İstihbarat

İstihbarat ve kolluk son derece riskli ve yozlaşmaya açık alanlardır. Bunun ilk nedeni suça ve suçluya yakın çalışmaktır. Her meslek çalıştığı alandan etkilenir, onun cezbedici vaatlerine her zaman kayıtsız kalamaz.

İkinci önemli neden ise iktidarlara yakın olmak ve gücün verdiği avantajları istismar edebilir olmaktır. İktidar aktörlerinin zayıf yönlerine vakıf olan kişiler, iktidar oyunlarında ister istemez doğal aktörlere dönüşebilirler, zamanla siyasetin parçası haline gelebilirler.

Üçüncü neden ise bu kurumlara dinleme, izleme ve meşru kaba güç kullanım hakkının verilmiş olmasıdır. Bu yetkiler ülkenin devlet başkanına bile verilmezken örneğin polis, yasalar çerçevesinde özgürlükleri sınırlandırabilir, direnen kişiye şiddet uygulayabilir, hatta hayatını sona erdirecek şekilde ateşli silahlar bile kullanabilir.

Özetle, istihbarat ve kolluk kendi haline bırakılamayacak kadar riskli ve tehlikeli alanlardır. Bu nedenle istihbaratın ve polisin hesap verebilirliği modern istihbarat çalışmalarının en önemli kısmını oluşturmuştur. Yönetilemeyen ve denetlenemeyen bir istihbarat ülkeye güvenlik değil sorun getirir.

***

Hesap verebilirlikte temelde 3 araç söz konusudur: 1) Sivil yönetim, 2) Meclis denetimi, 3) Yargı denetimi. Sivil yönetimden kasıt istihbarat birimlerinin Hükümete doğrudan bağlı olması, başbakanın ve bakanların alınan kararlardan haberdar olması hatta bizzat istihbarat birimlerini idare etmesidir. Bazı devletlerde bu süreç oluşturulan komisyonlarca yürütülür.

İleri demokrasilerdeHükümet, Meclis ve Yargı denetimi oldukça etkili olmasına karşın bunlar yeterli görülmez ve fiili önlemler de alınır. Bu önlemlerin başında ise istihbaratın istihbarat ile denetlenmesi gelir. Buna göre istihbarat hiçbir zaman tek bir birime bırakılmaz, tekelleşmeye müsaade edilmez. Örneğin ABD’de 20’ye yakın ana istihbarat kuruluşu vardır ve bunların dışında pek çok bakanlık ve federal birimin istihbarat oluşumu vardır. Söz konusu istihbarat birimlerinin bir işi de diğer istihbarat birimlerinin olası istismarlarını izlemek ve kendi içlerinde oluşabilecek sızma ve yozlaşmaları takip etmektir.

İstihbaratın istihbaratla dengelenmesine iyi bir örnek Kasım 2012’de ABD’de yaşanmıştır. CIA Direktörü David Petraeus ve Paula Broadwell arasındaki aşk yazışmaları bir başka güvenlik birimi olan FBI tarafından ortaya çıkarılmış ve Petraeus görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır.

İstihbarat yapılarının ülke için tehlike oluşturmasını önlemede etkili bir diğer silah ise iç ve dış istihbaratı birbirinden ayırmak ve iç istihbaratta sınırları katı kurallarla olabildiğince daraltmaktır.

***

Bu bilgiler ışığında ülkemize baktığımızda sağlıklı bir tablo ile karşılaşmıyoruz. Bunun en önemli sebebi ise geçmişin hastalıklı ve çarpık düzeninin tamamen yenilenmesi yerine, eskinin üzerinde makyaj düzeltmeler yapılarak yola devam edilebileceği düşüncesidir.

Ülkemizde hâlâ iç ve dış istihbarat ayrımı yapılabilmiş değildir. Hal böyle olunca dışarıdan sızmalar kısa sürede iç dengeleri de etkileyecek hale gelebilmektedir. Daha da önemlisi mantık olarak birbirinden çok ayrı alanlara aynı anda bakmaya çalışan kurumlar her ikisini de yeterince başaramamaktadırlar.

Türk istihbaratının son dönemde yaşadığı bir diğer sorun ise Batı’daki örneklerin aksine tekelleşme eğilimidir. Son yıllarda tüm istihbarat tek bir kurumda toplanmaktadır. Bir diğer sorun ise iç çekişmeler ve arızi krizler nedeniyle hesap verebilirlik ve yargı denetimi konularında yeterince adım atılamamasıdır.