Ýstihbarat Savaþlarýnda yeni aþama

2013’ün Ekim ayý sonlarýnda ABD istihbarat birimi Ulusal Güvenlik Ajansý (NSA)’nýn müttefiklerini “dinlediði” yönündeki haberler, Avrupa’da bomba etkisi yapmýþtý. Ýddialara göre ABD, Fransa’da 70 milyon telefon görüþmesini ve en önemlisi Almanya baþbakaný Merkel’in cep telefonunu dinlemiþti. 

Ýddialar karþýsýnda ABD suskun kalýrken Almanya çok kýzdýðýný gösteren açýklamalar yapmýþ, ama baþka da bir tavýr almamýþtý. O dönemde ABD’nin dinlemesinden çok ne duyduðunun önemli olduðunu dile getirmiþtik ve belki de Merkel’in keskin bir tavýr alamamasýnda duyulanlarýn rolü olduðunu ima etmiþtik.

Bu olaydan yaklaþýk bir yýl sonra, dinleme meselesi biraz daha karmaþýk bir hal almýþtý. 2014 Aðustos sonunda ABD’nin tüm müttefiklerini dinlediði ileri sürülmüþtü. Buna göre Türkiye ve Avusturalya’daki siyasiler, ABD’de bulunan 38 ülkenin büyükelçilikleri, kýsacasý tüm dost ülkeler dinlenmiþti.

Dostuna bunu yapan düþmanýna ne yapmaz diye düþünmenin yolunu açan bir dönemdi. Ancak daha ilginç olan, 2014 yýlýndaki iddialarda Birleþik Krallýk’ýn da adý geçmesiydi.  Yani ABD, Ýngiltere ile birlikte “Avrupa”yý dinliyordu.

Dinlemenin açýða çýkmasý

Bu bilgilerin açýða çýkmasý, ABD ve Birleþik Krallýk’ýn Avrupa devletlerini dinleyecek kadar ciddi bir “güvensizlik” içine düþtüklerini ima ediyordu. Kýsacasý, “yüzümüze gülenlerin arkamýzdan iþ çevirdiklerinden þüpheleniyoruz” durumu söz konusuydu.  Dünya kamuoyunun bu konudan haberdar olmasý da istenmiþ olmalý ki, duymayan kalmamýþtý.

2014’deki dalgalanmada da kimin kimi dinlediðini öðrenmiþtik, ama ne duyulduðunu o zaman da öðrenememiþtik.  Bu durum ABD’nin bir dizi Avrupa ülkesine “caydýrýcý” siyaset uygulamasýna yetecek kadar malzeme biriktirdiðini düþündürmüþtü. Bu noktada malzemeden çok ABD’nin Avrupa ülkelerini neyden caydýrma çabasý içinde olduðu önemliydi.

Her iki dinleme konusunun gündeme geldiði dönemde iki büyük kriz vardý; biri Ukrayna, diðeri Suriye. Dinleme konusunun deþifre olmasý, ABD’nin Avrupalý müttefiklerinin Doðu Avrupa, Kafkasya ve Ortadoðu’da kendisine raðmen ve karþýt faaliyetler sürdürdüklerine iþaret ediyordu.

Biz Türkiye’de yaþayanlar bu durumu zaten bildiðimiz için hiç þaþýrtýcý olmadý. Rusya da muhtemelen gayet iyi biliyordu. Bilinmeyen ise, ABD’ye raðmen iþ görenlerin kendi aralarýnda ne kadar ittifak içinde olduklarýydý.

Duymanýn açýða çýkmasý

Çok þükür bu konudaki sorularýn kýsmen ortadan kalmasýný saðlayacak haber bir hafta önce geldi. Ýddiaya göre  Alman istihbarat örgütü BND, yýllardýr Avrupa’daki ABD varlýklarýný ve çok daha önemlisi müttefiklerini dinliyormuþ.

ABD Almanya’yý dinliyorsa, Almanya’nýn da ABD’yi dinlemesi normal. Hatta elinde gücü bulunan herkesin birbirini dinlemesi normal. Anormal olan bunlarýn açýða çýkmasý. Almanya açýsýnda açýða çýkan en netameli konu, Merkel’in hem kendi vatandaþlarýný dinlemiþ olmasý hem de en yakýn Avrupalý dostu Fransa’yý.

Zavallý Fransa, hem ABD hem de Almanya tarafýndan dinlendiði için çok maðdur olmalý. Ama ortadaki gerçeklik sanki Fransa’nýn ABD ile ayný yakaya düþtüðünü gösteriyor. Diðer bir ifadeyle Fransa’nýn Almanya ile olan dostluðuna þüpheli bakmasý isteniyor. Henüz Fransa þunu-bunu dinledi denmediðine göre, Fransa da mesajý almýþ.

Anlaþýldýðý kadarýyla üst üste uyarýlara raðmen Almanya, ABD-Ýngiltere politikalarýna “ters” faaliyetlerini “düze” çevirmemiþ. Merkel, uygulamakta olduðu politikalarýn yönünü deðiþtirmezse, korkarýz ki sadece kimin kimi dinlediðini deðil, artýk ne duyduklarýný öðreneceðimiz bir aþamaya geçeceðiz. Bu da herkesin herkesle ilgili en kirli çamaþýrlarýný ortaya dökmesini ima eder ki, hiç bir Avrupa ülkesi bu süreçten muaf kalamaz.