Size ilginç bir hikaye anlatacaðým. Hani Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, Melih Altýnok’un sorusuna “Anayasayý inþa edebilecek bir sayý yakalansaydý bugün durum çok farklý olurdu” þeklindeki cevabý, o meþhur “Doðan Yayýn Ýlkeleri”yle yönetilenHürriyet’in internet nüshasýnda, “Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan Daðlýca açýklamasý: 400 milletvekili alýnsaydý bunlar olmazdý” þeklinde yer almýþtý. Bu fitne ateþi, hazýr kýta bekleyen þer odaklarýnýn da yardýmýyla yayýldýktan sonra da bu “ilk kývýlcým”ý sessizce silivermiþlerdi ya...
Bunun üzerine gazete önünde protesto eylemi yapýlmýþ ve bu kalabalýktan ne idüðü belirsiz birkaç kiþi taþ atmýþtý.
Bendeniz daha o anda, “Bu çirkin saldýrýyý kýnýyorum, sorumlular derhal cezalandýrýlmalý. En þiddetli eleþtiriye evet ama en hafif þiddete hayýr...” þeklinde tavrýmý ortaya koydum.
Aman Allah’ým; ne saldýrýymýþ!
Burada elbette “Hýrsýzýn hiç mi suçu yok, bütün bunlara sebep olan o sorumsuzluða ne demeli?” diye sorabilirsiniz. Nitekim iki gün sonra da olsa Hürriyet o ifadenin “yanlýþ” olduðunu kabul etti.
Zaten amaç hasýl olmuþtu artýk...
Gerçi onlar, yaktýklarý bu fitne ateþinin sebep olduðu hasardan ve bu ateþi yakan hakkýnda ne iþlem yaptýklarýndan ziyade, kapýlarýna atýlan taþýn hasar tespiti ile meþguldü.
Ve sonuç açýklandý!..
Meðer ne büyük bir saldýrýya muhatap olmuþlar.
Deðerli mevkidaþým Sedat Ergin anlatýrken tir tir titriyordu...
Bütün ülke ayaklandý. Baþbakan’ý yakalayan her “gazeteci”, bütün ülkeyi aðlatan terörden önce bu “saldýrý”yý sordu.
Tarafsýz cemiyetimiz, sahibinin konseyi, paralel candaþlarý, yoldaþlarý o kapýyý aþýndýrdýlar. Yetmedi, o meþhur gövde gösterisinde yerlerini aldýlar ve hep birlikte, “Objektif yayýncýlýðýmýzdan dolayý hedef gösteriliyoruz” diye haykýrdýlar.
Allah Allah...
Bir ülkenin cumhurbaþkanýnýn sözünü, 70 milyonun gözünün içine baka baka çarpýtmak objektif yayýncýlýk mý oluyor?
Aslýnda objektiflikle filan ilginiz yok, bal gibi terör destekçisisiniz.
Ama kimse, bir baþkasýna ceza kesme yetkisine sahip deðildir. Zaten dürüst olduðunuzdan deðil ama bu anlayýþýmýzdan dolayý size taþ atanlarý þiddetle kýnadýk.
Bomba mý aðýr, taþ mý?
Pekiii...
“Camýmýz kýrýldý” diye günlerdir yaygara yapan sayýn “objektif”ler...
Star gazetesine, öðle yemeði sýrasýnda patlamak üzere konan ve kayýtlara “Suruç’takine eþdeðer güçte” diye geçen ve patlamasýna 6 dakika kala etkisiz hale getirilen bomba ile ilgili ne söylediðinizi ben duyamadým...
Tarafsýz cemiyetimiz tam 24 saat sonra (belki risk almamak için) uzaktan kýnadý!
Belki de bomba, 6 dakika kala etkisiz hale getirildiði için bir tepki göstermemiþlerdir. Öyle ya cam kýrýlmadý, çerçeve yamulmadý!
Ýyi ama daha sonra devam eden, “Tekrar geleceðiz, o zaman kurtulamayacaksýnýz” tehditlerini de paylaþtýk ama kimsenin ruhu duymadý.
Nitekim bir sabah gerçekten çýkageldiler. Hem de öyle camýmýza taþ deðil, canýmýza 22 kurþun attýlar.
Ama bu “objektif” güruh yine duymadý.
Pardon, haksýzlýk etmeyelim; duydular ve dalga geçtiler.
Camlarýna atýlan taþý “basýn özgürlüðüne en büyük darbe” olarak deðerlendiren Hürriyet, bu kurþunlarý “Murat Sancak’a yönelik adi bir saldýrý” olarak gördü.
Yandaþ þirketlerine yapýlan basit bir mali soruþturmaya karþý “Medyaya darbe” diye cýyaklayan paralel yüzsüzler ise “Havuz yöneticisine saldýrý...” dedi.
Ama ne olursa olsun, bu ne taþmýþ ki býrakýn Türkiye’yi, Avrupa’dan Amerika’ya kadar bütün dünya teyakkuza geçti.
Meðer biz ne kadar ucuz kurtulmuþuz; ya bize de taþ atýlsaydý!..
