Ýyi baþlayýp kötü bitirmenin a.b.c’si

Kahvaltýya oturduðunda ekmekten bir parça bölüp aðzýna götürecekti ki... “Vay þerefsiz” diye mýrýldandandý..! 

Apartman görevlisinin kapýya astýðý poþetten çýkan gazetenin manþeti dilindeydi...

“Vay þerefsiz!”

Niþantaþý sakini “Vay þerefsiz” diye diye kahvaltýsýný bitirdir...

Ýþine gücüne baktý...

Zaman akýp gitti.

a- Beyaz Türk’ün oportünizmi

Bir gece vakti elinde televizyon kumandasý kanal kanal dolaþýyordu.

Birden durdu!

Ekranda bir sakallý... Karþýsýnda bir siyasetçi... 

Elinde saz, dilinde “Geçti dost kervaný eyleme beni!”

Sonuna kadar dinledi.

Koltuðundan geriye doðru kaykýldý.

“Vay þerefsiz”den “Geçti dost kervanýna” diye mýrýldandý!

“Dün, Kürtçe türkü söylemek isteyeni linç ettik bugün bir Kürt siyasetçiye Türkçe türkü söyletiyoruz” diye düþündü.

Ve gün geldi... Sandýða mühürlediði seçim pusulasýna atarken, “Vay þerefsiz derken de ‘Kürt siyasetçiye Türkçe türkü söyletirken de bir bildiðimiz var” dedi.

Seçim sonucunu aldýðýnda, “Baþardýk, bunlarýn döneminde 1’e 5 kazandýk ama daha çoðunu istedik vermediler. Baþardýk..!” diyenler kervanýna kendini de kattý.

Kýsa süreli sanrýsýnda yüzde 52’yi unuttu. 26’yý 41’den, 13’ü 16’dan büyük gördü.

Daha önemlisi devlette devamlýlýk esastýr prensibini defterinden sildiðini farkettiðinde Kandil’e bomba yaðýyordu.

b- Uhud’u unutursan

Ýlk zamanlar “iktidarýz ama muktedir olamýyoruz” serzeniþiyle nargile fokurdattý. Küçük þirketine küçük küçük iþler alýrlarken, gözünü hep daha büyüðe dikti.

“Bize iktidar alanýnýn tamamýný býrakmýyorlar” serzeniþiyle uzunca bir süre “mevcutla” yetindi. Kendi eksikliklerini çocuklarý çekmesin için onlarý kolejlerde, özel okullarda okuttu.

Geçmiþinde sokak vardý, kavga vardý, asabiyet vardý “dava” vardý, üstad vardý, þiir vardý, marþ vardý!

Çocuklarýnýn da bir gayesi olsun istiyordu ama kendisi daha çok para kazanmak peþinde koþtuðundan “baþkalarý”nýn çocuklarýyla ilgilenmesini bekliyordu.

Çocuklarý ne sokak bildi, ne þiir, ne üstad ne marþ!

Her seçimin gecesinde, “çok þükür bunu da atlattýk daha da güçlüyüz” diyerek gözlerini kapattý.

Çocuklarý büyüdü.... Þirketi büyüdü... Serveti büyüdü..!

Önünde bir küçük rutin kalmýþtý. Onu da salimen atlatýrsa keyfine diyecek yoktu.

Seçimde partisinin tek baþýna iktidarý kaybettiðini öðrendiði gecenin sabaha durduðu anlarýnda... Hamidullah’ýn Ýslam Peygamberi kitabýnýn “Uhud” bahsini tekraren okuyordu.

“Okçular” ah o okçular... Ah diyordu okçular..!

Sabah namazýný kýldý ellerini havaya kaldýrdý, “Rabbim bize kendini unutturma. Bizi asabiyetimizden uzaklaþtýrma” diye dua etti!

Çocuklarýný namaza kaldýrmak istedi. Lakin cesaret edemedi!

c- Kürt Kürtçülük yaptýðýnda

“Babamýn gözü önünde olmuþ  herþey” diye baþlayýp anlatýrdý, babasýnýn da kaldýðý Diyarbakýr Cezaevi’nde olup bitenleri. “Köpeðe selam durduruyorlarmýþ. Annesiyle Kürtçe konuþuyor diye insan pisliði yedirmiþler bir keresinde adamýn birine. Birisini döve döve sakat býrakmýþlar. Çoðu zaten kafayý sýyýrmýþ, delirmiþ. Babam da çok saðlýklý deðil... Hep hasta.”

Arkadaþlarýnýn çoðu daða çýkmýþtý, kendisinin de niyeti vardý. Ama siyaset yolunu  seçti.

“OHAL kalksýn yeter. Daha ne isteriz” diye baþlayan taleplerinin karþýlandýðýný gördükçe çýtayý yükseltti. Kürtçe tutsaklýktan kurtuldu, alfabede yasaklý harf kalmadý, ret, inkar, asimilasyon sona erdi. Yetmedi. Daha diyordu her seferinde daha. Hatta daha da ileri gidip, “özerklik” diyordu, “kanton” diyordu, “baðýmsýz Kürdistan” diyordu. Diyordu da diyordu.

Olup bitenin kendi þýmarýklýðýndan kaynaklandýðý vehmine kapýlýyor, her gün “Ben de bu devleti diz çökertmezsem” diyerek efeleniyordu!

Diyarbakýr Ofis’teki cafelerde gençlere “Kürdistan hayali” kurduruyor, Ýstanbul’a gelip Beyaz Türklere “þirinlik” yapýyordu.

“Hele bir de barajý geçip rüþtümüzü ispatlarsak Amerika bizi yedeðine alýr, bölgede harita yeniden çiziliyor bize de elbet bir þey düþer” diyordu.

8 Haziran sabahý, zafer kazanmýþ bir komutandý. Kürt hareketi yeni bir evreye girmiþti. Sýra þimdi siyaseti yeniden kurgulamaktý. Çatýþmayý yeniden körüklemekti.

O kadar kendinden emindi ki Muþ’ta “Bu topraklardan defolup gideceksiniz” diye haykýrýyor, Suruç’ta “Biz sýrtýmýzý PYD’ye yasladýk” naralarý atýyordu. Pusu kurulup þehid ettileriyle ilgili tek kelime söylemiyordu.

“Tükürükle boðmaktan” söz ediyor þýmarýklýðýna þýmarýklýk katýyordu.

Bir cuma gecesi Kandil’e bombalar yaðmaya baþladýktan hemen sonra, “silahlar sussun” çaðrýsý yaptýðýnda iþ iþten çoktan geçmiþti.