Üzerinde çok durulmadı ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Güney Afrika’daki BRICS zirvesinde verdiği bir bilgi oldukça önemliydi. Erdoğan 7 Eylül’de İstanbul’da Almanya, Fransa ve Rusya liderlerinin katılacağı dörtlü bir toplantı yapılacağını açıkladı. Bu toplantının ne anlama geldiğini ve bazı perde arkası bilgilerini paylaşacağım ancak önce genel fotoğraf ile ilgili birkaç şey söylemem gerekiyor.
Uluslararası arena bir hayli dinamik. Zemin kaygan. Dostluklar da düşmanlıklar da kırılgan. ABD-Türkiye ilişkileri bu anlamda iyi bir örnek. ABD’nin terör örgütü PKK ve FETÖ’ye verdiği destek nedeniyle bozulan, Afrin operasyonunun ardından Münbiç müzakereleriyle olumlu bir seyir izlemeye başlayan ilişkiler Washington’un rahip Brunson ile ilgili Türk yargısına müdahale girişimi ve kullandığı tehditkar dil nedeniyle yeniden negatif seyretmeye başladı.
Peki, ABD’nin sorunu sadece Türkiye ile mi?
Tek kutuplu dünya sisteminin sona erdiği, çok kutuplu düzenin doğum sancısının yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. ABD korumaya çalıştığı düzene alternatif tüm yapıları zayıflatmak için agresif bir çizgi izliyor. Bunun için tek taraflı uygulamalar ve tehditkar bir dil kullanıyor. Almanya, Kanada, Çin Trump’ın sorun yaşadığı ülkelerden sadece bir kaçı.
Washington’un bu tutumu aktörleri yeni alternatif arayışlarına itiyor. Erdoğan’ın “BRICST” çıkışı bunun bir parçası. Trump baskısından bunalan Almanya’nın Rusya ve Türkiye ile diyalog kurma çabası da aynı konjonktürün ürünü.
7 Eylül’de İstanbul’da yapılacak dörtlü zirve bu yüzden önemli. Şimdi bu zirve ile ilgili edindiğim bazı bilgileri paylaşayım:
BİR. Zirve fikri ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkel’in 11 Temmuz’da Brüksel’de yaptığı görüşmede gündeme geliyor. Toplantının önce 3’lü yapılması planlanıyor ancak Fransa’nın “Biz de masada yer alalım” talebi üzerine 3’lü zirve 4’lü buluşmaya çevriliyor.
İKİ. Toplantıya henüz bir ay var. Hazırlıkları sürüyor. Ancak ele alınacak konuların bölgesel meseleler, Suriye’deki gelişmeler, terörle mücadele, ticaret savaşları, İran’a yaptırımlar gibi başlıklardan oluşması bekleniyor. Bu başlıkların hepsinin ucu bir şekilde ABD’ye dokunuyor.
ÜÇ. Zirveden somut bir sonuç beklenmeli mi? Bu henüz kestirilemiyor. Bir kaynağıma göre zirve dört ülkenin istişare toplantısı olacak. Yani önce oturup konuşacaklar. Almanya’nın özellikle Suriye, mülteciler konusu ve Trump’ın İran’a yaptırım kararını öne çıkarmak istediği belirtiliyor.
Zirve sonrası verilecek mesajları dikkatle takip etmekte fayda var.
MGK toplantılarının içeriği açıklanamaz, yayınlanamaz. Bu yüzden toplantının ardından yapılan yazılı açıklama çok kıymetlidir. Çünkü içeride konuşulanlara ilişkin önemli ipuçları içerir. Yeni dönemin ilk MGK toplantısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında Pazartesi günü yapıldı. Açıklamada daha çok rahip Brunson nedeniyle ABD ile yaşanan gerilim konusundaki mesajlar ön plana çıkarıldı. Ancak açıklamanın 6. maddesi de dikkat çekiciydi. O maddede “Suriye'de hâlen terör örgütlerinin etkinlik gösterdiği bölgelerin bir an önce güvenli hâle getirilmesine yönelik çalışmaların değerlendirildiği” belirtiliyor ve açık bir vurguyla “Bu konudaki somut adımların atılmaya başlanacağı belirtilmiştir” deniliyor. Bu ne anlama geliyor? Terör örgütü PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde etkinlik gösterdiği, Fırat’ın doğusundaki bölgeler için de düğmeye mi basılacak? Kaynaklarım “Bu madde spesifik bir noktadan çok genel tutumu ifade ediyor. Genel tutumumuz belli: Terör tehdidinin geldiği her noktaya gerekli cevaplar verilecek” diyor. Buna rağmen “somut adımlar” ifadesi ve bunun MGK açıklamasında yer alması oldukça dikkat çekici.