Ýstiklal Marþý’nýn kabulü Millet Meclisinde kimi incir çekirdeðini doldurmayacak tartýþmalardan tutun da büyük þair Mehmed Akif’e hakarete kadar varan bir dizi itiþ-kakýþ sonuna kabul edildi.
Eðitim Bakaný Hamdullah Suphi Bey 1921 yýlýnda kürsüye gelerek birçok “marþýn” ellerine geldiðini bildirdi: “Bunlarý bir encümen kurarak yüce meclise arz ettik. Marþ sizlerce kabul edildikten sonra þiir sizlere arz edilecek ve görüþlerinize baþvurulacaktýr....”
Hemen bir hafta sonraki meclis toplantýsýnda Eðitim Bakaný yine söz aldý:
“Anadolu mücadelesi uzun bir süredir devam ediyor. Sizlere seçtiðimiz þiirler üzerinde görüþlerimizi arz ettik. Karar sizindir...”
Bunun üzerine Kütahya Mebusu Besim Atalay Bey söz alarak bir Cezayir marþýmýz olduðunu söyleyerek konuþmaya baþlamýþ, bu marþý yere göðe sýðdýrmadýktan sonra, halk arasýnda yaþadýðýna, halkýn marþý nasýl da benimsediðine deðinmiþtir: “Bu þiir bir yarýþma sonucu yazýlmamýþtýr. Bu, aðlayan bir ruhun, eline silahýný alarak düþmana saldýran, vatanýna (savunmaya) koþan bir ruhun hissiyatýný dile getirir. Fransýz Milli Marþý ‘Marseilles’ bir Fransýz gencin ruhundan yükselen bir isyanýn bestelenmesi deðil midir? Ismarlama güfte olur muymuþ milli marþ için hiç?!
“Ayrýca bu milletin ýsmarlama þiirlere verecek parasý da yoktur!”
Bunu üzerine Hamdullah Suphi Bey hemen kürsüye fýrlar ve þiirleri yazan þairlerin bir tek kuruþ bile kabul etmeyeceklerini beyan etiklerini söyler. “Görelim o beyanlarý” gibi laflar havada uçuþunca Hamdulah Suphi “Efendiler, benim sözüm senettir. Hem siz ne cüretle Akif gibi bir kiþinin bu milletten para isteyeceðini, düþünebilirsiniz” diye haykýrýr kürsüden. Milletvekilleri arasýnda üç beþ kiþi gülünce Eðitim Bakaný konuþmasýný sürdürür:
“Mehmet Akif Bey ki, bu þairler arasýnda para konusunun aðza alýnmasýna bile þiddetle teki göstermiþtir; bazý kiþilerin yanlýþ anlayacaðý kaygýsýyla da þiirini geri çekmek istemiþtir. Ben kendileriyle görüþtüm, rica ettim, bunun üzerine þiirlerini yazýp gönderdiler... Sizden istirhamým bir an önce bestelenecek þiir üzerinde karar vermenizdir...”
Bu konuþmasýndan sonra Hamdullah Suphi Bey iç cebinden dörde katlanmýþ iki sayfa çýkarýr ve duygulu bir sesle okumaya baþlar:
“Korkma sönmez bu þafaklarda yüzen al sancak...”
Þiiri bitirdiðinde salonda aðlamayan kalmamýþ ve herkes ayakta, sonuna kadar hazýrolda dinlemiþtir.
Mehmet Akif’in kabul edilen bu þiiri üzerinde daha sonra tartýþmalar çýkmýþtýr. Kimileri “Türkiye’nin peþinde koþmasý gereken devrimci ve milliyetçi ruhu yansýtmadýðýný” öne sürerken Samet Aðaoðlu, örneðin, Þubat 1967’de “Türk Yurdu” dergisinde, þiirde “Medeniyet dediðin tek diþi kalmýþ bir canavar” dizesinin bulunmasýnýn yanlýþ olduðunu belirtmiþti. Kimileri de Ýstiklal Marþýmýzýn özellikle batýlýlarý “rencide edeceði” kaygýsýný taþýyor, hatta bunu mecliste bile dile getiriyorlardý. Bunlar o günlerde batýyla istiklal, inanç ve yaþam hakkýmýz için kýyasýya bir savaþ içinde olduðumuzu herhalde unutmuþlardý.
Sonuçta büyük Þair Mehmet Akif’in muhteþem þiiri Ýstiklal Marþýmýzýn güftesi oldu. Sizi bilemem ama bendeniz ne zaman bu marþý dinlesem tüylerim diken diken olur, gözlerim dolar...