Ýsrail’in Türkiye’den özür dilemesi hiç þüphesiz Türk dýþ politikasý için büyük bir baþarýdýr. Türkiye, maliyetlerine katlanarak, haklý olduðu bir konuda, ýsrarlý ve sabýrlý duruþunun karþýlýðýný aldý. Ýsrail, Türkiye’yi yýldýrabilmek için, terörü desteklemek de dâhil olmak üzere hemen hemen her yöntemi denedi, fakat baþarýlý olamadý.
Türkler kararlý durdular. Sonunda Ýsrail Türkiye’yi kazanmak için özür dilemekten baþka yol olmadýðýný ABD’nin yardýmýyla da olsa gördü.
Ýsrail’i bu noktaya gelmesinde Türkiye’nin kararlýlýðý kadar ABD’nin 3 yýldýr devam eden baskýsý ve Arap Baharý’nýn getirdiði belirsizlikler de etkili olmuþtur. Ýsrail, Arap Baharý’nýn Lübnan’a, Ürdün’e ve Filistin’e sýçramasý, Suriye ve Mýsýr’ýn radikal bir duruþa geçmesi gibi ihtimaller karþýsýnda Türkiye’ye daha fazla ihtiyaç duymuþtur.
Özrün etkileri
Ýsrail’in özür dilemesi, tazminat talebini kabul etmesi ve Gazze üzerindeki ablukanýn kaldýrýlmasý ikili iliþkilerin ötesinde bölgesel sonuçlar doðuracaktýr. Ýsrail’in tarihinde ilk defa özür dilediði, böyle bir tavrý Batýlý ülkelere karþý dahi göstermediði düþünülecek olursa özrün ilk sonucu prestij kazanmaktýr.
Türkiye, Ýsrail karþýsýndaki dik duruþu sayesinde tüm Ýslam dünyasýnýn ve elbette Arap Baharý’nýn doðal önderliði yolunda saðlam bir adým daha atmýþtýr. Bu durum Ýran’ý ve müttefiklerini memnun etmeyecektir.
Ýsrail ile Türkiye arasýndaki buzlarýn erimesi belki de en büyük etkiyi Suriye üzerinde yapacaktýr. Ýsrail’in Suriyeli muhalefet konusundaki çekincelerini azaltmasý Batýlý ülkelerin Suriye politikalarýný önemli ölçüde deðiþtirebilir. Zaten Ýsraillilerin ve ABD’nin özürden bekledikleri en büyük fayda Suriye konusundadýr.
Ýsrail’in özrü Filistin’de çözüm için de fýrsatlar yaratabilir. ABD’nin de desteklediði Filistin’de iki devletli çözüm Türkiye’nin iþbirliði ve yardýmlarý olmaksýzýn gerçekleþemez. ABD de, Ýsrail de bunun farkýnda. Özellikle Arap Baharý’nýn etrafý sardýðý bir ortamda Bahar’ýn Filistin’e de ulaþmasýndan evvel Türklerin devreye sokulmasý daha kolay bir geçiþ sürecini saðlayabilir.
Ýsrail ve PKK
Son olarak Ýsrail’in Türkiye’ye karþý tutumunu yumuþatmasýnýn PKK terörünün sona erdirilmesinde olumlu etkileri olabilir. Bir ara Türkiye’yi cezalandýrmak için PKK’ya destek seçeneðini bile göz önünde bulunduran Ýsrail’in örgüt ile arasýna mesafe koymasý barýþ görüþmelerinin baþarý þansýný arttýracaktýr. Daha da önemlisi Ortadoðu’da Türkiye yaklaþýmýnýn öne çýkmasý PKK’yý barýþa ikna etmede önemli bir etki yapacaktýr.
Normalde bugünkü yazýmýzý sadece Nevruz kutlamalarýna ve Öcalan’ýn açýklamalarýna ayýracaktýk. Son dakikada gelen Ýsrail’in özrü ister istemez gündemi deðiþtirdi. Fakat deðinmeden olmaz, Ýsrail’in özrü nasýl bir dýþ politika baþarýsý ise Öcalan’ýn açýklamalarý da ayný ölçüde bir iç politika baþarýsýdýr.
Her iki geliþme de Türkiye için sevindirici geliþmelerdir. Ancak zorlu bir dönemden geçtiðimiz de unutulmamalýdýr.
PKK ve Ýsrail’in geçmiþ karneleri de dikkate alýndýðýnda her iki konuda da henüz yolun baþýnda olduðumuz gerçeði dikkate alýnmalýdýr. Her iki konuda da söylemin eylem ile desteklenmesini beklemek gerekir. Kýsacasý ihtiyatlý iyimserliðe devam.