İşte Rodos adası

Olağanüstü güzellikte denizi ve kategori üstü yemekleri ile Yunan adalarının en iyilerinden Rodos... Rodos’ta hava hala çok sıcakken bir keşfe çıkmaya ne dersiniz?

Feribot kıyıya yaklaşırken, gelenleri yüzyıllardır ihtişamlı surları ile karşılamakta. Rodos’ta hala sıcaklık boğucu. Hava durumu sunucularının ağzıyla söylersek, mevsim normallerinin çok üstünde. Adaya ulaşım Marmaris’ten ortalama bir saat süren feribot yolculuğu ile zahmetsiz. Ancak bizim gibi İstanbul’dan yola çıktıysanız rotası en kolay Yunan adası denemez. Bu durumda ya önce Dalaman, sonra Marmaris’e geçmek ya da Atina üzerinden uçakla Rodos’a gitmek gerekiyor. Bu şekilde yolculuk yarım günü alıyor. Nasıl giderseniz gidin, vardığınızda pişman olmayacağınız bir ada. Rodos, on gün kalsanız yeni yerler keşfedebileceğiniz oldukça büyük bir ada. Olağanüstü güzellikte denizi ve kategori üstü yemekleri ile Yunan adaları içinde en iyilerinden birisi.

ZAMANDA KAYBOLUN

Adanın tarihinde şövalyeler önemli bir yer tutuyor. Eski şehir denilen bölgedeki kale içi, surlar, müzeler ve tarihi yapılar oldukça zengin. Fatih Sultan Mehmet’in Rodos kalesini tam üç kez kuşattığını ama adayı teslim alamadığını biliyor muydunuz? Rodos, daha sonra genç padişah Sultan Süleyman Han’ın beş aylık bir kuşatması sonrasında imparatorluğa dahil olmuş. Hikayeleri çok, ortak yaşanmışlıklar çok bu coğrafyada. Osmanlıların 300 yüzyılı geçen hakimiyetinden kalan izlere rastlamak mümkün. Osmanlı hakimiyeti sonrası yaklaşık 33 senelik İtalyan hakimiyetini de eklersek Rodos’un tarihi zenginliklerinive bunun gündelik yaşantıya olan etkisine şaşırmamak gerek. Günümüzde hala kullanılan İtalyan evleri var. Bu tarihi zenginliği öğle sıcağından çok akşam üzeri keşfetmenizi öneririm. Her adada olduğu gibi 14:00-17:00 arası eczaneler dahil tüm dükkanlar burada kapalı. Bu saatleri plajda ve gölge bir yerde geçirmek daha doğru.

DENİZİN DEĞERİNİ BİLEN ADALILAR

Adada; kale ve müzeler dışında Kelebek vadisi gibi pek çok gezilecek nokta var. Denizi ve kumsalları gerçekten çok güzel. Denizi kirletmenin cezası tıpkı Kelebek vadisinde el çırpmaya verilen cezalar gibi peşin ve büyük. Adanın Türkiye tarafına bakan kısmı genellikle çok rüzgarlı, buna rağmen pek çok kişinin favorisi. Sakin deniz sevenler için diğer tarafında kalan birçok koy da var. Her koy farklı güzellikte. Lindos, AntonyQuinn Bay, Eli ve Faliraki gibi en popüler olanları tahmin edersiniz çok kalabalık. O kadar çok koyu var ki, küçük ve bakir olan, sadece yerlilerinin gittiği koylar bulmak yine de mümkün. Bu kadar deniz güneş ve şehir turu insanı acıktırır haliyle... Şimdi buyurun ada sofrasına!

TÜTSÜLENMİŞ CUPRA FAVORİ MEKANIM FAVORİ YEMEĞİM

Kale içindeki Romios, Tamam, Koykos, Mavrikos şöhreti hak eden mekanlar. Tsambika üzerinde kalan Meltemi muhteşem yemeklere sahip. Sinaritler, devasa levrek, buharda veya sahanda pişen midyelerin tadına doyulmuyor. Yunanistan seyahatimde favori poğaçalarımı mutlaka çantama atarım. 

Favori mekanım Meltemi’nin ahtapotu, midyesi, karidesi, otları, kabağını adada kaldığım süre içinde birkaç kez tattım. Ama bir mezesi var ki hâlâ aklımdan çıkmıyor. Sadece tarama yemek için Meltemi’ye uğrayın, bana teşekkür edeceksiniz...

HEYBETLİ SURLARI, TURKUAZ RENGİ DENİZİ VE KATEGORİ ÜSTÜ YEMEKLERİ İLE

Kumsal herkesin olmalı!

Rodos’un kumsalları kadar düzenli ve temiz deniz az görülür. Limanın bile suyu tertemiz, zaten her sene mavi bayrağı alıyormuş. Her bir koyunun estetiği ayrı güzellikte. Dilediğinizi seçip kumsala gidebiliyorsunuz. Bizdeki gibi hiç kimse yolunuzu kesmiyor, kimse sizi rahatsız etmiyor. Denize girmek, kumda oturmak için izne ihtiyacınız yok. Tatsız tartışmalara, aç gözlü kıyı mafyasıyla boğuşmanıza hiç gerek yok. Kimse size yan gözle bile bakmıyor. Tüm gelişmiş ülkelerdeki gibi. Tıpkı, tüm Yunan adaları, İtalya, İspanya, Fransa sahilleri gibi... Deniz ve kum herkesin. Arzu edenler tertemiz kumsalda yine tertemiz ve rahat şezlonglara 3-4 Euro verip şemsiyenin altına oturabiliyor seçim sizin. Örnek, bir Kilyos sakini olarak oturduğum yerin kumsalını iri kıyım mafya bozuntuları sebebiyle senelerdir kullanamıyorum. Denize parmağını sokmak için bile para istiyorlar. Evim burada, denize girip çıkacağım bile diyemiyorsunuz. Restoranlar kas kuvveti ile hüküm sürdükleri güzelim kumsala masalarını yayıyor. Değil uzaktan gelenler, köyün sakinleri o kumsalı kullanamıyor. Bu mafya bozuntularına kim izin veriyor? Bu haksız ve kabul edilemez düzene kim dur diyecek hala bekliyorum. Devlet iki tane çam yarmasından korkmayacağını göre, neden bu güzel ülkenin plajları hala halka kapalı?