Ýþte bu yüzden kara harekâtý!

En zor “dýþ mesele” hangisi diye sorulsa, parmaklar ittifakla Suriye için kalkar. 

Bu mesele hem zor, hem deðil... 

Daha önce de yazdýðýmý hatýrlýyorum... 

Dýþarýdan bakýnca manzara “karýþýk”, hatta “katastrofik” görünüyor hatta ama Suriye’de parmaðý bulunan güçler açýsýndan durum son derece net.  

Bizim için de net! 

Esed, her þeye raðmen, iktidarýný (bölünmüþ bir Suriye de olsa) korumak istiyor.  

Bu uðurda, iþbirliði yapmayacaðý ülke, vermeyeceði taviz yok.  

El altýndan, Amerikalýlarla (SDG üzerinden) görüþtüðü de biliniyor.  

SDG etiketi altýnda Suriye’nin güneyine kadar inmiþ ve artýk Halep’te bile söz sahibi olan PYD/PKK’nýn varlýðýndan rahatsýz deðil.  

Bir ara, kara ordusunu Ýdlib üzerine göndermekten söz ediyorlardý. SDG güçlerinden destek sözü almýþlardý. 

Bu þekilde (PKK’yý iþe dâhil ederek) Amerika’yý tatmin edeceklerini düþünüyorlardý belki de.  

Esed, ayný anda hem Amerika ve Rusya’yla görüþen, hem de Ýran’ý dengede tutan bir tuhaf yönetici... “Çoklu siyaset” izliyor. Kendisini vazgeçilmez partner kýlacak yolun buradan geçtiðini düþünüyor.  

Bunda “þu ana kadar” baþarýlý olduðu söylenebilir...  

Bir önceki Amerikan yönetimi, Esed’in muhafaza edilmesi gerektiði fikrine varmýþtý... Amerikan ve Rus Dýþiþleri bakanlarýnýn toplantýsýnda, “Esed’li çözüm olabilir” kararý çýkmýþtý.  

Rusya, Esed’i hem istiyor, hem istemiyor.  

Esed’siz çözüme “hayýr” demiyor ama “Esed olmayacaksa, rejimin niteliði deðiþmemeli” diyor.  

Ýran da öyle...  

Bütün mesele “rejimin niteliði...” (Ýran’ýn düþtüðü acýklý duruma bakýn. Hâlâ mezhepten gidiyor.)

Ýran, Rusya’nýn ve Amerika’nýn Suriye’ye ilgisinden rahatsýz görünmekle birlikte, Esed’siz çözüme “rejimin niteliði deðiþmemek” koþuluyla itiraz etmeyeceðini söylüyor. Bölgedeki nüfuz alanlarý korunsun da, ne olursa olsun...  

PKK/PYD ne istiyor?  

En “açýk” talep onlara ait:  

Suriye’nin kuzeyinde, Amerika’nýn iþgali altýndaki bölgede bir terör devleti (garnizon devleti) kurmak istiyor. 2016 yýlýnda “federasyon” ilan etmiþlerdi ama bu yapý hiçbir ülke tarafýndan tanýnmadý. Akabinde, Suriye Demokratik Meclisi adý altýnda toplanýp, “özerklik” ilan ettiler. Suriye meselesinin nereye evrileceðini bekliyorlar.  

Bir tür “ön hazýrlýk...”

Suriye’de Amerika’nýn istediði olursa, “özerk yapý”yý devlete dönüþtürme fýrsatý doðacak.  

Peki, Suriye’de Amerika’nýn istediði ne?  

Burasý daha da net:  

Bu meselenin çözüme kavuþmamasý... Yani “kaos hali”nin devam etmesi ve bu durumun bütün bir Suriye’yi kapsamasý...  

Bir diðer ifadeyle, Amerika Suriye’nin bölünmesini istiyor... Bölgedeki varlýðý, “kaos hali”nin devam etmesine baðlý.  

Dolayýsýyla, bölgede “terör örgütleri”nin (DEAÞ’ýn filan) varlýðýný destekliyor. PKK/PYD’ye alan açýlabilmesi için, bu örgütlere “þiddetle” ihtiyacý var.  

Rusya ve Ýran, Suriye’nin toprak bütünlüðüne görünüþte saygýlý ama “Topraklarýmýzýn yüzde 98’i kontrolümüz altýnda” diyen, iþgalci olarak sadece Türkiye’yi gören, fiili iþgalci Amerika’ya hiç bakmayan, PKK/PYD’yle de temas halindeki Esed’i dizginlemeyi akletmiyor.  

Suriye’nin toprak bütünlüðü konusundaki en kararlý, en samimi tavýr Türkiye’ye ait... Çünkü bölünmüþ Suriye’nin, bize (ayný zamanda bölgedeki ülkelere) “güvenlik sorunu” olarak döneceðini biliyor.  

Suriye meselesi, Türkiye dýþýndaki ülkelerin talepleri doðrultusunda çözüme kavuþursa, Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý harekâtlarýyla elde edilen kazanýmlar berhava olacak ve yeni bir göç dalgasýyla karþý karþýya kalacaðýz.