İzmir neden kaybetti, Dubai nasıl kazandı?

BIE'ye üye 165 ülke delegesinin oy kullandığı seçimlerde İzmir'in neden kaybettiği sorgulanıyor. İzmir'in Expo yarışını Paris'te yakından takip ettim. İzmir'in EXPO'da ikinci kez elenmesiyle ilgili siyasi veya yerel argümanların rolü tartışılıyor.

Türkiye Paris'te hükümetiyle yerel yönetimiyle iş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle birlikte omuz omuza mücadele verdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in de katıldığı 3 bakanla Paris'te delegelerle görüştüler. İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir İş dünyasının temsilcileri canla başla çalıştılar. Ülke olarak önemli bir mücadele örneği sergiledik ama bu yetmedi. Şimdi neden kaybettiğimiz çeşitli boyutlarıyla tartışılıyor. Oylama sonucuyla ilgili çeşitli yorumlar yapılıyor. Doğrusu konunun siyasi zemine çekilmesini yanlış buluyorum. Deniliyor ki, oylama da başarılı bir sonuç alınmamasının en önemli sebebi AK Partinin izlediği dış politikadır. Her ülkenin dış politikasında bazı yanlış kararlar olabilir ama ben şunu kabul etmiyorum. Türkiye nötr bir ülke olsun geçmişteki gibi suya sabuna dokunmasın. Renksiz, şekilsiz ve etkisiz olsun. Geçmişte ki gibi iyi kötü hiçbir yaraya merhem olmasın. Bence o dönem artık kapanmıştır. Tarih Türkiye'ye yeni roller vermiştir. Türkiye gelecek yüz yılın tarihinde yer almanın gereklerini yerine getirmek zorundadır. Türkiye çevremizde ve bölgemizde yaşananlara sessiz kalamaz. Uluslar arası olaylara müdahil olma şeklini, yöntemini elbette tartışabiliriz. Ama Türkiye'nin nötr kalma lüksü yoktur. Bölgesel veya uluslar arası bir iddianız varsa elbette ki bu güç unsurunda sizden rahatsız olanlar olacaktır. Büyük güç veya bölgesel bir oyuncu olma noktasında iseniz etki tepki politikalarına da hazır olmanız gerekir. Dünyanın büyük güçleri veya sizden rahatsız olanlar bu yolculukta başarısız kılmak için her türlü çabayı gösterecektir. Yeter ki güçlü ve zayıf noktalarımızı iyi belirleyelim ve rakiplerin o zayıf noktalardan çalışmasını önleyecek tedbirleri alalım. Bu durumu bir dış politika eksikliği olarak görmek ülkemize yapılmış bir haksızlıktır. Konunun yerel ve genel siyaset malzemesi yapılmasını yanlış buluyorum. Bu konuda iç veya dış politikalarla doğrudan bağlantı kurulamaz. Bunu gücümüzü bir test olarak görmekte doğru değil. Öyle değerlendirilseydi bu yarışı Rusya'nın kazanması beklenirdi. Dolaysıyla faturayı hükümete kesme gayretleri yanlış bir değerlendirmedir. Daha doğrusu olaya siyasi bir boyut katmadan tartışmanın daha sağlıklı bir sonuç getireceğini düşünüyorum.

SAĞDUYUYA İHTİYAÇ VAR

Bu aşamada sağduyulu açıklamalara ihtiyaç var. Nitekim CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, bu konuda son derece yerinde ve sağduyulu mesajlar verdi. Engin, "EXPO adaylığımızın başından beri, hem yerelde, hem de genel de tüm dinamikler elinden geleni yaptı ve iyi niyetle çalıştı. Bu süreçte, Büyükşehir belediyemizin, Hükümetin, Sivil Toplum Kuruluşlarının birlik içinde çalışması gerçekten önemliydi. Bu birlikteliğin ve uyumun bundan sonra da sürdürülmesi İzmir'e çok şeyler katacaktır. İzmir'in elenmesinin ardından kimsenin suçlu aramaması ve süregelen uyum sürecine darbe vurmaması gerektiğine inanıyorum. Artık sona eren bir yarış için kimse günah keçisi aramamalı ve bu konuda İzmir 'de gereksiz bir tartışma başlamamalıdır" diyerek bir açıklama yaptı.

DUBAİ NASIL KAZANDI?

Aslında biz Dubai ile yarışmadık. Biz Paris'te İngiltere ve Fransa ile yarıştık. BAE'nin Fransa'ya 4.5 milyar dolarlık metro yatırımı verdiği, İngiltere ile de bu konuda özel çalıştığı ve her iki devletin Dubai için çalıştığı iddiaları yabana atılmamalıdır. Dubai olaya bütçesel olarak bakarken biz diplomasiyi öne çıkardık. Bizim bir devlet geleneğimiz olduğu için bu tür eylemlerde biraz çekinceli davrandık. Dubai EXPO için inanılmaz bütçeler ayırırken üye ülke ve delegelerle parasal ve farklı ticari ilişkiler içine girdi. Sonuçta DUBAİ bir yarışmadan çok açık artırmanın kazanan tarafı oldu.

İZMİR NE KAZANDI?

Herşeyden önce İzmir'in tanıtılmasında önemli kazanımlar sağlandı. İzmir için özellikle plansa dahi yapılamayacak derecede muazzam tanıtımlar yapıldı. Yüzlerce ülke ile ticari ilişkilerin kapısı açıldı. Uluslararası alanda İzmir rüzgarı estirildi. Harita'da İzmir'in yerini bilmeyen insanlar İzmir'i tanıdı. İzmir konuşulur merak edilir bir şehir haline geldi. 164 ülke de adaylık sürecinde yapılan çalışmalar hem İzmir'e hem de Türkiye'ye artı değer kazandırdı. Diğer taraftan EXPO nedeniyle İzmir'e yapılması öngörülen yatırımların da devam edeceği müjdesini UDH Binali Yıldırım bizzat verdi. Dolayısıyla İzmir elenmiş olsa da adaylık süreciyle çok şeyler kazanmıştır.

BİE'NİN GÜVENİRLİĞİ VE TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİ SORGULANMALI

Son dönemlerde uluslar arası organizasyonların güvenirliği sorgulanmaya başladı. Ne yazık ki uluslar arası organizasyonlarda artık tamamen etki dışı değerler hakim olmaya başladı. Ya oylama sistemi tamamen değişmeli yada Türkiye artık üyeliğine son vermelidir. Türkiye BIE'ye üye ülke olarak son yapılan oylamadan sonra bu üyeliğin devamını mutlaka sorgulamalıdır. Gerekirse tepki olarak üyeline son vermelidir. BIE artık güvenilir bir kurum değildir. BIE'nin başında yer alan Genel sekreter Loscartoles Vicente Gonzalez Loscarteles'te etik dışı faaliyetlerin başında ki isimdir. Bu aşamadan sonra Genel sekreter de güvenirliğini yitirmiştir.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'da buna vurgu yaparak, "Burada bir şeye şahit olduk ki çalışmak, dürüst çalışmak yetmiyor. Bazı etik olmayan faaliyetler neticesinde maalesef İzmir yarış dışı kaldı. Bundan sonra yapılacak şey bu organizasyonların seçim sistemleri ve usul esaslarının çok daha sağlam ilkelere, evrensel kurallara bağlanması gerekir. Çünkü öncelikle BIE'nin çok daha şeffaf bir yapıya kavuşması gerekiyor” diyerek BİE'ye olan güvensizliğini dile getirdi. Bence BIE artık bu tür organizasyonlarda doğrudan açık artırma yaparsa daha dürüst davranmış olur.

ÖZELEŞTİRİ

Ortaya konulan argümanlar ne olursa olsun, elbette bu bizim öz eleştiri yapmamıza mani değildir. Eksikler var mıydı? Varsa ne tür hatalar yapıldı? Bunlar elbette ortaya konmalıdır. Kendimizi sorgulamamız gelecekte dahil olduğumuz uluslararası yarışlarda bize büyük bir güç kazandıracaktır. İzmir Kalkınma Ajansı Kalkınma Kurulu Başkanı Çolakoğlu: "Hazırlık aşamasında teknik bazı hatalar yapıldığına vurgu yapıyor. Esas olan bu hatalardan ders almak ve tekrarına izin vermemektir. İzmir artık suç ve suçlu aramaya odaklanmak yerine, yaşanan bu deneyim ve tanıtımın sağlayacağı katkılara odaklanmalıdır.