
Bugün birkaç gelişmenin hukuki yönüne değineceğim: Bunlardan ilki malum operasyon olacak... Diğeri ise Aile Bakanının yaptığı açıklamaya dair... Son olarak da suç dışındaki alanlara dönük af talepleri ile ilgili... Hukukun baktığı açıyı ve hukuki olarak ortaya çıkarılacak metinlerde dikkat edilmesi gerekenlere dair düşüncelerimi paylaşacağım...
ÜNLÜ ŞÜPHELİLER...
Şüphesiz gündemin ilk maddesi bu. Konuşulan şey uyuşturucu, uyuşturucu ile mücadele vb. konular değil. Ünlü isimlere uzanan "operasyon" suç nedeniyle değil şüpheliler bağlamında ele alınıyor: Spikerler, haberciler, kulüp yöneticileri, fenomenler, mekân sahipleri ve diğer isimler... Gün geçtikçe artan gözaltı sayısı, bu işin öyle kolay kolay durulmayacağını gösteriyor...
HUKUK OLAYA NASIL BAKAR...
Bu konuda şu üç noktayı bilmek meseleyi anlamamızı kolaylaştıracaktır:
(1.) Uyuşturucu madde kullanmak tedaviyi kabul edince ceza verilmeyen veya ceza verilse bile yatarı olmayan bir durum. İki yıldan beş yıla kadar hapis öngörülmüştür bu eylemler için. Buna göre tutuklanmayanlar hakkındaki iddia bu yönde kalmıştır diyebiliriz bu etapta...
(2.) Uyuşturucu maddeyi kullanmak dışında da suçlar var. Bunların son dönemdeki en büyük örneği, temin ve imkân sağlamaktır. Bir kimse maddeyi para karşılığı değil dostluk icabı veya başka bir menfaat karşılığında birine veriyorsa, "gel bize bende var" diyerek kullanmak için yer, mekân, araç-gereç sağlıyorsa bu suçların faili oluyor ki, bunlar yatarı olan suçlar. Beş ila on yıl arasında bir ceza öngörülüyor. Bu durum haliyle tutuklanma ihtimalini artırıyor.
(3.) Bir de uyuşturucu maddenin ticareti ve imali eylemi var ki bunlar en ağırı. Yetiştirip bir biçimde maddeyi üretiyorsanız bu maddeyi satmasanız bile fail olma durumu söz konusu... Şayet satıyorsanız yani işin ticaretini yapıyorsanız bu bağlamda en ağır suçu işliyorsunuz demektir, tutuklanmama ihtimalimiz neredeyse yok! Otuz yıla kadar cezası var.
MESELE DALLANIP BUDAKLANIR...
Görünen o ki gelen ve gelecek olan itiraflar, etkin pişmanlık ifadeleri ve gizli tanık beyanlarına eklenecek şahitlerin söyleyecekleri meseleyi farklı bir mecraya taşıyacak. Özellikle yargı alanında "ilginç" gelişmeler görebiliriz. Basına sızanlardan okuduğum ve anladığım bu benim... Zira yeni dalgalar yeni beyanlar demek. Örgütlü veya toplu suçlarda serüven hep böyle olmuştur.... Kişisel ilişkiler üzerinden başta yargıya veya iş ilişkilerine bir zarar verilmişse bunun netleşmesi lazım... Bu işin nirengi noktası bu. Zira diğer iddiaların "kan testleri", "iç beden muayenesi", "HTS Kayıtları" ve diğer somut veriler üzerinden gerçek olup olmadığını belirlemek mümkün. Ama meselenin "nüfuz ticaretine" "menfaat karşılığı iş görmeye" dönük kısmı beyanlar ve ifadeler gibi sözlü deliller ile ortaya çıkacak...
TEBRİKLER AİLE BAKANLIĞINA...
Gelelim bir diğer meseleye. Beni ziyadesi ile mutlu eden bir gelişme bu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye olarak, dijital medya ve oyun platformlarına dair düzenleyici ve denetleyici bir yasal düzenlemeyi yakın zamanda hayata geçireceğiz" dedi.
SERT BİR DÜZENLEME OLMALI...
Burada gelecek yasal düzenlemede bir kurum veya bir birimin görevli tayin edilmesi söz konusu olacak sanırım. Ama burada mutlaka ve mutlaka şu üç noktaya "duraksamaya yer vermeyecek" biçimde dikkat edilmeli:
Birincisi. Türkiye'nin koşullarını kabul etmeyen firmalara "esneklik tanınmamalı".
İkincisi. Konulan kurallara uymamakta ısrar etmek suç tanımına alınmalı.
Üçüncüsü. Yasanın çerçevesi esnek bir düzenleme ve denetleme birimine yer vermeli. Bu yapı değişen algoritma ve oyun, yazılım türlerine anında müdahale edip ilke ve kural koyabilecek bir bağlamla teçhiz edilmeli....
Bakanlığın bu adımını destekliyorum...
Çocukların zihninin iğdiş edilmesine karşıyım!
ÖĞRENCİ AFFI VB. TALEPLER DE VAR...
COVID19 sebebiyle gelen infaz düzenlemesi (bu yazıyı yazdığım esnada) Meclis'te görüşülüyor. Kapsama dair tartışmaları gördük, göreceğiz. Ancak benzeri mahiyette talepler de var. Bunların da sesini duymak lazım sanırım.
İşte bu noktada öğrenci affı konusunu konuşanların, ehliyeti kaptırıp pişman olanların ve nihayet disiplin cezası alanların bazı talepleri var, kulak vermek makul çözüm aramak iyi olur...
Bu taleplerin bir bağlamı da Terörsüz Türkiye sürecine işaret ediyor aslında...
Bu noktada biriken talepler var. Daha sonra bu konuyu daha detaylı yazacağım ama COVID meselesini konuşurken tarafıma ulaşan talepleri de iletmek istedim...