6-0’lýk Real hezimetinden sonra; beklenen kadro deðiþikliði, 4’le sýnýrlý kalmýþtý. Andone’nin erken sakatlýðý nedeniyle, kenardaki Babel de hemen oyuna girince; tepkisel kadro biraz normalleþti sayýlýr.
G.Saray, (Ahmet Çalýk, Adem, Emre Taþdemir, Ömer Bayram’lý on.iriyle) maçýn baþýndan itibaren; üç puana olan ihtiyacý ve isteðini, kararlýlýkla belli eder (Hatta tehdit eder) görünümündeydi. Ömer Bayram’ýn ani ve sert golü, canlý baþlangýcýn geç kalmayan ödülüydü.
***
Fakat bu golün sonrasýnda, Gaziantep’in karþý direniþi ve dikleniþi baþladý. O aralar, G.Saray’ýn etki alaný daraldý ve etki gücü düþtü. Çabuk toparladý.. Bu çabuk toparlanmanýn zafer çelengi de, çok geçmeden Feghouli’yle boynuna takýldý: 2-0
Takým, son dönemlerin eleþtirilen futbolundan tamamen farklý ve olumlu bir görüntüdeydi. Ama gene de, olmasý gereken güç ve kalite çizgisini yakalamýþ sayýlmazdý. O da zamanla olur.
***
Terim”in hafiften kulak çekme operasyonu, sonuç vermiþ gibi görünüyor... Onay görmeyen ve beðenilmeyen bir futbol sürecinin hemen ardýndan, tam anlamýyla ýþýk deðil ama, ýþýltý içeren genel oyun kurgusu; herhalde taraftarý mutlu etmiþtir. Skor da buna olanak saðlýyor.
Ama bu güzel sözler, ikinci yarýdaki G.Saray için, pek örtüþmüyor... 2-0’dan sonra, “Hedef ve görev tamamlanmýþtýr” anlayýþýnýn hakim unsur olmasý ve bu yüzden futbolun yavanlaþmasý, önemli bir handikap... Ýki þutun direkten dönmüþ olmasý farketmiyor. Maç ciddiyetinin, tam saha ve tam süreye yayýlmasý þart!
Çünkü Gaziantep, bu duraklamanýn sonucu olarak; ciddi pozisyonlar buldu. Baþkasý olsaydý, affetmezdi. Boþvermeye gelmez. Oyun disiplinine sahip çýkýn.