İstihbarat savaşları

Bir istihbarat örgütünün faaliyetleri incelenirken yaptığı operasyonlar tartışılır. İstihbarat teşkilatlarının diğer ülkede yaptığı operasyonlar incelenmekle yetinilir. Bir istihbarat servisinin diğerine yaptıkları tartışılmaz. Gerçekte iki ülke arasındaki mücadelede en önemli hedeflerden biri de karşı tarafın istihbarat servisidir. Mesela Almanya İkinci Dünya Savaşı’nda yenilince istihbarat servisi de ABD’nin kontrolüne girmiştir. Bu süreçte çok ilgi çekici bir olay vardır. Savaş bitmeden önce Alman İstihbarat Başkanı Amiral Canaris, ABD’ye savaşın Almanya’nın yenilgisi ile sonuçlanacağını ve kendi servislerinin SSCB yerine ABD’nin eline geçmesini istediklerini söylemiştir.

Bu iki şekilde yorumlanabilir. Çoğunluk bunun ülkeye ihanet olacağını söyler ama bu kişi geleceği tahmin etmekte ve ülkesine az zararlı bir yol çizmektedir: Almanya’daki Nazi partisinin de bir istihbarat örgütü bulunmaktadır ve bu teması haber alırlar. Onlar Alman istihbarat şefinin hain olduğunu düşünür ve hükümete söylerler ve Hitler bu kişiyi idam ettirir. Başa getirilen General Gehlen de Canaris gibi düşünmektedir ama bu sırrı korumuştur. Savaş sonunda ABD birçok Alman istihbaratçısını ülkesine götürmüş ve özellikle Güney ABD’de başarılı operasyonlar yapmışlardır. Ancak yeniden kurulan Alman devletinin istihbarat teşkilatı ise nasıl oluşmuştur? Şöyle ki ABD bu teşkilatı tamamen kontrol altına alacak bir kadro ile bu servisi kurar. Yani galip ülkeler geride bıraktıkları ülkenin gizli servisini kontrol edecekleri bir sistem kurarlar. Şüphesiz Almanya’yı yöneten güçler zamanla bağımsızlaşır ve servislerinin kontrol altında olduğunu bilirler. Peki bu sistemden nasıl kurtulurlar?

***

Kendi servislerinin başkasının kontrolünde olduğunu bilen gizli servis ilginç bir  politika uygular. Bu servis topraklarını işgal eden ülkenin isteklerine uygun hareket eder. Ama bu ülkede yabancı bir ülkeye hizmet etmek istemeyen yetenekli kişiler varsa bunlar servise dahil olurlar ve yabancılara kesin itaat ettikleri rolünü oynar ama bundan tamamen bağımsız gizli bir örgüt kurarlar.

Bu Alman derin devletinin operasyonudur. Bir devletin işgali altında oldukları zaman onlarla çatışmak yerine onlardan tamamen bağımsız bir gizli yapı oluştururlar. ABD gibi güçlü bir ülke bir istihbarat örgütünü kontrol ettiğini zannederken içindeki derin devlet yapısı onu yüzeyde tutar ve kendi örgütünü kurar.

Söylediklerimin operasyon bölümleri hiçbir belgeye dayanmaz. Benim metodum soru sormak ve buna mantıklı cevaplar vermek biçimindedir. Her tarafa sızan bir yabancı servisin sizin servisinizi kontrol etmediğini nasıl bilirsiniz? Bu soruya önce mantıklı bir cevap verip düşüncenizin doğru olup olmadığını akli deliller yerine maddi delillere ulaşarak cevap verirsiniz.

Bir ülkede gizli servis kurup onu başarılı kılmak imkansız değil ama zordur. Yabancı gizli servis yerli istihbarat mensuplarıyla ilişki kurarken iki şeye dikkat eder. Birincisi onu ilgisiz ya da başarısız kılmamak için stratejisini ülkeye hizmet olarak oluştururlar ve bu stratejinin içine kendi hedeflerini monte ederler. Mesela Türkiye’de İslamcı ve diğer ideolojilere bağlı olmamaya çalışırlar. İkinci olarak  kullandıkları kişiye maddi yüksek mevkiler ve rahat bir hayat için gerekli maddi imkanları sağlarlar.

Burada kaçınılması gereken şey milli kimselere yalan bilgilerle saldırıp onu etkisiz kılmaktır. Bu durumda şu ortaya çıkar: Kötülenen kişi gerçekten söylendiği gibi mi yoksa iftira mı atılıyor. Bazen öyle sızılır ki tüm servis onların çizgisinde hareket eder.