Þu satýrlar New York Times’da yayýnlandý ve en azýndan resmi olarak HDP’li Selahattin Demirtaþ’a ait: ‘Erdoðan Washington’da kendisini ‘terörizmle savaþýyor’ olarak sundu ve ABD’nin, Suriye ve Türkiye’deki Kürtlere karþý seferberliðini desteklememesinden yakýndý. Birinin ona aslýnda kendisinin Ortadoðu’daki istikrarsýzlýðýn kaynaðýna dönüþtüðünü söylemesi gerekiyor. PKK ile yürütülen barýþ sürecini bitirerek, baskýcý bir güvenlik devleti yaratarak, hukuk devleti ilkelerini rafa kaldýrarak ve ifade özgürlüðünü baskýlayarak Türkiye’nin demokrasisinden geriye neyi kalmýþsa boðuyor ve ülkeyi radikalizm ve iç çatýþmaya karþý her zamankinden daha kýrýlgan hale getiriyor.’
Kaç gündür izliyor ve takip ediyorum. Baþtan aþaðý yalan, manipülasyon ve suçlamalarla dolu bu sözlere hak ettiði cevap gelecek mi diye. Nafile.
Kuþkusuz muhatap almamak da bir cevaptýr. Ancak bu tuhaf sessizliðin böyle bir gerekçesi olduðunu pek sanmýyorum. Yazý baþtan aþaðýya Türkiye’ye, daha doðru bir tanýmla Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan’a yönelik aðýr suçlamalarla dolu.
Üstelik bunlarý yazan, birçoðu daha 16-17 yaþýnda olan Kürt çocuklarýný acýmasýzca ölüme yollayan kanlý þebekenin siyasi sorumlusu. Barýþý açtýðý çukurlara gömen örgütün uzantýsý eþ genel baþkan.
Þimdi Tayyip Erdoðan’ý ‘Ortadoðu’daki istikrarsýzlýðýn kaynaðý’ diye yazdýrýyorlar ona. Ne kadar tanýdýk, ne kadar sýkça duymaya baþladýðýmýz sözler bunlar deðil mi!
Bir büyük barýþýn, üstelik sadece siyasi sýnýrlarýmýz dahilinde deðil, geniþ bir coðrafyayý kuþatacak barýþýn en cesur ve samimi adýmlarýný attý Erdoðan. Þimdilerde mýrýldananlarýn hayal bile edemeyeceði kadar cesur ve bir o kadar da riskli adýmlar.
Milli Birlik ve Kardeþlik, Çözüm Süreci. Bunlardan hangisi Erdoðan olmasaydý hayata geçebilirdi? Kim, hangi siyasi aktör buna cesaret edebilirdi? Kim bunca acýya, kana ve öfkeye raðmen böylesine büyük bir barýþ çaðrýsýnda bulunabilirdi?
Bu sorularýn cevabý belli. Barýþý kimin zehirlediði ve çukurlara gömdüðü de. Her türlü samimi çabaya, yaklaþýma ve sabra; sadece terörle ve çatýþmayla cevap veren bir anlayýþla yeniden konuþmanýn, müzakere etmenin yollarýný arayanlar bunlarý ne çabuk unutuyor!
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Kürtleri Türkiye’ye karþý kullanma projesini bozduðu için mi Ortadoðu’da istikrarsýzlýðýn kaynaðýdýr? Terör örgütü aradan çekilsin, biz kendi insanýmýzla kucaklaþalým diye çabaladýðý için mi? Gencecik Kürt çocuklarýnýn ölmesini istemiyoruz dediði için mi? Sadece siyasi sýnýrlarýmýzda deðil, geniþ bir coðrafyada Kürtlerle kader birliði yapacak tek projenin ve samimiyetin sahibi olduðu için mi? Düne kadar kimsenin doðru dürüst muhatap almadýðý, devletine, bayraðýna ve geleceðine sahip çýkan Kürtlerle ve onlarýn kanaat önderleriyle oturduðu için mi?
Selahattin Demirtaþ denen kuklanýn, HDP diye icad edilen projenin sahipleri, millet tarafýndan 1 Kasým’da deþifre edilmiþken, þimdi onlara yeniden manevra alaný kazandýracak arayýþlara girmek neyle izah edilebilir?
Görün bakýn, hem de kýsa bir zaman içinde milletin terazisi yeniden kurulduðunda, bu proje sahipleri nasýl daha büyük bir hezimete uðrayacak. HDP denilen proje o sandýkta ne hale gelecek.
Bir karar verelim artýk. Terör örgütünün ve onun siyasi uzantýsýnýn sahipleri köþeye sýkýþmýþken onlara yeniden nefes aldýracak arayýþlara mý gireceðiz? Yoksa barýþý zehirleyenleri devreden çýkarýp ortak bir geleceði inþa mý edeceðiz?
Türkiye’de de, bölgemizde de istikrarsýzlýðýn tek nedeni terördür ve ona destek olanlardýr. Onlarla konuþacak söz de kalmamýþtýr.