Faik Tanrýkulu
Faik Tanrýkulu
Tüm Yazýlarý

Ýsrail'in gerçek amacý ne?

Ýþgalci Ýsrail'in geçtiðimiz hafta Gazze'nin güneyine baþlattýðý kara harekâtý ve Han Yunus'un doðusundan baþlayarak güneydeki ana kent merkezine giriþi, çatýþmalarýn þiddetlenmesine neden oldu. Ýsrail uçaklarý, Han Yunus'un batý kesimlerini sivil ayýrmaksýzýn bombardýmana tutmaya devam ediyor. BM yetkilileri, Gazze nüfusunun yüzde 85'ini oluþturan 1 milyon 900 bin Filistinlinin evlerini terk ettiðini, yaklaþýk 18 bin Filistinli sivilin hayatýný kaybettiði ve nüfusun yoðunlaþtýðý güney bölgelerinde durumun cehennem gibi olduðunu aktardý. BM (UNRWA) Baþkaný Lazzarini, "evlerini terk etmek zorunda býrakýlan Gazzelilerin Mýsýr sýnýrýna itildiðini" söyledi. Ateþkes ilan edildikten sonra, Gazze'nin güneyinde yaþayan insanlara verilen yeni rotalar, onlarý güneydoðudan güneybatýya doðru zorunlu bir yolculuða sürüklüyor.

1948'den itibaren Ýsrail'in haritasýnýn geniþlemesi, Filistinlilerin baský altýna alýnmasýnýn temel hedefi Gazzelilerin göçe zorlanmasý. Filistinliler, bu baskýlara ve zulümlere karþý 75 yýldýr direniþ göstererek var olma mücadelesi veriyor. Bu direniþin son halkasý olarak kalan Gazze, orantýsýz güç ve sýnýrlý yaþam alanlarýna raðmen hayatta kalma mücadelesi veriyordu. Ancak, karþýsýnda hiçbir sýnýr tanýmayan karadan ve havadan orantýsýz saldýrýya maruz kalan güçlerle mücadele etmek zorunda býrakýldý.

Ýsrail'in Filistinliler üzerindeki politikalarý ve uygulamalarý, uzun süredir devam eden ve uluslararasý hukuku ihlal eden bir dizi eylemi içeriyor. Amnesty International'a göre, Ýsrail'in iþgal altýndaki Filistin topraklarýnda yasa dýþý yerleþim yerleri inþa etme ve geniþletme politikasý, Filistinlilere yönelik insan haklarý ihlallerinin ana nedenlerinden biri. Bu yerleþim yerleri, yasa dýþý olarak ele geçirilen Filistin kaynaklarýný kullanarak, yýlda yüz milyonlarca dolarlýk mallarýn uluslararasý piyasalara ihraç edilmesine olanak tanýyan bir ekonomi oluþturmuþtu. Ýsrail'in bu politikalarý, Filistinlilerin temel hak ve özgürlüklerini kasýtlý olarak ihlal etmekte ve bu durum, uluslararasý hukuk açýsýndan apartheid suçunu oluþturuyor.

Zira bilindiði üzere, 7 Ekim öncesinde halihazýrda milyonlarca Filistinli göç etmek zorunda býrakýlmýþtý. Yaþanan savaþlar sonucunda Filistinliler maddi yokluk, yaþamsal ihtiyaçlar ve beþerî kayýplarýnýn yaný sýra mültecilik ve göç sorunuyla da karþý karþýya býrakýlmýþtýr. Öyle ki, Ýsrail'in saldýrýsý öncesinde Suriye'de 630 bin, Lübnan'da 425 bin ve Ürdün'de 1 milyon 300 bin Filistinli mülteci duruma düþmüþtü.

Kaldý ki, Ýsrail'in yaptýðý bu uygulama 1949 yýlýnda imzalanan 4. Uluslararasý Cenevre Ýnsan Haklarý Sözleþmesi'ne ve bu sözleþmenin 6. ve 47. maddelerine; ayrýca 1899-1907 yýllarýna ait Lahey Sözleþmesi'nin 34. maddesine de aykýrýlýk teþkil etmektedir. Filistinliler göçe zorlanýrken, evleri yýkýlmakta ve ev sahipleri sürgüne yollanmaktadýr. Ýsrail hükümeti tarafýndan Ýnþaat ve Planlama Yasasý çýkarýlmýþ ve bu yasa dayanak gösterilerek, Filistinlilere ruhsat almada büyük güçlükler çýkarýlmýþtý. Yapýlan ruhsat baþvurularýnýn sadece %5'ine olumlu yanýt veren Ýsrail, %95 gibi büyük bir kýsma ise olumsuz yanýt vermiþti. Bu durumda Filistinlilere iki seçenek kalmaktadýr, ya Kudüs'ü terk edecekler ya da ruhsatsýz bina yapacaklardý. Dolayýsýyla 2007'den beri abluka altýnda olan Gazze ve diðer bölgelerde yaþayan Filistinlilere yönelik yaþama alaný býrakýlmamýþ, bir nevi topraklarý terk ettirmek için yýllardýr yýldýrma politikasý uygulayarak göç ettirilmek istenmiþtir.

Öte taraftan, Ýsrail Ýstihbarat Bakanlýðý tarafýndan hazýrlanan ve basýna sýzdýrýlan bir "konsept kâðýdýnda, Gazze Þeridi'nde yaþayan 2.3 milyon insanýn Mýsýr'ýn Sina Yarýmadasý'na taþýnmasý önerisi yer alýyor. Bu öneri hem Filistinliler hem de Kahire tarafýndan þiddetle kýnanmýþ durumda. Önerinin her iki tarafça reddedilmiþ olmasýna raðmen, bu durum Ýsrail'in Gazze halkýný göçe zorlama amacýna yönelik net bir niyet olarak algýlanmaktadýr.