Yýkmak kolaydýr. Yapmak ise zor. Bir sözle yýkarsýnýz. Ama bin sözle yapamazsýnýz. O yüzden yýkmadan önce bin düþünmek lazým.
Üzülerek görüyorum ki Cumhur Ýttifaký’nýn bitmesinden memnuniyet duyanlar var. MHP, AK Parti’nin içindekileri suçlamadan önce kendi içindekilere bakmalýdýr. Sayýn Bahçeli’nin “Yerel seçimde ittifak yok!” sözlerini kendinden geçercesine ayakta alkýþlayanlar neyin sevincini göstermiþ oldular?
Cumhur Ýttifaký’nýn hatýrýna Bahçeli’yi ve MHP’yi eleþtirmek istemem lakin o tablo ittifakýn ruhuyla baðdaþýr bir tablo deðildi.
***
Hatýrlatalým bir kez daha. AK Parti MHP deðildir. MHP de AK Parti... Her iki partinin görüþ ayrýlýklarý biliniyor. Lakin bir gerçek var ki o da devletin ve milletin bekasý söz konusu olduðunda her iki partinin gönülden ortaklaþabildiðidir.
15 Temmuz’da bu görüldü. Sonrasýnda da... Ýttifaký oluþturan da bu “beka” eksenli “ruh”tu... Kendi adýma bu ittifaký çok önemsedim. Ýttifakýn yerel seçimde de yapýlmasýnýn zaruretini bu yüzden istedim. Lakin gördüðüm o ki “mecburiyet” ve “mahkumiyet” duygusu ittifak siyasetini paralize eden bir mecraya evrilmiþ...
Cumhurbaþkanlýðý seçimini alttan alta “Bizim oylarýmýzla kazandý!” diyen bir MHP anlayýþý ile “Bizim sayemizde baraj altý kalmayýp Meclis’e taþýndýlar!” diyen bir AK Parti anlayýþý bu sonucu kaçýnýlmaz hale getirdi. Oysa ittifakýn ruhu bu tarz bir “mecburiyet” ve “mahkumiyet” anlayýþýný dýþarda tutuyordu.
Ne yazýk ki süreç parti mülahazalarýný “beka” mülahazalarýnýn önüne geçirdi. Böyle olmamalýydý. Cumhur Ýttifaký’ndan rahatsýzlýk duyan malum çevreleri sevindiren bu olay seçim öncesinde yaþanmamalýydý. Ýttifakýn sonlanmasýndan hangi çevrelerin memnuniyet duyduðuna bakmak bile bu ittifakýn niçin sürdürülmesi gerektiðine yeter sebeptir.
***
Suçlamak kolaydýr. Herkes bir diðerini suçlamak için aradýðý delili bulabilir. Lakin asýl marifet oyunu görebilmektedir. Danýþtay üzerinden Cumhur Ýttifaký’na kurulan tuzaðý MHP’nin görmemesi üzücüdür. “Andýmýz” üzerinden AK Parti’ye yönelik sert siyasi-ideolojik demeçlerle yönelen MHP aklý ne yazýk ki ittifaký bozmak isteyenlerin deðirmenine su taþýmýþtýr.
Bekir Bozdað’ýn, Danýþtay’ýn almýþ olduðu karara eleþtirisini “Türklükten duyulan rahatsýzlýk” zeminine çekmek yanlýþtý. Bozdað’a “Kürt aidiyeti” üzerinden “Kripto PKK’cý!” suçlamasý getirmek, “çözüm süreci”ne kadar gidip AK Parti’yi suçlamak doðru deðildi. Bu kararý alanlarýn tam da istediði þeydi bu.
Onlar ittifak blokunu yaracak bir hamlede bulundular. Ýstediler ki eski Türkiye’ye ait bu etnik tartýþmalar tekrar alevlensin!
Bu konudaki görüþ ayrýlýðý bilindiði halde kamuoyu karþýsýnda sert siyasi suçlamalardan kaçýnýlmamasý gerçekten düþündürücüdür. Oysa ittifakýn ruhu, görüþ ayrýlýklarýný neredeyse siyasi çatýþmaya dönüþtürecek bir üslubu kuþanmayý deðil, uhuletle ve suhuletle oturup müzakere etmeyi gerektirirdi.
Üzülerek görüyorum ki hâlâ MHP’den birileri AK Parti’mizin en tepedeki kimi yöneticilerinin ismini vererek onlar için “ittifaký bozan kripto PKK’cý ve FETÖ’cü!” suçlamasýnda bulunmayý marifet zannediyorlar. Yapmayýn beyler! Bu yol sorun çözmeyi önceleyen bir yol deðildir. Tersine çözümsüzlüðü derinleþtiren bir yoldur.
Bu yanlýþ yoldan çabucak dönülmelidir. Birbirimize kaybettirecek bir siyasetin bedelini ayný zamanda ülke de öder.
***
Þimdi karar vaktidir.
Her iki lider yaþanan çetin türbülansa raðmen ittifakýn sürdürülmesi gerektiðine vurgu yapýyorsa o zaman ittifakýn ruhuna uygun konuþmak herkesin boynunun borcudur.
Henüz her þey bitmiþ deðil.
Bu yaþananlardan ders çýkarýlýp yola devam edilmelidir.
Kim ki bu saatten sonra diline hakim olmaz, ulu orta suçlamalarda bulunur ve görüþ ayrýlýklarýný düþmanlýða dönüþtürmeye kalkýþýrsa cumhurun nezdinde ittifaký bozan taraf olarak mahkum edilir, biline!