İYİ Parti CFR'den neden randevu istemişti?

Türkiye, İYİ Parti'nin, ABD'de derin yapılara yakınlığıyla bilinen Dış ilişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations) adlı düşünce kuruluşundan randevu istediğini, Steven Cook isimli yeminli Erdoğan düşmanı bir analistten öğrendi... Cook, twitter'dan, bu randevu talebini duyurduktan sonra, kendilerine "Henri Barkey katılmasın bu toplantıya" talebi geldiğini, bunu duyunca da toplantıyı iptal ettiklerini söyledi. Hayır, böyle demedi... Tam olarak şöyle dedi; I told them to take a hike... Yani aşağı yukarı; "...yürüyün gidin..." demiş İYİ Parti'ye... Fırça attığını söylüyor anlayacağınız... Düşünsenize... Ülkeyi yönetmeye talip bir partinin lideri olacaksınız, bu ülkede CIA tarafından yapılmaya çalışılan darbeyi aklamak için delil üreten bir ajan, size hem kapıyı gösterecek hem de bunu böyle duyuracak... Pes doğrusu... Bu kadar rezaleti hakkedecek ne yaptık biz acaba?..

Sayın Meral Akşener... Bir gazeteci olarak bu soruyu sormam lazım... Bu randevu talebinden haberiniz var mı, yok mu?.. Randevu talep edilen CFR adlı yapı hakkında bilginiz var mı, yok mu?.. Size 'yürüyün gidin' dediğini söyleyen Steven Cook'u tanıyor musunuz?.. Peki böyle bir yapının temsil ettiğiniz parti hakkında böyle bir ifşaatta bulunması üzerine bir iç disiplin mekanizması işlettiniz mi, işletmediniz mi?..

Bu tabloyu neden önemsediğimi arz edeyim. Sayın Akşener, lütfen yazının bundan sonraki bölümünü siz de dikkatle okuyun. Bakın dostlar... Baştan arz edeyim... HDP dışında hangi siyasi parti olursa olsun, böyle Türkiye düşmanlarının çirkin ağızlarına sakız olması bu ülkenin bir ferdi olarak beni incitir... Meral Akşener'e ya da bir başka muhalefet partisi liderine ya da tüzel kişilik olarak bu ülkeyi yönetmeye talip olan partiye böylesi laflar etmek kimsenin haddine değil. Hele de 15 Temmuz'da suçüstü yakalanmış olan CIA artıklarının ağzını bile açtırmayız... Ama lütfen bu partiler de pozisyon alırken buna dikkat etsinler... Bakın bu Steven Cook denilen kişi, The Atlantic dergisinde, darbe girişiminden hemen sonra, daha şehitlerimizin cenazelerini defnetmişken 15 Temmuz'u haklı göstermeye çalışan bir makale yazmıştı... "Erdoğan, Türkiye'yi nasıl otoriterleştirdi" başlıklı makalesinde, darbecileri haklı, yaptıkları kanlı işgal denemesini ise meşru görmüştü... Hemen peşinden Washington Post gazetesine yazdığı bir başka yazıda ise, Türk halkının darbeye direnişini küçümsemiş; "Bu darbe girişimi 10 yıl geriden geliyor, Türkiye'de her 10 yılda bir askeri darbe olurdu." demişti... Öncesinde de Foreign Affairs'te Türkiye ile Mısır örneklerini karşılaştıran bir yazı kaleme almış ve Türkiye'deki darbe girişiminin neden başarısız, Mısır'dakinin ise 'başarılı' olduğunu madde madde sıralayarak, adeta bundan sonra darbe yapacaklara yol haritası çizmişti... İşte İYİ Parti heyetine kapıya gösterip bunu da twitter'dan faş eden adam bu...

Fakat tek başına Steven Cook meselesi de değil konu... İYİ Parti kurulduğu günden bu yana bu yapılarla arasına mesafe koymuş değil... Önce Selda Tandoğan Demirel adını gördük partide... Genel Başkan danışmanı sıfatıyla... Bu kişi, Denge Denetleme Ağı isimli teşkilatın etkili isimlerinden biri. 'Denge ve Denetleme Ağı'nın arkasında, Turuncu devrimlerin motor gücü olarak bilinen National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluş var... NED, George Soros gibi gelişmekte olan ülkelerin sivil toplum kuruluşlarına finans desteği verip, toplum mühendisliği yapıyor... NED'in Denge Denetleme Ağına aktardığı para, yıllık ortalama bir milyon dolar civarında... Aynı merkez, FETÖ'cü Taraf Gazetesi'nin de finansörleri arasındaydı... Bu ilişki deşifre olunca; 'Selda Tandoğan'ın partiyle ilişkisi yoktur' açıklamasını da Ümit Özdağ'a yaptırmışlardı... Acaba Sayın Ümit Özdağ hâlâ aynı mı düşünüyor...

Dahası da var... Parti kurulurken FETÖ tertibiyle cezaevine giren hakkı yenen kahramanlar da yer alıyordu kadroda... Hatta onlarla bir tanıtım videosu çekmişti Meral Akşener... Balyoz davası sanığı emekli kurmay Albay Ali Türkşen o videoda, Akşener'in, "Buraya FETÖ girebilir mi?" sorusuna, "Sıkar abla" diye yanıt veriyordu... O videoda 'Sıkar abla' diyenlerin hepsi zamanla ayrılmak durumunda kaldı partiden... Aynı videoda gördüğümüz gazeteci Vedat Yenerer, İYİ Parti'den istifa ederken dedi ki;

"...Öcalan'a ev hapsi isteyenler, 'Ege'de Yunan işgali yoktur' diyenler üst düzey görevlere getirildi... Devamlı ABD'den birileri bize geliyor. Sanki Türkiye'de vatan evladı kalmadı..."

Evet, belki de artık bu soruyu yüksek sesle sormanın vaktidir Sayın Akşener'e; sayın Başkan nedir bu ABD sevdanız acaba?.. Türkiye'de vatan evladı mı kalmadı?..