Hafta sonunda Ýtalya’da halk sandýk baþýna gitti. Sandýk sonuçlarýný anlamak zor. Anlaþýlan Ýtalya’da seçimin matematiðini çizenler, özel bir çaba göstererek içinden çýkýlmayacak bir denklem kurmuþlar. Ýtalyanlar da bu sistemin içinden çýkamadýklarý için, biz de detaylarda boðulmayalým.
Sonuçta koalisyon çýkacak. Ve en az, Alman seçimlerinin ardýndan yaþanan koalisyon krizine denk bir karmaþa oluþturacak.
Karmaþýk olmayan tek þey ise Avrupa’nýn diðer ülkelerinde de görülen aþýrý saðýn yükseliþi.
Ýtalya’da da, týpký Fransa’da, Almanya’da, Hollanda’da ve Avusturya’da olduðu gibi, aþýrý sað oyunu kurdu.
Avrupa genelinde aþýrý saðýn argümanlarý gündemin çerçevesini çizdi. Aþýrý saða karþý alternatif olalým diye denenmemiþ siyasetçiler sahneye çýktý.
Geleneksel merkez sað ve merkez sol buruþturuldu ve atýldý.
Göçmen karþýtý, Avrupa Birliði karþýtý söylemler ciddi manada taraftar buldu.
Tehlike o kadar büyük ki…
Avrupa, Ýkinci Dünya Savaþý’ndan bu yana yaþanan en büyük kriz olan mülteci sorunlarýný, “elini taþýn altýna koymadan” çözmeye çalýþýyor.
Ve her seçim kampanyasý göçmen karþýtlýðý üzerinden sürüyor.
Bir Avrupa krizi yaþanýyor.
Geçtiðimiz hafta Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’ýn Afrika gezisine katýldým. Avrupa’nýn kara sayfasý olduðu için sanki “kara kýta” demiþler gittiðimiz ülkeleri de içeren coðrafyaya.
Malý olarak görmüþ yýllarca Avrupalý beyaz adam, Afrikalýyý.
Þimdi göçmen olarak kapýsýna gelen Ortadoðulu ve Afrikalýya ayný insanlýk dýþý yaklaþýmla bakýyor.
Birbiri ardýna yaþanan seçimlerde ortaya çýkan tablo hiç de hayra alamet deðil.
Ýtalyan seçimleri de Avrupa krizinin son halkasý oldu.