Ýsveç sana söylüyorum, Amerika sen anla…

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye'nin önünü kesmeye kalkan iç ve dýþ þer þebekelerine, ikinci defa hayal kýrýklýðý yaþatýyor.

Ýlki, 28 Nisan 2007'deydi.

Cumhurbaþkanlýðý seçimleri öncesinde 27 Nisan'da, sonradan e-muhtýra diye anýlacak askerî müdahale yapýldý.

Genelkurmay Baþkanlýðý internet sitesine saat 23.30'da konulan bildiride, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin, baþta laiklik olmak üzere, temel deðerlerinin aþýndýrýlmasý için bitmez tükenmez gayret gösterildiði" söyleniyor, "Cumhurbaþkaný, Cumhuriyete sözde deðil, özde baðlý olmalýdýr" ihtarý yapýlýyordu.

CHP, muhtýraya sahip çýktý.

Her 10 yýlda bir yapýlan (1960, 1971, 1980) askerî müdahale, bir daha tekrarlanýyor, 28 Þubat 1997'den sonra yine cuntacýlar devreye giriyor ve onlarý CHP arkalýyordu.

Ancak e-muhtýradan bir gün sonra 28 Nisan'da, vesayetçilerin/CHP'nin hiç beklemediði bir þey oldu.

Hükümet, demokrasiye müdahaleye ilk defa tepki gösterdi. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek tarafýndan 28 Nisan saat 15.00'te yapýlan açýklamada, "Baþbakan'a baðlý bir kurum olan Genelkurmay Baþkanlýðý'nýn herhangi bir konuda hükümete karþý bir ifade kullanmasý demokratik bir hukuk devletinde düþünülemez." dendi.

Türkiye demokrasi tarihinde bu bir kýrýlma noktasýydý.

Asýl mesaj ise, bütün darbelerin ardýndaki Amerika Birleþik Devletleri'neydi.

Erdoðan liderliðindeki AK Parti, artýk cuntacýlar karþýsýnda sessiz kalmayacak, vesayetçilerin oyunlarýna boyun eðmeyecekti.

ABD bunu hiç hazmedemedi. 15 Temmuz 2016'daki FETÖ hain darbe giriþimi ile kendince son hamleyi yaptý.

FETÖ ile PKK birlikte sahaya sürüldü. Güneydoðu'da bir terör devleti kurulacaktý.

Çanakkale diriliþ ruhu ayaða kalktý, milletimiz þahlandý.

ABD yine baþarýlý olamadý.

Hazýmsýzlýðý daha da arttý.

Þimdi Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG'yi, binlerce TIR silah ve mühimmat ile destekleyerek karþýmýza dikiyor.

Gelelim ABD'yi hayal kýrýklýðýna uðrattýðýmýz ikinci kýrýlma noktasýna...

Bugün Rusya ile Ukrayna arasýnda yaþanan savaþ, Türkiye'ye birden baþka bir konum kazandýrdý.

Ýsveç ve Finlandiya'nýn, NATO'ya üye yapýlmasý hamlesi ile yeni bir durum doðdu.

NATO'nun 30 üyesi var ve 1'i kabul etmezse, bu ülkeler üye olamýyor.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, ABD'nin hiç beklemediði bir tepki verdi.

Þimdi Türkiye ikna edilmeye çalýþýlýyor.

Erdoðan dün AK Parti TBMM Grup toplantýsýnda yaptýðý konuþmada net tavrýmýzý bir daha ortaya koydu:

"Hem PKK-YPG terör örgütüne her türlü desteði verip hem de bizden NATO üyeliði için destek istemek en hafif tabiriyle tutarsýzlýktýr.

"Ýsveç'ten 30 teröristi istedik, 'vermeyiz.' dediler. Siz teröristleri bize vermeyeceksiniz ama bizden kalkýp NATO üyeliðini isteyeceksiniz. Türkiye artýk bu iþe onlarýn baktýðý gibi bakmayacaktýr.

"Binlerce TIR araç, gereç, mühimmat, silah terör örgütlerine gönderilmedi mi? Gönderildi ve bunlar, bizim NATO'dan ortaðýmýz deðil miydi? NATO'dan ortaðýmýzdý? Kusura bakmayýn, artýk bu delikten bir daha sokulmayacaðýz..."

Sayýn Cumhurbaþkaný Ýsveç'le Finlandiya ile Almanya ile baþlayýp sözü ABD'ye getiriyor.

Çünkü asýl muhatap Washington'dur.

Lafýn ABD'ye söylenmesi içimizden bazýlarýný rahatsýz etti.

2010-2014 yýllarý arasýnda Türkiye'nin ABD büyükelçiliði görevini yürüten emekli diplomat Namýk Tan þunu söylüyor:

"Finlandiya ve Ýsveç'in NATO'ya üyelik baþvurularýna olumsuz yaklaþtýðýmýza dair ifadelerin, aslýnda Biden'a yönelik, "Beni muhatap al, en azýndan bir telefon et" mesajý olduðunu düþünüyorum."

Þahsen ben utandým.

Biden projesi diyoruz ya.

Siyasette, medyada, sinema-müzik-komedi dünyasýnda, akademi camiasýnda ne çok proje elemaný var...