Türkiye, Rusya ve Ýran üçlüsüyle yapýlan Suriye Zirvesi baþta ABD olmak üzere Batýlý ülkeleri fena halde rahatsýz etti.
Ankara’da yapýlan zirvenin akabinde tekrar Türkiye’nin eksenini tartýþmaya açanlar oldu.
Ýçimizdeki ABD unsurlarý tek adres olarak ABD’yi gösterirken, Rusçu unsurlar da Rusya eksenini salýk verdiler.
AB eksenine Türkiye’yi oturtmaktan baþka kutsallarý olmayan mankurtlar da ayrý bir telden çalmaya devam ediyorlar.
Kuþkusuz AB üyeliðinden yanayýz.
AB hedefinden vazgeçmiþ deðiliz.
Yalnýz bu hedef bir mecburiyet ve mahkûmiyet þeklinde deðil, kendimiz gibi kalarak kendi çýkarlarýmýzý eksene alan bir gönüllülük iliþkisine dayanýyor.
ABD ile düþman deðiliz.
ABD ile NATO çerçevesinde dost ve müttefik iki ülkeyiz.
Lakin son zamanlarda ABD’nin dostluk ve müttefiklik iliþkisiyle baðdaþmayan siyaseti bizi tarifsiz rahatsýz ediyor.
FETÖ ve PKK üzerinden sergilenen aleni düþmanlýk iliþkisini not etmiþ durumdayýz.
Rusya bizim komþumuz ve müttefikimiz.
Ne ABD ile her konuda ayný düþünüyoruz ne de Rusya ile.
Her iki süper gücün peyki de deðiliz.
Onlar kendi eksenlerine dayalý çýkar iliþkilerini esas alýyorlar.
Biz de kendi milli çýkarlarýmýzý eksene alan bir diyalog ve iþbirliði anlayýþýný benimsiyoruz.
Ýþte buna parti sözcümüz sevgili Mahir Ünal’ýn dediði gibi “Türkiye ekseni” diyoruz.
Evet, herkes bilsin ki bizim kendi eksenimiz var.
O da “Türkiye ekseni”dir.
Erdoðan liderliðine yaslanan bu eksen çoklu dýþ politika baþarýsýyla göz dolduruyor.
Son Suriye krizinde de görüldüðü üzere iki süper devlet arasýnda “arabuluculuk” gibi çok önemli bir misyonu ifa ediyor.
Bize ýsrarla birileri kendi eksenlerini dayatmak istediler.
ABD/AB yandaþý mankurtlar, “Sakýn Afrin’e girmeyin!” dediler.
ABD aleni biçimde bayrak kaldýrdý.
Ama Türkiye kendi bildiðini yaptý.
Sonuç ortada.
Türkiye ABD’ye raðmen Suriye denkleminde güçlü bir aktör haline geldi.
O birileri bu süreçte AK Parti hükümetimizin Esed’le iþbirliði yapmasýnýn zorunlu olduðu tezini iþlediler.
Liderimiz, “Esed eli kanlý bir diktatördür. Suriye’nin geleceðinde Esed’e yer olmamalýdýr” diyerek Türkiye’nin eksenini kaydýrmaya çalýþanlarýn önünü kesti.
***
Bugün Suriye sahasý üzerinde yeni bir bilek güreþi yapýlýyor.
Türkiye bundan rahatsýz.
Türkiye’nin ekseni belli.
Türkiye siyasi bir çözümden yana.
Bir: Esed ve rejimi gitmeli.
Ýki: Suriye halkýnýn bütününü kucaklayan demokratik bir anayasa yapýlmalý.
Üç: Demokratik seçimler yapýlmalý. Suriye halký kendi rejimini de, kendi yöneticilerini de doðrudan kendisi belirlemeli.
Dört: Suriye’nin toprak bütünlüðü saðlanmalý.
Beþ: Sadece Türkiye’nin varlýðý için deðil bölge barýþý için de tehdit oluþturan PKK/terör devletçiliklerine hangi kisve altýnda olursa olsun izin verilmemeli.
AK Parti hükümetimiz “Suriye devleti” ile “Suriye rejimi”ni bir tutmamakta, bir tutanlarý da çözümsüzlüðü derinleþtirenler safýna dahil etmektedir.
Suriye devletinin toprak bütünlüðünü savunmak, Suriye rejiminin devamýný savunmak anlamýna gelmiyor.
Türkiye, Suriye için bir rejim dayatmýyor.
Sadece ve yalnýzca Suriye halkýnýn demokratik bir anayasayla belirlenmiþ hür bir seçimde kendi geleceðini kendisinin belirlemesi gerektiðini söylüyor.
Türkiye ekseni iþte bu siyasi çözüm isteði üzerine oturuyor.
ABD ve Rusya isterse bu çözüm hayata geçirilebilir.
Lakin Suriye sahasý üzerinde, Suriye halkýnýn çýkarlarýna uygun demokratik bir çözüm bulmak yerine bilek güreþine tutuþanlarýn safýnda yer almak Türkiye’nin eksenine ters düþer.
Birileri “Esed karþýtlýðý” dolayýsýyla Türkiye’nin ABD’nin baþýný çektiði koalisyona dahil olacaðýný düþünüyorsa yanlýþ hesap yapýyor demektir.
Biz, baþkalarýnýn kirli ve kanlý eksenlerin oyuncaðý olmadýk.
Olmayacaðýz…