İttifak ve beka

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gündeme damgasını vuran ifadesi: ''Cumhur ittifakının devamı milli beka için mecburidir''... 

“Andımız” konusunda yaşanan kısa gerginliğin ardından ittifak görüşmeleri yeniden başlamıştı. Bu tartışmanın, Cumhurbaşkanımız tarafından dile getirilen ‘İstiklal Marşı’ etrafında birleşme teklifiyle bittiğini hatırlamakta fayda var. İstiklal Marşı hangi ruhla yazılmıştı? 

AK Parti ve MHP ittifak görüşmelerinin yeniden başlamasını iktidar partisinin seçimler öncesi yaptırttığı kamuoyu araştırmalarıyla ilişkilendiren yorumcular da oldu. Bendeniz MHP genel başkanının ittifakı milli bekanın zorunlu unsuru olarak görüşünün, günlük seçim totolarından çok daha başka, ciddi anlamlar taşıdığını düşünüyorum. 

Önce hatırlayalım; 

1- 15 Temmuz'daki direnişle püskürtülen hain kalkışmada; “Memleketimiz olmazsa var olamayız” demiştik. Bu hayati refleksle, milletimiz bir destan yazmıştı. Şehitlerimiz bizleri memleket çatısında bir ve beraber eylemilerdi. 

2- Türkiye'nin FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri yüzünden maruz kaldığı hıyanet, son elli yıllık süreçte, toplumsal varoluş damarlarımıza kast eden bir eşiğe evrilmiştir. 

3- Ortadoğu'da kritik şekilde yaygınlaşan kriz, 2002'de Irak'ın işgaliyle başlayan, Arap Baharı dalgasıyla yaygınlaşan, Suriye'deki iç savaşla yoğunlaşan ve yakınlaşan haliyle ve yüklendiğimiz 4 milyon Suriyeli göçmenle birlikte de düşündüğümüzde artık ‘dış mesele’  değil, apaçık ki ‘iç mesele’dir. 

Bu kısa özet bile bizim niçin Türkiye öncelikli düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor ve bu değerlendirme, aynı zamanda Cumhur İttifakı'nın temelini oluşturuyor.

Bu gerçeklerin yanı sıra dikkat edilmesi gereken mühim hususlar da var... Beka mevzunun siyaseti iptal edecek veya sıkıştıracak bir töhmete dönüşmemesi gerekiyor mesela. Hem AK Parti hem de MHP, siyaseti askıya alan sıkıyönetim dönemlerinden epey çile çekmiş iki parti olduğu için ‘beka’ mezvunu, siyaseti susturacak şekilde yürütmeyeceklerini düşünüyorum. 

Diğer mevzu siyasi rekabet bahsidir ki. Beka meselesinin diğer partilerle rekabet unsurunu yutmaması gerekiyor. Hem Cumhur Cephesinin hem Millet Cephesinin birbirlerini beka karşıtı olarak ifade etmesi, derin toplumsal kopmalara götürebilir. 80 öncesi anarşik günlerde Allah korusun birbirini zemmeden tarafların sokakları kana buladığını unutmayalım... Siyasi rekabet, çok değerli bir siyasi imkandır. 

Demokrasi ve temsil mevzuları da, ‘Beka’ zorunluluğunda dikkat etmemiz gereken inceliklerden, İttifak, adı üzerinde birden fazla siyasi partinin buluştuğu bir konsol. Farklı siyasi partilerin her konuda aynı fikirde olması gerekmiyor. Farklı serdedilecek fikirleri, ittifakı bozdu bekayı sarstı şeklinde ilan etmek de siyasetin, demokrasinin altını oyar. Temsil imkanını iptal eder. Parlamenter rejimin yol açtığı koalisyonları eleştirerek geldiğimiz tecrübede, ittifakların zımni koalisyon olması handikapına düşmemeliyiz...