Yeniçað gazetesinin önde gelen yazarlarýndan Gül, Babacan ve Davutoðlu hakkýnda son günlerde çok aðýr eleþtiriler geliyor. Eleþtiri ötesi ihanete eþ suçlamalar var.
Bu gazetenin sahibi Ahmet Çelik, ÝYÝ Parti Ýstanbul milletvekili ve partinin kurucularýndan. Yazarlarýn ifadeleri elbette ÝYÝ Parti’yi baðlamaz ama istense AK Parti’yi destekleyen gazetelerde bile görülmeyen bu yazýlarýn yayýnlanmasýna izin verilmez... En azýndan objektif analizler talep edilir.
Bu arada þu dikkatimi çekiyor; Yeniçað’ýn açýk saldýrýsý, Davutoðlu’nun destekçisi Karar gazetesinde görmezden geliniyor.
Yeni Parti’nin, Yeniçað gazetesi üzerinden sergilediði rahatsýzlýðýn sebebini söylemeden, Orhan Uðuroðlu ve Ahmet Takan’ýn ne yazdýklarýna bakalým.
Ahmet Takan, 10 Temmuz’da “Gül, Babacan için ne demiþti?” baþlýðý altýnda þunlarý yazdý:
“3 Kasým 2002 seçiminden kýsa bir süre önceydi. Abdullah Gül telefonla aradý ve benden o güne kadar ismini hiç duymadýðým Ali Babacan'dan bahsetti. ‘Kim bu adam’ dediðimde, ‘Ýngiltere'ye gönderdim. Roadshowlarda yetiþtirdim. Seçimden sonra ekonomiden sorumlu Bakanýmýz olacak. Ve ileride yýldýzý çok parlayacak. Çok genç... Ali'nin Türkiye'deki tanýtým çalýþmalarýna baþla’ dedi. Bilderberg toplantýlarýnýn katýlýmcýsý Ali Babacan'a Davos toplantýlarýnda küresel emperyalizmin ve kapitalist sistemin ünlü temsilcilerinin nasýl iltifat ettiðine de yakýndan þahitlik ettim. Þimdi dönün bir daha Abdullah Gül ve Ali Babacan'ýn kuracaðý yeni partideki isimlere bakýn!.. Exeter'li Fehmi Koru'yu da unutmayýn...”
Orhan Uðuroðlu da 22 Temmuz’da “Lider olmak…” ara baþlýðý altýnda þöyle dedi:
"Siz, ‘Ben Baþbakan olayým ama hiçbir yetkim olmasýn isteniyordu, bunu Sayýn Cumhurbaþkanýmýz istedi’ dediniz. Ýþte o gün bu ‘kukla baþbakan’ isteðine tepki koyup istifa etseydiniz, ‘Lider’ olurdunuz. O gün, ‘Partinin bölünmemesi’ diye görevini býraktýðýný söylüyorsun. Bu gün, ‘partinin bölünmesi’ için parti kurmak istiyorsun… Ýþte siyasi geleceðin için kýrýlma noktasý da tam bu cümlede saklýdýr. Olaðanüstü büyük kongrede, Kürsüye yumruðunu vuracak, ‘ben de Genel Baþkanlýða adayým’ diyecektin. O gün lider olurdun…”
Uðuroðlu’nun yazýsýna Davutoðlu çok kýrýlmýþ. Yakýn çevresi yazarý aramýþ. Devamýný yine Uðuroðlu’nun yazýsýndan okuyalým. (24 Temmuz 2019):
“Davutoðlu'nun yakýn çevresi ile konuþurken, þu önemli deðerlendirme de dikkatimi çekti: ‘Birileri Prof. Dr. Ahmet Davutoðlu'nu istemiyor. Yabancý basýn Abdullah Gül ve Ali Babacan'a çok yakýn ilgi gösteriyor, hatta destekliyor. Sayýn Davutoðlu Türkiye'nin çocuðu. Kimlerin kimleri nasýl desteklediði ortada…’
AK Parti’yi destekleyen kalemler bile bu kadar aðýr yazmazken, pekiyi Meral Akþener ne diyor? Akþener’in sözleri iki gün peþ peþe (21-22 Temmuz) Cumhuriyet gazetesinde yer aldý. Özetle dediði þu:
“ÝYÝ Parti açýsýndan AKP seçmenine ulaþmakta zorluklarýmýz var. Oradan kopacak insanlarýn seçmen olarak Babacan'a, Gül'e, Davutoðlu'na kulak kabartmalarý daha çok mümkün. Seçmeni AKP' den koparacaktýr…”
Akþener’in üstüne alýnmamasý, siyaseten anlaþýlýr olsa bile Yeniçað yazarlarý, ÝYÝ Parti cenahýndaki tedirginliði, telaþý ve moral bozukluðunu yansýtýyorlar.
Çünkü kurulacak partiler, özellikle Gül/ Babacan partisi, öncelikle ÝYÝ Parti tabanýna oynayacak. Davutoðlu da, Babacan da merkez sað parti kurmayý hedefliyor. AK Parti tabanýndan yüzde 3-4 koparmayý bekliyorlar ama CHP ve ÝYÝ Parti tabanýna daha fazla mesaj verecekler.
Çarþý fena karýþacak gibi…