13-14 Ekim tarihlerinde Baþbakanlýk Kamu Diplomasisi ve SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araþtýrmalarý) Vakfý tarafýndan düzenlenen Ýstanbul Küresel Forumu’na dünyadan siyasi liderler, akademisyenler, entelektüeller, iþ ve medya temsilcileri katýldý. Bu yýl ana tema olarak ‘Adalet’in seçildiði forumun belli baþlý bölümleri, Adalet ve Küresel Düzen, Adalet ve Siyaset, Adalet ve Tarih, Adalet ve Ekonomi, Adalet ve Din ve Adalet ve Sanat idi. Yirmidört baþlýk halinde düzenlenen oturumlarda ise, adaletin toplumsal ve kültürel hayatta olabilirliðine, gerçekleþebilirliðine dair birçok konu ele alýndý. Bugün dünyanýn en fazla muhtaç olduðu bu çok önemli hususun tarihiliði de unutulmamýþ, baþlýklardan biri ‘Adil Hafýza’ olarak belirlenmiþti.
***
Benim moderatör olarak katýldýðým ‘Sanatýn Adaleti’ oturumunun konuklarý Sýrbistan’dan yazar ve þair Vladislav Bajac, Ýran’dan yönetmen Mecid Mecidi, Suriye-Türkiye’den Ciwan Haco, Türkiye’den Orhan Gencebay ve Ýsmail Güneþ’ti. Bir mazeretinden dolayý programa katýlamayan Haco’nun dýþýndaki diðer konuþmacýlar, adalet temasýnýn kendi sanat uðraþýlarýyla nasýl bir etkileþim içinde olduðunu ortaya koydular. Türkçeye de tercüme edilen son romaný Hamam Balkania’nýn yazarý Bajac, sanatýnda özellikle çift kimliklilik üzerinde durduðunu, Osmanlý geçmiþleriyle bugünün modern hayatý içinde kimlik olgusunun kendisi için önemli olduðunu vurguladý. Adalet temasýnýn dünya edebiyatýnýn da kendi ülkesinin edebiyatýnýn da baþat konularýndan biri olduðunu belirten yazar, sanatçýnýn topluma ve bireye karþý bir sorumluluk yüklendiðini ifade etti.
Dünya siyaset arenasýnýn bir tasviriyle konuþmasýna baþlayan Mecid Mecidi, ülkelerin bugünkü huzursuzluðunun Batý ve Doðu kültürleri arasýndaki diyaloðun bozukluðundan kaynaklandýðýný ileri sürdü. Sanatýn bu anlamda önemli bir güç olduðunu vurgulayan yönetmen, sinemanýn manevi bir duyarlýlýkla kotarýldýðý takdirde, baþta adalet sorunu olmak üzere toplumun birçok meselesine iþaret edilebileceðini belirtti. Siyasetin sanattan ayrýlmasý gerektiðini vurgulayan Mecidi, mesleðinde fýtratýn sinemasýný gerçekleþtirmek yönünde çaba sarf ettiðini kaydetti. Kimi parçalarýndaki dizelerle söze baþlayan Orhan Gencebay, kariyerinde baþýndan itibaren haksýzlýða, ezilmiþliðe, adaletsizliðe bir karþý çýkýþ tavrýnýn olduðunu dile getirdi. Bu minvalde konuþmasýný sürdüren Gencebay, insanlarýn adaletsizlik karþýsýnda boyun eðmemesi gerektiðini, sanatýn daima iyiyi, güzeli, insanýn Yaradanýyla olan doðrudan iliþkisini iþlemesi gerektiðini sözlerine ekledi. Kendisini etkileyen kimi çok acý anekdotlarla sözü alan Ýsmail Güneþ, küçücük bir çocuktan insanýn nasýl yetiþkinliðinde canavarlaþabildiðine deðindi ve bunu hiç anlayamayacaðýný dile döktü. Sanatýn çok önemli bir iþlevinin adaletin kitlelere hissettirilmesi olduðunu belirten Güneþ, filmlerinde duyarsýzlýða karþý tavýr olduðunu, toplumsal yargýlarýn insaný ezebileceðine dikkat çekti ve buna karþý duyarlýlýðýn geliþmesi gerektiðini vurguladý.
***
Oturumun genel havasýnýn da izhar ettirdiði gibi sanatçý aslýnda toplumun vicdaný olmak durumundadýr ve eserleri her yaþtan bireylere açýk olduðundan toplumsal bir sorumluluk taþýmaktadýr. Varoluþsal bir duyarlýlýkla bireysel bir tavýr içinde ama toplumun hassasiyetlerini ve deðerler manzumesini de gözeterek ortaya konabilecek sanatsal bir duruþ, sanatçýnýn saygýnlýðýný arttýrmakla kalmayýp, o sanat eserini de saygýn bir mertebeye yükseltecek, bireysel duruþun biricikliðini göz ardý etmeyecek, bir yere kadar diðergam olarak da bir rol oynayacaktýr.