Önümüzde büyük bir seçim var. Zaman kýsa, gerilim yüksek. Milletimiz için, memleketimiz için hayýrlý güzel sonuçlar getirmesini temenni ediyoruz. Bu kadar kýsa sürede yurt çapýndaki genel baþvurularý deðerlendirip aday listesini hazýrlamak elbette güçlüklerle dolu. Seçime girecek partilerin mevcut milletvekili tablosunu radikal bir deðiþikliðe tabi tutacaðýný sanmýyoruz.
Cumhur ittifakýný yani AK Parti ile MHP arasýndaki ittifaký, sadece seçim stratejisi olarak görmüyorum. Baþkanlýk Sistemi'nin doðal bir gereði olarak, yakýn ýrmaklarýn ayný denize dökülmesi prensibi zaten iþliyordu. En kaba deyimiyle sað ve sol veya demokratlar ve cumhuriyetçiler þeklinde iki kefeli bir tartý sistemi sunan Baþkanlýk Rejimi, fiilen kendini kurmaya baþlamýþtý. 15 Temmuz'da eyleme ve harekete dönüþen bu enerji, siyasi denklemini "Cumhur Ýttifaký" ile kurdu.
Suriye krizi ve terörle mücadele zorunluluðu ülkemizi savaþ koþullarýna iterken, AK Parti'nin kuruluþ manifestosunda sýkça vurgu yaptýðý Avrupa Birliði Kriterleri yerini, milli/yerli vurgusuna býraktý. Milli/yerli vurgusunun eylemlikten fikriyata veya AB Kriterleri gibi daha müþahhas bir cetvele dönüþmesi için, hem bu kararlýlýðýnýn olaðanüstü hal koþullarý dýþýnda sýnanmasý, hem de düþünsel sistematiðinin çýkartýlmasý gerekiyor. Ali Fuat Baþgil, Mümtaz Turhan ve Erol Güngör'ün temellerini attýðý ve aslýnda "millliyetçi sað" diyebileceðimiz son 30 yýldýr yenilenmemiþ miras, "dünyaya açýk" teziyle yetiþtirilmiþ AK Partili genç profesyonelleri tatmin etmeye yetecek mi?
"Ýslamcýlar"ýn AK Parti'den tasfiye edileceðine dair sýkça telaffuz edilen öngörü ile birleþtiðinde AK Parti'nin MHP ile kurduðu Cumhur Ýttifaký, Ýslamcýlarýn uzaklaþtýrýlmasý hedefine kilitlenmiþ çevrenin de hoþuna gidecek bir durum deðil aslýnda. Ama Ýslamcýlardan hoþnut olmayan bu kesim kýlýktan kýlýða girmekte mahir, solculuktan sosyal demokratlýða oradan da Kemalizme hýzla intikal edebiliyorlar ve MHP'yi de kolayca çekip çevireceklerinin hayalini kurmaktalar. Oysa MHP hiç de hafife alýnacak bir parti deðil. Kitle partisi olarak AK Parti'nin kuramadýðý ya da bilinçli olarak kurmadýðý ideolojisini, içinden geçtiðimiz olaðanüstü koþullarda MHP yoðuruyor.
***
Muhalefet partileri arasýnda kurulacak hüllelerin nasýl netice verecekleriyse henüz belli deðil. Ama bu geçici birlikteliðin (hülle) ittifaktan önemli bir farký var. ÝYÝ Parti'ye geçen baþý önde, yüzü asýk CHP'lilerin ÝYÝ'den etkileþimlerinin sýfýr olacaðý gayet net, Akþener de onlarý istemiyor zaten... Muhalifler arasýnda birbirini etkileyecek yakýnlaþma CHP ile HDP arasýnda olacaktýr. Ki hem saðda hem solda, seçimlerde daha az oy almýþ parti rengini veriyor bloða... AK Parti'nin MHP'ye benzemesi sonucu, CHP'nin HDP'ye benzemesi sonucuyla sanki yan yana koþuyor... Bu seçimlerde buharlaþacak olan tek bir parti var; CHP. Cumhuriyetin kurucu partisi, HDP ile yakýnlaþmasýnýn bedelini, oklarýný kýrarak ödüyor, ne milliyetçilik ne devletçilik ne de ulusal kimlik bilinci kalýyor zira HDP ile bütünleþtikçe...
***
Ýki önemli sonuç çýkýyor buradan... 1- Siyaset parlamenter sistemdeki gibi çok çeþitli ama daha güçsüz partilerin gardýrobu olmaktan çýkacak. Yeni sistemde, sað ve sol blokta konsolide olmuþ, güçlenmiþ, merkezileþmiþ bir siyaset terazisi olacak... 2-Siyasetteki çeþitlilik, partilerin kendi içlerinde kuracaklarý koreografik baþarýyla saðlanacak. Seçim bölgelerinin yapýsýna ve seçmen taleplerine uygun milletvekilleriyle kurulabilecek bu harmoni...
Milletvekilliði her zamankinden daha önemli bir içerik kazanacak bu seçimde.