İstikrar kabinesi

Geçici Bakanlar Kurulu’nda yer alan 11 bağımsız tahmin edildiği şekilde görevlendirildi. 

Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyenlerin yerine atanacak bağımsızların bakan yardımcılarından ve müsteşarlardan oluşacağı tahmin ediliyordu. Büyük çoğunluğu da tahmin edildiği gibi gerçekleşti.

Yalçın Topçu haricinde görevlendirilen bağımsız bakanların hepsi zaten hükümet emrinde çalışan bürokratlardı.

Kimi bakan yardımcısıydı kimi müsteşar. Müsteşarken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na atanan Ahmet Erdem beyin ifadesiyle, verilen emri yerine getirmişlerdi.

Dolayısıyla hükümet içinde kriz çıkaracak kimse yok. Bu da hükümetin insicam içinde çalışacağını gösterir ki bu açıdan bakıldığında CHP ve MHP’nin üye vermemesi hükümetin istikrarı açısından isabetli bir neticeye hizmet etmiştir diyebiliriz.

***

Müsteşar ya bakan yardımcısı olmayıp atanan iki isim ise Selami Altınok ve  Yalçın Topçu’dur.

Selami bey merkez valiliğinden İçişleri Bakanlığı’na atanmıştır. Aksaray Valisi iken 17 Aralık darbe girişimi üzerine vekaleten İstanbul Emniyet Müdürlüğü  görevine getirilmişti.

Paralel yapı ile mücadelede simge isimlerden biriydi. Dolayısıyla hem mülkiye hem emniyet kanadını en iyi bilenlerden ve problemlerin çözümünde bizzat aktif görev yapan birisi olarak İçişleri Bakanlığı’na atanması  fevkalade isabetli bir karardır.

Bu vesileyle söyleyelim ki, bakan yardımcısı ve müsteşarların bakanlığa getirilmesi görevin ikinci ya da üçüncü derecede bizzat başında olan tecrübeli isimlerin atanması anlamına geldiği için hükümetin icraatları da kesintisiz devam edecek demektir.

Bu görevlendirmeler, ‘Devlette devamlılık esastır’ kuralının anlamlı ve  faydalı biçimde işletilmesi olmuştur.

***

Bence geçici bakanlar kurulunun tek sürpriz ismi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na atanan Yalçın Topçu’dur.  Ne müsteşardı ne bakan yardımcısıydı.

BBP’nin merhum Yazıcıoğlu’ndan sonra genel başkanlığını yapmış 2011 seçimlerinden sonra genel başkanlıktan, Şubat 2014’te de partisinden istifa etmiştir.

Topçu’da ‘ devletin emrini yerine getirdiğini’ söyleyerek tam bir uyum içinde olacağını ilan etmiştir.

MHP kontenjanından görevlendirilen Tuğrul Türkeş ise partisine rağmen bu görevi kabul ederek uyum içinde olacağını ilan etmiş, partisi kendisini dışladığı için hükümette MHP’nin engelleyici politikası söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla bu durum da hükümetin istikrarı açısından önemlidir.

***

HDP’den görevi kabul eden iki üyenin bakanlıkları da HDP’nin menfi politikalarına karşı alınmış bir tedbir olarak önem arz ediyor.

Şöyle ki  HDP’nin PKK’nın siyasi kanadı olduğu malum.

PKK’nın doğu ve güneydoğudaki kalkınma hamlelerine sabotajlar düzenleyen eylemleri hız kesmiyor. Enerji hatlarını kundaklıyorlar, yol yapımına baraj inşasına mani oluyorlar.

Kalkınma Bakanlığı’na HDP’li Müslüm Doğan getirildi. Şimdi Doğan PKK’nın bu eylemelerine tavır mı koyacak yoksa destek mi olacak göreceğiz. Tavır koyması gerekiyor. Eğer Kalkınma Bakanı olarak PKK’nin bu yıkıcı eylemlerine destek verirse  bakanlıktan azledilmeye müstahak olur ki böylesi bir neticeyi göze almamaları beklenir.

***

HDP’li bir diğer üye Ali Haydar Konca da  AB Bakanlığı’na atanmıştır. Bu da bence isabetlidir. Çünkü başta Demirtaş olmak üzere  HDP’li siyasetçiler AB nezdinde Türkiye’yi şikayet etmekten geri durmuyorlar. Şimdi karşılarında kendilerinden bir bakan Türkiye’yi savunmak zorunda kalacak. Kazara o da savunmaz ülkesi aleyhine çalışırsa onun da azledilmesi gündeme gelir.

Dolayısıyla HDP’li bakanların da hükümet içinde bir uyumsuzluk sergileyemeyecekleri anlaşılıyor.

***

Hükümetin atanması itibariyle değil de temsil ettiği hukuk itibariyle bir sürpriz ismi de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevine getirilenAyşen Gürcan oldu. GürcanTürkiye’nin ilk başörtülü bakanı oldu. Başörtülülerin uzun yıllar maruz kaldıkları ayırımcılık göz önünde bulundurulursa Gürcan’ın bakanlığı ülkedeki hak ve hürriyetlerin ne denli geliştiğini göstermesi açısından önem arz ediyor.

Hülasa, Geçici Bakanlar Kurulu hem geniş tabanlı(CHP dışında meclisteki bütün partiler temsil ediliyor) hem de uyum içinde çalışabilecek bir istikrar hükümeti görüntüsü veriyor diyebiliriz.

Hayırlı olsun.