Maçın ilk 45 dakikasında her iki takım adına oynanan futbol, orta oyunundan farklı değildi. Fenerbahçe karambollardan beklemiş olduğu gollere umut bağlarken, Karabükspor takım olarak hiçbir aktif görüntü veremedi. Lens, bireysel uğraşıyla girdiği pozisyonda topu Karabükspor kalecisi Ahmet Şahin’e teslim ederek golü kaçıran oldu. Fener ilk yarıdaki görüntüsü ile net gol pozisyonu üretemedi.
İkinci yarı ise Karabükspor biraz aktif görüntü sergilerken, Ceyhun’un kafa vuruşunda Fenerbahçe kalecisi Fabiano iyi bir hamle ile gole izin vermedi. Ardından Serdar’ın çatala giden gol topunda Fabiano iyi kurtarış ile yine golü engelleyen oldu.
Advocaat, Volkan Şen’i oyuna sokup da kısa dakikalar içinde oynatacaksa adama sormazlar mı ‘O zaman oyuna neden aldın arkadaş?’ Sonuca bakmaksızın kalecilerin maçı oldu. Her iki kaleci de takımları adına önemli kurtarışlar yaptı. Sahanın en verimsiz futbolcusu gözüken Robin Van Persie ise hiç beklenmedik bir anda golü atan oldu. Fenerbahçe’nin orta sahasında Josef de Souza diye Brezilyalı bir futbolcu var. Oyuna ne bulaşıyor, ne kokuyor. Ayağına aldığı topları kaybediyor, hiçbir orta saha oyuncusunun yapamayacağı kadar da oyundan düşer gibi futbol sergiliyor. Böyle Brezilyalı futbolculara asla olumlu gözle bakmam. Fenerbahçeliler’in sevgilisi Lens de fazla varlık gösteremedi. Varsa yoksa iki tane kesme orta, sonra o da top kayıpları içinde oynadı. Fenerbahçe’nin ayakta duran görüntüsü ilk önce kaleci Fabiano, sonra Skrtel ile Kjaer idi. İyi ki de onlar vardı.
Daha önce sahasında büyükleri yenen Karabükspor ise aynı başarıyı, bu kadar kötü futbol sergileyen Fenerbahçe karşısında tekrarlayamadı.
Futbol öyle bir oyun ki iyisiyle kötüsüyle gol atan 3 puanı götürürse o her zaman başarılı görünür. Aynı Karabükspor karşı- sındaki Fenerbahçe gibi.
