Roman okuma alýþkanlýðým ortaokul yýllarýma kadar uzanýr. Rahmetli babam, ilkokul mezunuydu ama çok zengin olmasa da evde bir kitaplýk vardý. Reþat Nuri ve Refik Halit’le ben o kitaplýkta tanýþtým. Kerime Nadir ve benzerleri de o günlerde bizim evdeydi. Birkaç cilt halindeki Yedigün mecmualarý beni cezbeden ve okuma alýþkanlýðýmý pekiþtiren hazinelerdi.
Hiç unutmadýðým kitaplardan biri Latin harfleriyle özenle basýlmýþ Kur’an’dý. Sanýrým babam Kur’an öðrenirken almýþtý bunu. Ben bunu hiç görmedim Babamýn elinde. Her akþam yatmadan önce okuduðu Vâkýa Sûresi’ni Ýslam harfleriyle basýlý, bazý sayfalarý hayli yýpranmýþ bir Kur’an’dan okurdu. Babam vefat ettikten sonra o Kur'an annemin en kýymetli hatýrasý olarak kaldý.
Kýsacasý kitaba meraký vardý babamýn. Ýþini iyi yapmak için aldýðý kitaplarý da hatýrlýyorum. Bunlardan biri üzerinde kibar bir satýcýnýn bulunduðu “Tezgâhtarlýk” adlý bir kitaptý.
Bir hatýram daha var o günlere dair. “Alkatraz Kuþçusu” adlý bir kitap geçti elime o mütevazý kütüphaneden. Ömrüm boyunca çok az kitabý yarýda býrakmýþýmdýr. Ýþte bu kitap onlarýn ilki oldu. Nedense çok sýkýcý geldi bana o günlerde. Sonradan çok niyet ettim ‘þu kitabý bulup tamamlayayým’ diye, ama olmadý. Bu roman filme de alýndý.
Evimizde Büyük Doðu ciltleri de varmýþ. Fakat onlarý yakýn akrabalarýmýzýn okumak üzere aldýklarýný söylerdi babam. Hiçbiri geri dönmedi bu ciltlerin.
Bir ara dedektif romanlarýna merak saldým. Çok “Mayk Hammer” kitabý okudum. Benim okuduklarým Mickey Spillane tarafýndan yazýlan orijinal romanlar mýydý, yoksa Türkiye'de çok tuttuðu için Kemal Tahir'e yazdýrýlanlar mýydý, bilmiyorum. Ortaokul son sýnýftayken ilk defa gittiðim Ýstanbul’dan heybeme "007 James Bond" kitaplarý da koyarak döndüm.
Büyük Doðu Fikir Kulübünde bir grup liseli olarak vatan kurtarma planlarý yaptýðýmýz günlerde sadece Necip Fazýl okumalarýyla yetinmezdik. Roman, þiir ve fikir, o planlarýn bir bölümü olarak gündemimizdeydi. Sefiller, Kýrmýzý ve Siyah gibi Fransýz romancýlarýn eserleri de vardý listemizde ama Dostoyevski, Çehov ve Tolstoy daha çok meþgul ediyordu bizi.
Sözü biraz uzattým. Cinnet Mustatili ve Büyük Kapý gibi Necip Fazýl kitaplarý, Suç ve Ceza gibi romanlar bizde hüznün ve coþkunun ayný anda tezahürüne yol açýyordu. Kimi zaman sessizliðe bürünüyor, bir içe kapanma halinden kendimi kurtaramýyordum. Geceler boyu süren okumalarým ve sessizliðim anneciðimi telaþlandýrýyor, "bu kitaplarý okudukça sana bir haller oluyor" diyordu bana. Bu halimin bir süreklilik göstermemesi sanýrým annemi ve babamý telaþa düþmekten alýkoyuyordu. Kýsaca iyimserlikle kötümserlik arasýndaki gidiþ geliþlerim yoðundu o günlerde.
Bu aralar bana musallat olan kötümser hali kovmaya gayret ediyor ve iyimserlik noktalarýný öne çýkarmak için bin bir sebep arýyorum. Ýþte bu duygu beni yukardaki paragraflarý yazmaya sevk etti, o günleri hatýrladým.
Türkiye'de yaþadýklarýmýza bakýyorum da, iyimser mi olmalýyým kötümser mi, karar veremiyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda Ulaþtýrma Bakaný Lütfi Elvan'ýn sunumunu izlerken iyimser olmam gerektiðini düþündüm.
TBMM Genel Kurulundaki bazý müzakereleri izlerken ve ülkemizdeki bazý tartýþmalara ve karþýlýklý hücum ve savunmalara bakarken "Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi mi?" diyesim geliyor ve kötümser duygulara kapýlýyorum.
Doðu ve Güneydoðu'daki bazý olumsuz geliþmeler beni 2015 seçimleri için telaþa sürüklerken çözüm sürecinin baþarýya ulaþmasý için çýrpýnýþlar ümitvar olmaya devam etmem gerektiðini söylüyor.
Darbe heveslilerinin hesaba çekilmesi olarak gördüðüm Ergenekon davasýnýn aldýðý seyir canýmý sýkarken yolsuzluk iddialarýnýn üstüne gidileceðine dair Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun açýk beyaný içimi ferahlatýyor.
AB’nin bizi haklý haksýz eleþtirileri bende köþeye sýkýþmýþlýk duygusu yaratýrken 17, 19, 23 ve 24’üncü fasýllarýn müzakerelere açýlmasý için sürdürülen gayretler sevinmeme yol açýyor.
Makroekonomik deðerlerdeki düþüþle üzülüyor, Ali Babacan’ýn yapýsal reformlardaki kararlýlýðý ile havalara zýplamak istiyorum.
Suriye’deki geliþmelerle kahroluyorum. Öte taraftan Irak’la son günlerdeki yakýnlaþma ve anlayýþ birliði ile içim içime sýðmaz hale geliyor.
Kýsacasý ben iyimserlikle kötümserlik arasýnda gidiþ geliþ halindeyim…