Baþbakan Erdoðan Kanal 24’te ‘Sansürsüz’ programýnda, þimdiye kadar olan Avrupa’nýn ne olduðunu açýkladý. Bu bir Almanya-Fransa Avrupa’sý idi. Erdoðan, çok açýk olarak, ‘Bizim AB sürecini Markel ve Sarkozy sabote etti’ derken, bugünkü AB krizinin kökenlerini de açýklýyordu. Evet, bugünkü AB krizinin bu denli derin olmasýnýn temel nedeni, AB geniþlemesinin ve AB Anayasa sürecinin boðulmasý, yalnýzca Fransa ve Almanya’nýn dar ulusalcý çýkarlarýna kurban edilmesidir. AB’nin Türkiye’yi dýþlayarak, adeta Türkiye’yi rakip görerek, kendini 2. Dünya Savaþý öncesi konjonktürde sanmasý ve eþit koþullarda Türkiye’yi içine almak istememesi, pazar, enerji, yaþlý nüfus sorunlarýný birlikte getirmiþ ve AB, Almanya ve Fransa’dan baþlayarak yerinde saymaya baþlamýþtýr. Var olan durumu aþmak için de doksanlý yýllarda tavan yapan zehirli finans yapýsý devreye girmiþ ve bugünkü borç bataðýný oluþturmuþtur . Buradan bu AB yapýsý ile çýkýþ yok gibi. Artýk nasýl ‘eski’ Ortadoðu olmayacaksa bu AB’de olmayacak. Yeni bir AB perspektifi ve geniþlemesi kriz çözümü olarak önümüze gelecek zaten. Baþbakan’ýn Þangay Beþlisi vurgusu, ‘yeni bir dünya kuruluyor, bakacaðýz, þimdilik güçlü olan biziz, hangi kýtasal birlikte yer alacaðýmýza biz karar vereceðiz’ demek.
Çarþamba günkü yazýda da biraz bunu anlatmaya çalýþtým. Dünya, kýtasal birlikler, bu kýtasal birliklerin belkemiði olacak eksen devletler ve yerel devletler dönemine giriyor.
Þimdi ‘þunlar devlet kuruyor, bunlar devlet kuruyor’ diye yazý yazan arkadaþlar var. Çoðu kere hayretler içinde kalýyorum. Bu kurulacak devletler nasýl ayakta kalacak örneðin, hangi sermaye sýnýfýnýn, zenginliðin üzerinde temellenecek. Yalnýzca dil birliði, bir ýrka dayanma özelliði bugün bir (ulus) devlet için yeterli ve sürdürülebilir özellikler midir?
Tabii ki Ortadoðu’da yeni devlet yapýlanmalarý olacak ama bunlar 19. yy’da 20. yy’da kurulan ulus-devletler gibi ‘baðýmsýz’ ulusal bir burjuvaziye dayanan devletler olmayacak.
Bunun dýþýnda kriz sonrasý dünyasýnda, ‘eski’ ABD, Britanya gibi ‘ben yaptým oldu’ diyecek ‘emperyalist’ hegemon ulus-devletler de olmayacak. G-20’nin kurumsallaþmasý, küresel ‘yönetiþim’ mekanizmalarýnýn oluþmasý, BM’nin, IMF’nin, Dünya Bankasý’nýn yeniden yapýlanmasý da yalnýz Çin gibi ‘büyük’ ‘üçüncü dünya’ devlerinin katkýsý ile olmayacak. Türkiye gibi ülkelerin küresel yönetiþim mekanizmasýnda eþit koþularda yer almasý, enerji, pazar, finansal yapý sacayaðýný yönetmesi artýk kaçýnýlmaz. Ýþte bu koþullarda Kürt devleti de kurulur, baþka bir devlette kurulur. Çok takmayýn bu sýcaklarda kafanýza... Bu yeni kurulacak ‘devletler’ zaten varlýklarýný yaný baþlarýndaki eksen devletlere baðlý olarak sürdürecekler, onlara raðmen deðil.
Bugünkü krizin ne olduðunu görememek, bundan sonra nasýl bir ‘küresel’ kapitalizm örüldüðünü anlayamamak, bunu anlatamamak ya da bunu görüp de siyasi nedenlerle çarpýtmak bir nevi dilsizlik. Bakýn siyasi olarak nerede durursanýz durun þunlarý görmek zorundasýnýz: Yeni bir finans sistemi geliyor. Bu yeni finans sistemi, nihai olarak, kontrollü küreselleþme, bunun kurumlarý, IMF’nin öncülüðünde bir dünya merkez bankasý ve bir dünya rezerv parasýný hedefleyecek. Türkiye’nin enerji ve finans merkezi olarak öne çýkacaðý artýk kabul gören bir gerçek. Ýstanbul finansta öne çýkarken, Türkiye’nin güneyi ve doðusu enerjide öne çýkacak.
Rusya da, Avrupa’ya enerji geçiþleri konusunda Türkiye’ye güvenmek zorunda. Çünkü yeni kýtalar arasý uzlaþýnýn anahtar ülkesi Türkiye.
Ýkincisi; yeni finans sistemi, giriþim sermayesini ve buna baðlý yeni ekonomi çerçevesini öne çýkartýyor. Eski yapýlarýn (siyasi ve ekonomik) çok hýzlý olarak tasfiye olduðunu görüyoruz. Baþbakan Erdoðan’ýn þikayet ettiði Merkel-Sarkozy Avrupa’sý nerede?
Tehlike kimin için?
Þimdilerde Türkiye’nin kökleþmiþ eski holdingleri telaþ içinde. Çünkü ellerindeki tekelleþmiþ yapýlarýn çok hýzlý olarak kýrýlacaðýný, Türkiye’de enerji, enerji daðýtýmý, iletiþim, iletiþim aðlarý, eðitim, finans ve finansýn tüm alanlarýna çok yoðun yeni giriþlerin olacaðýný artýk biliyorlar. ÝSO 500’e bakýn onlar için ‘tehlikeyi’ görürsünüz. Bilançolar geliyor; telekomünikasyon, iletiþim Türkiye’de de öne çýkmaya baþladý. Dün bir GSM operatörü baþkaný, ellerinin altýndaki þaþýrtýcý nakit varlýðýný açýkladý. Hatýrlar mýsýnýz, Balyozcular’ýn darbe tezgahlarýný yaptýðý iki binlerin baþýnda OYAK baþkaný da ellerlindeki nakdin çokluðundan neredeyse þikayet ediyordu. Þimdi benzer durum, iletiþim sektöründe var. Bu bile bir þey anlatmýyorsa siz gerçekten dilsizliðe mahkumsunuz.
Telaþ etmeyin, görün ve kabul edin, çünkü Türkiye’de ‘ittihatçýlýðýn’ her türlüsü bitiyor; devletçisi, liberali falan...