Ýttihatçý paþalarýn Erbakan Hoca sevgisi!

Duydunuz mu? Meðerse 28 Þubat’ýn kudretli paþalarý Erbakan Hoca’yý çok seviyorlarmýþ!

Zaten Sayýn Erbakan’ýn da askerle arasý çok iyiymiþ ve askerle bir sorunu yokmuþ!

Hatta Erbakan ve Çiller ‘hükümet’ olduklarý dönemde çok baþarýlý bir görev yürütmüþler! Kim diyor bunlarý? 28 Þubat davasýnýn 4. duruþmasýnda sanýk olarak hakim karþýsýna çýkan dönemin MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kýlýnç Paþa! Meðerse Rahmetli Hoca MGK toplantýlarýnda kendisine gösterdikleri ‘aþýrý sevgiden’ boncuk boncuk terlemiþ!

Meðerse Osman Özbek Paþa aþýrý sevgisinin bir tezahürü olarak küfretmiþ Hocaya!

Meðerse paþalarýmýz ‘Hükümet iþi dediðin çoluk çocuk iþi, Erbakan Hoca böyle ayak iþlerinde harcanacak birisi deðil, biraz istirahat buyursunlar. Ne gerekiyorsa biz yaparýz! Siz yorulmayýn” diye düþünerek ve Hoca’ya olan hürmetlerinden Refahyol’u devirmiþler!

Yoksa askerin Erbakan Hoca’yla bir sorunu yokmuþ! Rahmetli Erbakan Hoca hayatta olsaydý nezaketini hiç bozmadan derdi ki: “Hadi oradan!” Evet. Aynen öyle hadi oradan!

***

“Demokrasiye balans ayarý yaptýk, öyle bir düzenek kurduk ki bin yýl etkisi sürer” diyen kudretli paþalar, on beþ yýl sonra yaptýklarýnýn hesabýný vermek için yargý önüne çýkmaya baþladýlar. Türk siyasal hayatýnýn tartýþmasýz en çirkef dönemi olan, psikolojik savaþýn en fazla devreye sokulduðu, insanlara aþaðýlýkça iftiralarýn atýldýðý, sahte belgelerle andýçlarýn düzenlendiði, medyanýn bizatihi içinde yer aldýðý darbelerden birisi olan 28 Þubat’ýn failleri nihayet yargýlanmaya baþlandý. Bunlardan biri de dönemin en kudretli isimlerinden Tuncer Kýlýnç. Kýlýnç, meþru ve seçilmiþ siyasal iktidarý zor kullanarak alaþaðý etmek için 28 Þubat muhtýrasýnýn hemen öncesinde planlanan ABD ve Ýsrail gezisinde yer alacak kadar 28 Þubat’ýn içinde, hatta tam da odaðýnda bir generaldir.

2002 seçimlerinden sonra dönemin Baþbakaný olan Abdullah Gül’e ‘Senin yerinde olsam karýmýn baþörtüsünü çýkarttýrýrdým’ diyen yine Kýlýnç Paþa’dan baþkasý deðildir.

Kýlýnç Paþa, hala umutlu olduðu, yargý önüne çýkmayacaðýný düþündüðü günlerde, Aydýnlýk gazetesine verdiði tehdit dolu röportajýnda, 28 Þubat sürecinin devam ettiðini sadece bir kesintinin olduðunu, sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman AK Parti ile idare edilmeyeceðini, yarýn mutlaka bu görüntünün deðiþeceðini söylüyordu. Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner diyordu, AK Parti ne kadar kalýr ki iktidarda diyerek aba altýndan sopa gösteriyor, aldýklarý kararlarýn þahaneliðinden filan bahsediyordu. Evet, Paþanýn dediði hesap günü geldi, sanýk sandalyesinde hakim karþýsýna çýktý ve þimdi ‘yýrtmaya’ çalýþýyor. Ama yýrtamayacaðýnýn farkýnda!

Yýrtamayacaðýný bildiði için de 28 Þubat sürecinde en iyi öðrendiði yöntemle bu kez tersinden psikolojik savaþ yapýyor hem de en aþaðýlýðýndan. Diyor ki, bana Genelkurmay Baþkaný dahil kimse emir veremezdi. Ben askere baðlý deðil, hükümete çalýþtým. (Hepimiz de inandýk.) Diyor ki, bakanlar kurulu kararnamesiyle atandým sicil amirim baþbakandýr. Ondan habersiz hiçbir faaliyette bulunmadým.

Diyor ki, benim þu anda tek þanssýzlýðým amirimin hayatta olmamasý, eðer rahmetli olmasaydý o da benim söylediklerimi söylerdi. (Ýttihatçýlar da II. Abdülhamit öldükten sonra arkasýndan methiyelerle yad etmiþlerdi.)

Ezcümle Kýlýnç Paþa diyor ki...

Rahmetli Erbakan kendisine darbe yaptýrdý, varsa bir emir Rahmetli Hoca verdi bizde emir kulu olarak yaptýk.

***

28 Þubat asker-medya-sermaye ve sözüm ona sivil toplum örgütü ayaklarýnýn içinde olduðu ancak nihayetinde askeri bir darbedir.

Dolayýsýyla askeri bir darbenin tüm sorumlularýnýn yargý önüne çýkartýlmasý önemlidir. Tek sorumlusu asker deðildir. Ellerini ovuþturup, bundan da yýrttýk mantýðýyla suçu askere atýp köþesinde bekleyen tüm suç ortaklarý yargýlanmalýdýr, hesap vermelidir. Ýnþallah 28 Þubat davasý bunu saðlayacak. Bu kadar somut delillerle beslenen, bir sürü görgü tanýðý ve maðduru olan bu dava Türkiye’de askeri vesayetle hesaplaþmanýn en gerçek görüntüsü olacak. Böylesi somut deliller üzerinden yürüyen bir davada Kýlýnç Paþa ‘sicil amirim Erbakan’dý’ safsatalarýný söylemek yerine masa arkadaþlarýný söylemesinde fayda var.

Bu davanýn kaçaný, göçeni, yýrtaný olmayacak.