İşte ‘bağımlılıkla’ mücadeleyi ıskalamanın sonuçları

Biliyorsunuz bu hafta Meclis’ten geçen alkol ve tütün ürünlerine ilişkin düzenlemeler hayli tartışma yarattı. Bu düzenleme, sosyal-ekonomik bir düzenleme olmaktan çok, anti-demokratik hatta ideolojik bir ‘yasak’ silsilesiymiş gibi anlatılıyor ve propagandası yapılıyor. Hatta bu düzenlemeler ‘belli’ bir yaşam tarzı dayatması ya da Türkiye’yi yaşam tarzlarının (bu ne demekse) mücadelesine çekmek olarak yorumlanıyor. İşte tam burada biraz soğukkanlı olmak gerekiyor galiba. Çünkü dünyanın her yerinde, çeşitli tarihsel dönemlerde ve günümüzde, devletlerin ekonomik ve sosyal gerekçelerle yaptığı bir düzenlemeyi bizde, şu sıralar, bazı çevreler bir yaşam tarzı savaşı olarak algılıyorsa gerçekten soğukkanlı olmamız ve ısrarla bazı verileri, deneyimleri aktarmamız gerekiyor.

Ben, bunun için, bugün Sovyetler-Rusya örneğinden yola çıkacağım. Çünkü Sovyetler döneminde uygulanan alkolle mücadele, bu olgunun, bugünlerde bizde anlatıldığı gibi, İslam’a dönük -burdan temellenen- bir ‘baskı’ ve ‘dayatma’ olmadığını, tarihte İslam’la hiçbir alakası olmayan bir yönetimin bile bunu ısrarla -sistematik olarak- yaptığını ortaya koyuyor. Peki Sovyetler döneminde alkolle mücadele neden öne çıkartıldı; bunun gerekçelerini bize Sovyet sonrası Rusya çok iyi anlatıyor aslında. Ben bu konuda sağlıklı verilere ulaşabilmek için Koç Üniversitesi’nde Rusya çalışan Dr. Şener Aktürk’ü aradım. Şener Hoca, aşağıda okuyacağınız çok değerli notu yolladı, aynen paylaşıyorum:  

Bir başka açıdan Rusya gerçeği

‘Malumunuz, nüfusun yerinde sayması, düşmemesi için gerekli olan kadın başına 2.1 çocuk. Rusya bu seviyeyi en son 1987’de gördü (2.19), ondan sonra sürekli 2.1’in altında kaldı, yani nüfus kendini yenileyebilir olmaktan çıktı. 1999’da bu oran kadın başına 1.16 çocuğa düştü, tarihsel bir dip noktasıdır. Putin’in çok ciddi ekonomik teşvikleri sayesinde 2007 yılında ancak 1.4’e çıktı ki bu da doğal kendini yenileme (replacement) seviyesinin ancak üçte ikisine tekabül ediyor. Sovyetler Birliği, dünyanın 3. büyük nüfusuna sahipti, Sovyet -sonrası Rusya, diğer cumhuriyetlerin bağımsızlığı nedeniyle de dünya 6’ncılığına düştü (1992), bugün Rusya nüfus olarak dünyada 9. sırada; 2025’te 12’nciliğe, 2050’de ise 15’inciliğe düşmesi bekleniyor... Peki neden, işte yanıtı:

- Rus erkekleri, dünyada sigara alışkanlığında 1 numara!

-Rusya, eroin bağımlılığı oranında dünyada 1 numara!

-Bazı kaynaklar eroin kullanların sayısını da 5 ila 6 milyon olarak veriyor. Bu sayı abartılı gözükse de 6 milyondan fazla Rus’un bir çeşit uyuşturucu kullandığını teyid eden kaynaklar var.

- Independent geçen yılki bir haberinde her yıl en az 30 bin Rus’un eroinden öldüğünü bildirmişti. www.independent.co.uk/news/ world/europe/krokodil-the-drug-that-eats-junkies-2300787.html

-Rusya, dünyada alkol tüketiminde beşinci!

-Doktorların yüzde 54’ü sigara içiyor!

Gorbaçov 930 bin hayat kurtarmış!

-Gorbaçov’un zamanında (1980’lerde) uyguladığı alkoliklik karşıtı kampanyanın sınırlı başarısına rağmen 930.000 hayat kurtardığı tahmin ediliyor.

-Cinayet oranları dünyada 100.000 üzerinden hesaplanır, karşılaştırma için yazıyorum, cinayet oranı Almanya’da 100.000’de 1, Fransa’da 1.6, Mısır’da 0.4 (çok düşük), savaştan önce Suriye’de 1.1, Türkiye’de 3.8 (Avrupa ve İslam ülkeleri ortalamasına göre oldukça yüksek)... Rusya’da ise 20 ila 22 arasında, yani Türkiye’nin bile 6 katı, Almanya’nın 22 katı, Mısır’ın 50 katı!

-Sovyetler Birliği evrensel (yüzde 100) okuryazarlığa ulaşmış olmakla (haklı olarak) övünürdü. Bugün ise Rusya’da 2 milyon okuma-yazma öğrenemeden büyümüş çocuk var! Böyle gerileme görülmemiştir.

Öksüz çocuklar cehennemi

-Rusya’da 700.000 (yediyüzbin) öksüz yetim (orphan) çocuk var bugün... Çökmüş aile hayatı, babasız annesiz ortada bırakılan çocuklar, uyuşturucu sigara alkol bağımlısı.

-Normalde dünya ortalamasında kadın erkekten 3 veya 4 yıl daha uzun yaşar (mesela Türkiye’de erkek 70, kadın 74 yıl yaşıyor ortalama). Rusya’da kadınlar erkeklerden 13 yıl (onüç yıl!) daha uzun yaşıyor. Erkek 60 yıl, kadın 73 yıl yaşıyor. Bu 1994’te daha da kötüydü, erkek 57, kadın 71 yıl yaşıyordu. Yukarıdaki kötü alışkanlıklar ve aşırı şiddet vs. yüzünden.

-Bu muazzam dengesizliğin sonucu olarak, Rusya’da 77 milyon kadına karşılık sadece 67 milyon erkek var!.. Bu da en az 10 milyon kadının bir anlamda uzun vadede eş bulmasının imkansız olması gibi bir durum.

Alkol tahribatı savaşla eşit

1993-2008 arasında ölümlerin sayısı doğumlardan 12.2 milyon daha fazla, gelen 5.5 milyon göçmenle kısmen telafi edilmeye çalışılmış, yani bu göç de olmasa... (pek çoğu Orta Asya ve diğer eski Sovyet Cumhuriyetleri’nden Rusya’ya gelen Rus azınlıklar, bir kısmı da Tacik başta olmak üzere çalışmak için gelen yasal ve yasadışı göçmen).

Rusya’nın 1993’de 148.6 milyon olan nüfusu 2011’de 138.7 milyona düşmüştü. 10 milyon kayıp. Savaş durumu müstesna, böyle düşüş az görülmüş.

Yüksek kürtaj oranı da ayrı bir sorundu, bir Bolşevik mirası, kürtajın sosyalist devlet olarak parasız olarak yapılıyor olması bazı yıllarda doğan çocuk sayısından daha fazlasının (100 doğuma karşı 107 kürtaj!) kürtaj yapıldığı çarpık bir Rusya gerçekliğini doğurdu. Ama o başka bir konu tabii.

Hocam bu kadar yeter mi? Akşam akşam içinizi kararttım ama Rusya’nın durumu böyle. Putin reformları kısmen düzelme sağladı, nüfusun düşüşü durmasa bile en azından biraz yavaşladı. O reformlara da ayrıca gelebiliriz.’

Şener Hoca’nın notu aynen böyle, hiç dokunmadan size aktardım. Şener, haklı olarak içinizi kararttım diyor, bilmiyorum sizin de karardı mı, böyle bir toplum ister miydiniz?