Iyd-i Said-i Fýtr...

Medeniyetimizi hakkýyla yaþadýðýmýz o heybetli günlerde, Iyd-i Said-i Fýtr derdi büyükler Ramazaný Þerif Bayramý’na.  Yozlaþma seyri seferinde her þey gibi o da dejenere oldu, manasýndan uzaklaþtý. 

 Iyd= Tekrar gelen, adetleþen demek. bayram da her sene tekraren gelip adet halini aldýðý için bayram manasýna da kullanýlmýþ.

Said= Allah’ýn sevdiði, rýzaya ermiþ, saadetli, mübarek, sevilen manasý taþýr.

Fýtr= Ýftar etmek, oruç tutmak, fýtrat ve yaratýlýþ manalarý içerir.

Ramazan Bayram vaktine kadar nisaba malik her Müslümanýn himayesindekilerin her biri için, günün þartlarýna göre varlýðýna, yaratýlýþýna, fýtratýna istinaden þükür maksatlý verilen maddi bedele de sadaka-i fýtr denir.

Medeniyet deðerlerimizi hafife alýp göz ardý etme sürecinde þükrü de þekere çevirip yutturduk. Onu da imandan çok mideyle ilgiliymiþ gibi Þeker Bayramý yaptýk!..

Hicretin ikinci yýlý Þaban ayýnda farz kýlýndýðý için 1434 yýldýr Ramazan-ý Þerif oruçlarýný tutuyoruz...

Ramazaný Þerif bizlere çok þeyleri hatýrlattý.  En önemlisi, yeryüzünün çeþitli coðrafyalarýnda yaþayan milyarlarca Müslüman olarak hep birlikte yekvücut olarak hareket edebileceðimizi bir kez daha hatýrladýk.

Senenin belirli bir ayýnýn baþýndan sonuna kadar sabahýn belirli bir vaktinde sadece O emretti diye aðzýmýza kilit vurup akþamýn belli bir vaktinde de sadece O emretti diye aðzýmýz açtýk.

Bir ay boyunca, senenin hiçbir ayýnda olmadýðý kadar Quran-ý Kerim baþýnda toplanýp mukabelelerde bulunduk ve Quran merkezli bir iklim yaþadýk...

Allah ve Resul’ünü daha iyi anlamak ve onlara hakkýyla tabi olabilmek için oluþturulan, meleklerin bile imrendiði sohbet halkalarýný ganimet daðýtýlan bir hazineymiþ gibi belleyip hemen oralara koþtuk ve nasibimizi almaya çalýþtýk. 

Mahlûk olan þeytana, nefse deðil sadece Halik olan Allah’a (cc) kulluðun lezzetini tatma fýrsatý yakaladýk.

Kötü söz söylemekten, kötüye bakmaktan sakýndýk. Orucu her türlü þer taarruzuna kalkan edip bedenin üzerindeki baþ’ýn önemi gibi sabrýn da imanýn en önemli bir uzvu olduðunu öðrendik.

Þimdi bu bereket ayýnda topladýðýmýz bilgi ve tecrübeleri önümüzdeki aylara, yýllara nasýl taþýrýz ona bakacaðýz.

Ramazan ayý boyunca milyarlarca Müslüman olarak bazý konularda nasýl birlikte hareket etmeyi tecrübe ettiysek, Ramazan dýþýnda da bu birliði nasýl muhafaza ederiz ve daha da nasýl geniþletiriz onun derdine düþeceðiz.

Sabah ezanlar okunduðunda hep birlikte nasýl aðzýmýzý kapatýyorsak, þimdi de içimize sokulmaya çalýþýlan fitnelere ve düþmanlýklara karþý hep birlikte iltifat etmeyip kapalý olacaðýz.

Ezanlar okunduðunda milyarlarca Müslüman nasýl hep birlikte iftar ediyorsak, çoluk çocuk camileri nasýl dolduruyorsak bütün medeniyet coðrafyamýza musallat olmuþ iþgalcilere, iþgalci kafalý iþbirlikçilere karþý da hep birlikte bir olduðumuzu, birlikte hareket ettiðimiz göstereceðiz.

Siyasi, içtimaý ve ticari manada, týpký Ramazan’da olduðu gibi hep birlikte hareket etmeyi sürdürürsek, Ramazanýn bereketi gibi o alanlarda bereketlenecek ve yaþanan fakirlikler, onursuzluklar, haksýzlýklar ve zulümler tek tek yok olacak...

Ve tarihte, Ramazan Bayramý’na, Iyd-i Said-i Fýtr  dediðimiz zamanlarda olduðu gibi büyük merhamet medeniyetinin sunduðu onuru hep birlikte yaþayýp bütün dünyada da yaþanmasýna vesile olacaðýz..!

Hayýrlý bayramlar...