Ýsrail açýsýndan gerçek alarm zilidir. Oylama, Ýsrail’in Avrupa’yý kaybettiðini, hatta, kendisine karþý 2’nci Dünya Savaþý’ndan bu yana büyük hassasiyet taþýyan Almanya’yý bile yanýna çekemediðini göstermesi bakýmýndan önemlidir. Almanya konusunu biraz açayým:

“Yahudi soykýrýmý”nýn gölgesindeki iki ülke arasýndaki diplomatik iliþki 1965 yýlýnda kurulabildi, devamýnda, iliþkiler, 2008 yýlýndaki Ýsrail-Alman ortak bakanlar kurulu toplantýsýna kadar yükseldi. Fakat, Benyamin Netanyahu’nun Batý Þeria’da yeni yerleþim merkezleri açma stratejisi, iki ülke iliþkilerinin 2011 yýlýndan bu yana gerilmesine neden oldu. Almanya, bu politika karþýsýnda, tersanelerinde Ýsrail için üretilen Dolphin tipi denizaltýlarýn teslim edilemeyebileceðini açýkladý, Alman demiryolu þirketi, Deutsche Bahn, kazanmýþ olduðu Kudüs hýzlý tren ihalesinden, projenin Batý Þeria’daki Yahudi yerleþim birimlerini de kapsamasý nedeniyle tek taraflý kararla çekildi.

- Türkiye haklý çýktý...

BM Genel Kurulu oylamasý, Türkiye’nin Ýsrail politikasýnýn hesapsýz bir “þövalyelik” olmadýðýný, Çek’ler hariç, Avrupalý müttefikler ile ayný rotada belirlendiðini iþaret ediyor. Aramýzda kalem oynatanlardan bazýlarý, Türkiye’nin Ýsrail ve Suriye politikalarýnýn bir “yalnýzlaþma” getirdiðini ileri sürüyorlar. Ama her iki cephede yaþanýlanlar, iþin böyle olmadýðýný, özellikle Fransa ve Ýngiltere’nin Suriye muhalefetini resmen tanýmasýyla bölgedeki geliþmelerin büyük bir deðiþim yaþadýðýný ispatlýyor.

Demek, Ankara, Avrupalý müttefikleri Londra, Paris, Berlin, Madrid veya Roma ne düþünüyorsa, ayný doðrultuda düþünüp, adýmlar atýyor.

O zaman, Prof.Dr.Ahmet Davutoðlu’nun kiþiliðinde biz neyi tartýþýyoruz? Onu ne diye, “Türkiye’nin Ortadoðu’da baþýný belaya sokan adam” çizgisine itelemeye çalýþýyoruz?

• Amerika’nýn özel durumu...

Rusya’nýn Suriye stratejisinde yaþadýðý “ürkütücü yalnýzlýðý”, Amerika’nýn Ýsrail zemininde tatmasý ilginçtir. Obama, BM oylamasýnda kendisi açýsýndan tutarlý bir politika izledi, çünkü Mayýs 2012’de, Amerika’daki Yahudi lobisinin þemsiye kuruluþu AIPAC’da yaptýðý konuþmada, zaten, Filistin’in devletleþme yolundaki adýmlarýna sonuna kadar karþý çýkacaðýný söylemiþti. Verdiði söz, aslýnda, kendisine oy veren “renkli kitle”nin talepleriyle uyuþmuyor. Obama’yý, Beyazsaray’da tutan se çmen, ayný zamanda Filistin’in doðal müttefiki!.. BM oylamasý, bir süper gücün bünyesindeki etkili bir azýnlýða teslim olmasýnýn tipik örneði olarak tarihteki yerini aldý bile...