ABD’deki malum ‘dinleme’ skandalý ile eþ zamanlý olarak Obama Suriye’de kimyasal silah kullanýldýðýna ikna olduðunu açýkladý ve muhaliflere askeri yardým yapýlabileceðini söyledi. Baþýndan beri Rusya’yý karþýsýna almamaya uðraþan Obama, tam da bu politikasý nedeniyle ‘þahinler’ tarafýndan eleþtiriliyordu; bu skandal tüy dikti.
Suriye ile ilgili açýklamalara bakýlýrsa, Obama hem bu kesimi susturmaya hem de esas politikasýndan uzaklaþmamaya çalýþýyor; yani zor durumda. Kimyasal silah kullanýlmýþ, ama az kullanýlmýþ; muhaliflere yapýlacak yardým da Ürdün’de eðitim biçiminde olabilirmiþ. Kýsacasý Obama’nýn tutumu ‘havet’ olarak açýklanabilir.
Ancak öte yandan bu tutumun Rusya’nýn S-300 füzelerini Suriye’ye vermeyeceðini açýlmasýyla da uyumlu, zira hala pazarlýklarýn yapýlabildiði anlaþýlýyor ve bu iki ülkeyi ayný noktada birleþtiren konu da muhalif denen kesime olan güvensizlikleri. Bu iki devlet, Esad’a güvenmiyor olmanýn karþýlýðý olarak muhaliflere güvenme anlayýþýnda deðiller; dolayýsýyla Esad’ýn çatýþmalarý bitirmesini ve ama bu arada iþlediði insanlýk suçlarý nedeniyle yeni Suriye’de bulunmamasýný saðlamaya çalýþýyorlar. Yani kirli iþi Esad’a yaptýrma derdindeler.
Þahin-güvercin bloklarý
Bu iþbirliðinin Rusya’ya geniþ bir alan açacaðýný düþünen ‘Þahin’ler, Obama’yý doðrudan sertlik politikasýna dahil etmek için ellerinden geleni yapýyor ve hatta müttefikleriyle, mesela Türkiye ile iliþkilerine zarar verecek giriþimlerde bile bulunuyorlar. 2009’daki Ýngiltere G-20 zirvesinde Türkiye Maliye Bakaný’nýn dinlendiðini ilan etmek de bu giriþimlerden biri. O yýllarda iktidarda Ýþçi Partisi vardý. Tony Blair, ‘güvercin’ tanýmýna ne kadar uyar orasý tartýþmalý ama en azýndan kategorik olarak muhafazakar deðildi; týpký Obama gibi.
Suriye’ye askeri müdahaleye karþý duran koalisyon, anlaþýldýðý kadarýyla büyük baský altýnda. Bu baskýyý yapan kesimler, genel olarak ‘silah-petrol’ lobileri olarak tanýmlanýyor ve mücadeleyi de ‘biliþim-alternatif enerji’ lobilerine karþý yürütüyorlar. Dolayýsýyla skandallarýn uzunca bir süredir dijital alanda yaþanmasý boþuna deðil. Bu yolla telekom þirketleri, birer ‘ajan’ gibi ilan edildi; dolayýsýyla toplumsal alanda ‘kuþkulu’ bir kimlik kazandý. Muhtemelen ‘þahin’ çevreler aslanlar gibi silah kullanýmýnýn çok daha görünür olduðunu da ima ediyorlardýr.
Hemen belirtelim, bu geliþmeler Türkiye’nin de kimyasýný bozdu. Þahin çevreler Türkiye’de yeniden müttefik arayýþýna girdiler. Ya aradýklarýný buldular ve bu nedenle AK Parti sertleþti; ya da bulamadýlar ve iktidarýn ‘þahinleþmesi’ne yol açacak iþler yaptýlar.
Koalisyon arayýþlarý
Öte yandan Ýran’da da önemli bir geliþme oldu ve Ahmedinejad’ýn saldýrgan-milliyetçi politikalarýndan yorgun düþen Ýranlýlar, ýlýmlý Ruhani’yi cumhurbaþkaný seçiverdiler. Avrupa ülkeleriyle iliþkileri fena olmayan, savunma harcamalarýndaki artýþýn yol açtýðý maliyeti farkýnda olan, dini yaklaþýmýný evrensel ilkelerle açýklayan deneyimli bir siyasetçi.
Ruhani döneminde Ýran’ýn Ortadoðu politikalarýndan geri adým atacaðý düþünülmemeli. Ancak bu politikalarýna yeni ortaklar katacaðý, özellikle Kara Avrupa’sýndan bazý ülkelerle yeni iþbirlikleri kuracaðý, bu durumda da Türkiye-AB iliþkilerinin biraz daha bozulacaðý öngörülebilir. Rusya-Ýran ve baþýný Almanya’nýn çektiði bir örtülü ortaklýk kurulursa, bu Türkiye’nin Birleþik Krallýk’ýn epeydir üzerinde çalýþtýðý ‘þahin’ ittifakýna itilme sürecine yol açar; hatta belki yol açmýþtýr bile.