Ýzmir bakýþý Kobani olaylarý

Kobani'yi bahane ederek sokaklara çýkan ve gösterileri þiddet eylemlerine dönüþtüren gruplara karþý en güçlü ses yine Ýzmir'den çýktý. Doðu- Batý kökenli Ýzmir'in tüm renk ve tonlarý belki de ilk kez böylesine tek ses olarak Kobani olaylarýna hep birlikte tepki gösterdiler. Ýzmir'de ender bir araya gelebilen çok sayýda STK'larýn þiddete karþý ilk kez böyle birliktelik sergilemesi, Ýzmir ve ülkemiz adýna çok olumlu bir geliþmedir.

Ýzmir iþ dünyasý ve STK'lar güçlü bir þekilde Kobani olaylarýný kýnadýlar. Memur Sen'in “Bayraða Saygý Birliðe Çaðrý” için düzenlediði ve MÜSÝAD, Mardinliler Vakfý, HAKÝÞ, ÝHH gibi 17 STK platformunun itidal ve saðduyu çaðrýsý önemliydi. Özellikle Ýzmir'de kurulu bulunan ve Güneydoðulu kardeþlerimizin oluþturduðu Anadolu Birliði Derneðinin düzenlediði ve yüzün üzerinde STK'nýn katýldýðý, Kobani olaylarýna tepki gösteren ve saðduyuya davet eden çaðrýsý ile iþ dünyasý ve meslek odalarýnýn Kobani bahaneli þiddet olaylarýna karþý hep birlikte tepki göstermeleri Ýzmir'de ender rastlanan bir birliktelik ruhunu simgeliyordu. Diðer taraftan Kobani olaylarý HDP'ye olan güvene büyük bir darbe vurdu. Halký sokaða dökerek ülkemizin dört bir yanýnda þiddet, yaðma, yakýp yýkma olaylarý ve birçok masum insanýn hayatýný kaybetmesi HDP'ye giderek artan güveni sarstý. Bir parti halkýn bütün kesimlerinin sempatisini kazanmaya baþlarken,  kendisine ancak bu kadar zarar verebilirdi. Bu akýl tutulmasý ve öngörüsüzlük ne yazý ki sadece HDP'ye deðil, ülkemize ve insanýmýza da büyük zararlar verdi.

Halkýn bütün kesimleri tarafýndan güven kazanmaya baþlayan HDP, elde ettiði güven kazanýmlarýný adeta yerle bir etti. HDP'nin þimdi o güveni tekrar kazanabilmesi için barýþ diline ve çözüm sürecine daha çok sahip çýkmasý gerekiyor. Sokaða çaðrýnýn sonuçlarýný hesaplamaktan uzak olan Demirtaþ liderliðindeki HDP için bu geliþmeler büyük bir kan kaybýdýr.

Cumhurbaþkanlýðý seçiminde ülke genelinde HDP Eþ Baþkaný Selahattin Demirtaþ'ýn kullandýðý barýþ dili sempati toplamýþ, aþýrý sol, özellikle çok zor görünen CHP'li seçmenin ulusalcý, sosyal demokrat kitlesinden oy almýþ, baþta batý illerinde olmak üzere Türkiye genelinde oy oranýný artýrmýþtý. HDP üzerinde ki kuþku ve güvensizlik perdesi aralanmaya baþlamýþtý. HDP'nin giderek kitleselleþtiði þeklinde görüþler aðýrlýk kazanýyordu.

HDP siyasi tarihinde ilk kez bölgenin dýþýna çýkýp yeni seçmen kitlelerine ulaþmaya baþlamýþtý. Bölgesel Kürt milliyetçiliðinin ötesinde ulusal politikalar üzerine konuþan Demirtaþ, samimiyet algýsý yeterli olmasa da ezilenlerin adayým diyen bir söylem ortaya koymuþtu.

Bu halkýn bütün kesimlerinde olumlu bir karþýlýk buldu. Bunun en somut karþýlýðýný Ýzmir'den verecek olursak yerel seçimlerde 89 bin oy alan HDP, Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde bu rakamý 189 bine çýkarmýþtý. Yani yüzde 3,4'ten yüzde 8 oy oranýna ulaþmýþtý.

Bu bir seçimlik mi, reaksiyoner bir oy mu, kalýcý bir oy mu, bu HDP'nin çözüm süreci, ortaya koyacaðý ulusal, kucaklayýcý ve barýþ dili iradesine sahip çýkmasýna baðlýydý. Ama son olaylarda HDP çok iyi bir sýnav veremedi ve süreci çok kötü yönetti. Kendisine yaklaþan ve oy veren, yeni seçmen kitlelerinin verdiði oyu sorgulamaya muhtaç býraktý.

Demirtaþ'ýn, Cumhurbaþkanlýðý kampanyasýndaki üslubunun saðladýðý kazanýmlarýný yeniden kazanmak için HDP'ye çok büyük görevler düþüyor.

Hemen, üsluptan baþlayarak barýþçý, uzlaþmacý ve güven oluþturucu adýmlar atýlmalýdýr. Altan Tan'ýn söylemlerinde olduðu gibi sokaða çýkarak, sokaklarý terörize ederek bir yere varýlamaz. Aksi takdirde Ýzmir ve Ege'de, Karadeniz'de hiç oy alamaz denilen yerlerde aldýðý oylarý kaybetmekle kalmayacak, zaman içinde bu politikalarla kendi hedef kitlesinin güvenini de kaybedecektir.