Ýstihdam garantili eðitim

Türkiye’de örgün eðitim aðýnda olan çocuk sayýsý 18 milyona yaklaþmýþ. Yüksek öðretimdeki 6 milyonu da eklediðinizde rakam pek çok ülkenin nüfusunu aþýyor. Avrupa’da ve yükselen Asya’da nüfus yaþlanýrken Türkiye nüfusunun hâlâ genç olmasý özellikle göze çarpýyor. 

Hâlâ diyorum çünkü ülkemizde doðum oranlarý Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ‘üç çocuk’ ýsrarýna yol açacak denli dramatik bir düþüþte. Bir toplumda nüfus artýþ hýzý 2’nin altýna düþerse üç nesil sonra duracak demektirBu oran 20 yýldýr düþüþte ve þu an 2.1 hýzýnda.

Lakin þimdilik konumuz bu deðil. Konumuz, Türkiye’nin hali hazýrda en önemli sermayesi olan genç nüfusunun meslek okullarýna yönelimini ve sektörlerle buluþmasýný en verimli þekilde saðlayabilmek.

Bir boyutuyla, üniversiteden mezun olan ama özelde iþ bulamayan, devlet tarafýndan da istihdam edilmeyince genç yaþta atýl kalmanýn mutsuzluðunu yaþayan diplomalý iþsizlerin sayýsýný, sorun bu noktaya gelmeden çözebilmek.

Ve elbette meslek lisesine gittiði için kendini deðersiz ve hedefsiz hisseden çocuklarýmýzý o girdaptan çýkarýp nitelikli, mutlu ve özgüvenli þekilde istihdam edebilmek.

Makinelerle konuþan insan

Türkiye epeydir kafa yoruyor bu iþe. Nitekim hafta baþýnda Antalya’da ‘Eðitimden üretime, sektörle iþ birliðine’ baþlýklý önemli bir kongre ikinci kez gerçekleþtirildi. Kongreye oda baþkanlarý, akademisyenler, gazeteciler, sanayiciler, eðitim ve meslek uzmanlarý katýldý. 15 oturumdan biri de medyaya ayrýlmýþtý. Oturum baþkanlýðýný ben yaptým, eðitim alanýnda uzman çok deðerli meslektaþlarým ise tespit ve önerilerini aktardý.

Kongre, eðitimcilerle sektör temsilcilerini mesleki eðitimi çaðýn ihtiyaçlarýna göre yeniden yapýlandýrmak hedefinde buluþturmasý bakýmýndan gayet baþarýlýydý.

Milli Eðitim Bakaný Ýsmet Yýlmaz’ýn verdiði rakamlara göre teknik eðitimin ortaöðretimdeki payý yüzde 44. Bakanlýk bunu yüzde 60’a çýkarmayý hedefliyor. 

Bu amaçla reform niteliðinde adýmlar atýlmýþ, organize sanayi bölgelerine proje okullar yapýlmýþ, teþvikler saðlanmýþ. “Mesleki eðitimde sessiz devrim” olarak nitelenen deðiþim, stratejik bir atýlým hamlesi aslýnda. 

Bu kapsamda çýraklýk eðitimi zorunlu orta öðretime dahil ediliyor. Ýþletmelerde staj ve tamamlayýcý eðitimlere katýlan öðrenci ve çýraklara iþletmelerce ödenen net asgari ücretin yüzde 30’unu devlet karþýlayacak artýk

Ýstihdam garantisi veren her özel sektör, özel meslek lisesi açýp devletten teþvik alarak, kendi iþ gücünü kendi yetiþtirebilecek. Bu okullarda okuyan öðrenciler fabrika ve atölyelerde sektörün teknik bilgilerini de öðrenebilecek. Mezuniyetten sonra da istihdam edilecek.

Her þeyin yeniden tanýmlandýðý bir çaðda, zorlu bir coðrafyada her alanda var olma, var kalma mücadelesi veriyor Türkiye. Bu bakýmdan ihtiyacý doðru tanýmlarsak hedefe o denli yaklaþýrýz. 

Usta yanýnda sabýrla zanaat öðrenen eski zaman çýraklarýndan bahsetmiyoruz artýk. Farklý süreçler iþliyor. Ýþin felsefi çaðrýþýmlarý dahil yetiþtirilecek iþgücüne dair en çarpýcý tanýmý General Elektrik Türkiye Yönetim Kurulu Baþkaný Canan Özsoy yaptý bana göre; “makinelerle konuþabilen insan yetiþtirmek”ten bahsederek. 

Dijital çaðda küresel rekabet bunu gerektiriyor kuþkusuz. Ama makineleþmekten de korumak lazým nesillerimizi. Nitekim oturumlardan biri de deðerler eðitimine ve Ahi kültürüne dairdi.   

Çýraklar patron olur

Kongre boyu en çok dile getirilen nokta meslek liselerinin imajýnýn negatiften pozitife çevrilmesi üzerineydi.

Rakamlardan da anlaþýlacaðý üzere meslek okullarý devletin ciddi yatýrýmlar yaptýðý, hayli pahalý okullar. Lakin toplumsal algý pek öyle deðil. Meslek liselilerin ikincilleþtirildiði, ötekileþtirildiði bir durum var ortada. 

Algý böyle de, olgu nasýl peki? Meslek liselilerin ‘ara elemanlar’ deðil ‘aranan elemanlar’ ve sektörlerin aslýnda ‘ana elemanlarý’ olduðu bizzat sektör temsilcilerince söylendi. En çarpýcý olansa þuydu: “Bugünün patronlarý dünün çýraklarýdýr”.