İstanbul'u fethetmek suç mu?

Son yıllardaki 29 Mayıs/Fetih programlarını taktirle izliyorum. Hatta, "karganın ağzındaki peyniri kapmaya çalışan tilki" hesabı; muhafazakâr oy avına çıkan "Yeni CHP"nin İstanbul'da çalgılı-çengili fetih(!) programı yaptığını da biliyorum.

Ancak Cumhuriyet döneminde devletin, İstanbul'un fethini görmezden gelmesini anlamıyorum. 19 Mayıs'tan itibaren "bayram" ilan etmedik gün bırakmayan CHP saltanatı, İstanbul'un fethini "unutturmak" için ne gerekirse yapmıştır. "Osmanlı'yı yok sayma" hastalığı, bu kafayı öyle esir almış ki, Peygamber Efendimiz tarafından müjdelenen ve günü gelince gerçekleşerek "çağ değiştiren" bu muhteşem zaferi bile, Osmanlı ile birlikte "ademe mahkum" etmişlerdir!

Çağ değiştiren dedik de; Osmanlı düşmanı bu zihniyetin, İstanbul'un fethini bile tersten okuyarak Millî Eğitim müfredatına, "Orta Çağ, Doğu Roma İmparatorluğu'nun yıkılışıyla bitti" şeklinde aktardığını biliyor muydunuz? Ve bu Haçlı ağzı, maalesef tek parti döneminden sonra da devlete çöreklenmiş olan "gizli CHP iktidarları" tarafından aynen devam ettirilmiştir! 24 TV Yayın Yönetmeni Ömer Özkök kardeşim, "Bize de aynen böyle öğrettiler" diyor. Hiçbir öğrenci, "Doğu Roma'nın Yıkılışı"ndan "İstanbul'un Fethi"ni anlamaz. Nitekim bugün de, "İstanbul hangi tarihte fethedildi" sorusuna, birçok öğrencimizin "6 Ekim 1923" cevabı vermesi, öğretmenden öğretmene aktarılan "Köy Enstitüsü" mikrobunun hâlâ tam olarak dezenfekte edilemediğini göstermektedir. Bu durumda yeni nesillerden "fetih şuuru" beklemek beyhudedir!

BUNLAR "KOSNTANTİNOPOLİS ÖZRÜ" MÜ?

Fethin sembolü olan Ayasofya Camii'ni, Haçlı Batı'ya "teselli armağanı" olarak kapattık ve tam 86 yıl a-ça-ma-dık!

İşgalden kurtardığımızı zannettiğimiz İstanbul'da, kilise ve havraların kucaklaştığı Taksim'e yüz yıl boyunca bir cami ya-pa-ma-dık!

İstanbul'un fethini kendi öğrencilerinden bile gizleyen hatta cami yapamayan; hatta caminin kilidini bile açamayan devlet, adeta Avrupa'ya; "Ya kusura bakmayın, II. Mehmed İstanbul'u almış bir kere..." demiştir!

Acaba İstanbul'un Haçlı dünyası için ne anlama geldiğini bildikleri için fethi fazla abartmayarak; "centilmen"lik mi sergilemiş oluyorlar?

Ama onlar, bırakın centilmenliği; 570 yıldır "rövanş" için çalışıyor!

Siz; Orta Çağ'ın bitişini "Doğu Roma'nın Yıkılışı"na bağlarsanız, elin Haçlısı da Yeni Çağ'ı; "Amerika'nın Keşfi" ile başlatır! Çağlar tarihinde 39 yılın ne önemi var ki!

Buraya yazıyorum, biz İstanbul'un Fethi'ni gizlemeye devam edersek, birkaç sene sonra "Yeni Çağ nasıl başladı" sorusuna bütün arama motorları "Amerika'nın keşfiyle" cevabı verecek!

FETİH İRADESİNİN DEVAM ETTİĞİ GÖSTERİLMELİ

Oysa tam 560 yıl sonra; hem de fethettiğimiz İstanbul'un göbeğine "Zulüm 1453'te başladı" afişi asılıyorsa, hâlâ gümbür gümbür "Megalo İdea; Minaresiz Ayasofya" kampanyası yapılıyorsa, bir Haçlı katil "Boğazın batısına geçen Müslümanları böyle temizleyeceğiz" diyerek; canlı yayında 50 kardeşimizi öldürüyor ve Batılı liderler bunu "adi cinayet" diye geçiştiriyorsa, hatta; fetih yılı rakamlarının toplamı olan 13'ün uğursuzluğuna(!) Türkleri bile inandırarak İstanbul'un Fethine yönelik nefreti nesilden nesle aktarıyorlarsa...

Türkiye'nin de, İstanbul'a sahip çıkma iradesini ortaya koymak için "29 Mayıs"ları, ulusal kutlamalar ve uluslararası konferanslarla; dolu dolu "Fetih" yaşayarak idrak etmesi gerekmez mi?

Nedir bu ilgisizlik?

İlgisizlikten geçtik, "İstanbul Temsilcisi" olarak, hem de "Fetih Günü"nde; "Fethin Temsilcisi"nin huzuruna "eli arkada" çıkmak nasıl bir saygısızlık?

İstanbul'u fethetmek suç mu?