Bir dönem Ýstanbul’da özellikle gece gezmelerine veya balolara giderken sedye kiralamak adeta moda olmuþtu. Yabancý hanýmlar için Müslüman mahallelerinin dar sokaklarýný sedyelerle gezmek ayrý bir zevkti.
19’uncu asrýn ikinci yarýsýnda Ýstanbul’da þehir içi ulaþýmýnda kullanýlan vasýtalardan biri sedyelerdi. Sedyeleri tercih edenler daha çok Beyoðlu’nda ikamet eden levantenler, gayrimüslimler ve yabancý elçilik çalýþanlarýydý. Kýþ aylarýnda þehrin çamurlu sokaklarýnda yürüyüp üstünü baþýný kirletmek isteyemeyenlerin imdadýna sedyeler yetiþiyordu.
17 ve 18’inci asýrlarda çok nadir kullanýlan sedyeler, 19’uncu yüzyýlda varlýklý ailelerin bilhassa da, yabancý hanýmlarýn istifade ettikleri bir vasýta haline gelmiþti. Özellikle Beyoðlu’nun zengin aileleri, çamurlu olan Ýstanbul sokaklarýnda yürümemek için her tarafa sedye ile gidiyorlardý. Devlet, iki güçlü hamalýn ön ve arka tarafýndaki uzunca ahþap sopalardan tutarak taþýdýðý sedyelerle ilgili bir kararname dahi yayýnlamýþtý.
Altýn yaldýzlý, aynalý...
Ýstanbul’da dolaþtýrýlan ilk sedyeler; kýrmýzý renk üzerine altýn yaldýzlý ve nakýþlarla süslenmiþ iken daha sonra Avrupai tarzda imal edilmeye baþlanmýþ, yaðlý boya ile boyanan örnekler piyasaya çýkmýþtý. Atlý arabalardaki ipek kumaþtan yapýlma kanepeleri bulunan sedyelerin iç süslemelerinde hanýmlarýn rahatça kendilerine çeki düzen verebilecekleri aynalar kullanýlmýþ, kimsenin yolcuyu görmemesi için perdeler de düþünülmüþtü.
Bir dönem Ýstanbul’da özellikle gece gezmelerine veya balolara giderken sedye kiralamak adeta moda olmuþtu. Yabancý hanýmlar için Müslüman mahallelerinin dar sokaklarýný sedyelerle gezmek ayrý bir zevkti. 1869 yýlýnda Ýstanbul’u ziyaret eden Fransýz Ýmparatoriçesi Eugenie’nin þehirdeki kýsa gezintilerini, Sultan Abdülaziz’in kendisi için hazýrlattýðý gayet þatafatlý bir sedye ile yapmasý da o yýllarda çokça konuþulan hadiselerdendi. Ayrýca Lady Emelia Hornby, Kýrým Savaþý sýrasýnda Ýstanbul adlý kitabýnda sedye sefalarýndan bahsetmeyi ihmal etmemiþti.
Sedye hamallarý kabadayý tipli adamlardý ve diðer hammaliye iþlerinin yanýnda bunu da ek iþ olarak yapýyorlardý. Sedyecilerle müþteriler arasýnda tamamen pazarlýða dayalý olan arz talep iliþkisi devletin çýkardýðý bir kararname ile düzenlenmiþ, hatta sedyeciler bir kethüdalýða baðlamýþtý. Ayrýca yine bu kararnameyle kahve, lokanta, tiyatro gibi mekânlarýn önünde bekleyen sedyecilere yasak getirilmiþ, kimseyi rahatsýz etmemeleri için sabit duraklar kurulmuþtu. Tüm sedyecilere hem numaralar hem de geçerli olan tarifeler daðýtýlmýþtý. Ýstanbul’daki ulaþým vasýtalardan biri olan sedyeler at arabalarýnýn giremediði dar ve dik yokuþlu sokaklarda acil hastalarýn imdadýna yetiþmiþ, onlarýn en yakýn hastaneye ulaþtýrýlmasýnda adeta bir ambulans görevi görmüþtü.
Sedyeciler ne yazýk ki modern ulaþým araçlarýnýn þehirde kullanýlmaya baþlanmasýndan sonra rekabete dayanamadý ve güzel bir aný olarak sadece hatýralarýmýzda kaldý.