İstanbul’da olunca...

Örneğini kar yağışı, deprem, ya da elektrik kesintisi gibi olaylarda çok görmüştük.

İstanbul’da olan bir olay her zaman daha fazla yankı buluyor.

Cumartesi sabahı yaşanan alçak terör saldırısının ardından da yanı şey oldu. Hatta Survivor reytingleri biraz düştü ana haberler yükseldi.

Kamu görevlileri, sosyal medya yalanlarını artık ekranlardan yalanlamak zorunda kalıyorlar.

Panik ve yalan haber yaydıkça sosyal medya yasakları her zaman gündemde olacak ve daha önemlisi de hep beraber yasakları savunmak durumunda kalacağız.

***

BBC Türkçe Servisi, “TAK saldırıları neden durdurulamıyor” diye Kandil’den birisiyle telefonla röportaj yapmış.

Allah var, bir, iki ciddi soru da sormuşlar ama cevaplar ezberden öte değil.

Peki bu nasıl bir gazetecilik anlayışıdır?

Terörün ana kaynağına bunu sorup sonra da her söylediğini doğru gibi yayınlamak...

BBC dosya haber mantığıyla çalışır, en azından aksini iddia edenlerinQ görüşlerine de yer vermek gerekirdi böyle bir haberde.

Yoksa, yapılan haber mi, savunmaya aracılık etmek mi diye düşünür okuyan.

***

Cumartesi günü bazı kanallarda en azından show programları yayından kaldırıldı.

Ana diziyi yayınlayıp da show programını yayından kaldırmanın mantığı ne acaba?

Tahminen seyirci olan programlarda bir sıkıntı yaşanmaması.

Zaten Güldür Güldür ekibi seyircili çekimlerini iptal etti ve iyi de yaptı.

Pazar sabahı biraz kafayı dağıtmak için TRT Müzik yayınını açtım.

Önce halk müziği ardından Muazzez Ersoy sonra 1980’lerden bir Zeki Müren klibi.

Böyle zamanlarda garip bir sığınak olabiliyor müzik kanalları.

Sonra çocuk kanallarına geçtim.

Çocuk kanalı dediğimiz çok geniş bir yaş aralığını kapsıyor.

Mesela 3 yaşındaki bir çocukta soyut kavramı daha gelişmemiştir ama 12 yaşındaki bir çocuğun fikri vardır.

Aslında RTÜK yaş sınırlamasını çocuk kanallarında da detaylı hale getirmeli...