İzmirlinin çilesi

Kabul etmek gerekir ki bu kentte artık bir Aziz Kocaoğlu vakası vardır. Bu vak’a kendisini kavgalarla besleyen bir yapıdır. İçinde kahraman olmak duygusu hakimdir. Bir insan olarak Aziz Kocaoğlu’nu severim. Ama bir yönetici olarak aynı şeyi söyleyebilmek çok zordur. Kurumsal değil, kişisel bir anket yapılsın; sadece ben değil, CHP seçmeninin dahi Kocaoğlu’ndan memnun olmadığı ortaya çıkacaktır. Aldığı oy çoğunluğu kişisel değil, kurumsaldır. Sayın Kocaoğlu benim yazdıklarıma ‘doğru değil’ diyorsa, bu konuda kendisine çok güveniyorsa, hodri meydan diyorum.

 Bu memnuniyet derecesini anlamak için başka görüşe, CHP’li veya Ak Partili olmaya gerek yok. Çıkın sokağa halk sizden ne kadar memnun anlarsınız. Her yer isyan ediyor. İzmir’in her bir noktasında insanlar belediye hizmetlerinin yetersizliğinden dolayı mağdur oluyorlar. Bunu anlamak için sadece ulaşımı ele alsanız bu bile memnuniyetsizlik için başlı başına yeterlidir. Çünkü İzmir’de toplu ulaşım tam bir çileye dönmüş durumdadır. İnsanlar 20 dakikalık bir yolu bilmem kaç otobüs değiştirerek ve saatlerce yollarda bekleyerek üst üste, tıklım tıklım dolu araçlarla 1, 5- 2 saatte evine veya işine gitmeye çalışmaktadır.

Bu kentin sesine kulak vermeyen bir başkan

Diyelim ki Buca’dan Egekente gideceksiniz. Bunun için 3 vasıta değiştirmeniz gerekiyor. Buca’dan Konak’a gelmek için metro veya otobüsle bineceksiniz, karşıya geçmek için vapuru kullanacaksınız. Sonra tekrar başka bir otobüse bineceksiniz. Tam anlamıyla rezilliktir. İzmirli bunu hak ediyor mu? Bir ulaşımı çözmek bile bu kadar mı zor. Başkan kenti birlikte yöneteceğiz diyor. Katılımcı belediyecilikten bahsediyor. Belediye ulaşım adı altında değişiklik yapıyor ve bundan kimsenin haberi yok. İzmirli sabah işine evine gitmek istediğinde bu uygulamalardan haberdar oluyor. Bununla da bitmiyor. Ulaşım değişikliği öncesinde tek araçla gittiği iş veya evine değişiklikten sonra en az iki ulaşım aracı değiştirerek ve saat olarakta değişiklik öncesinden iki kat daha geç ulaşıyor. Üstelik sefer sayıları da yetersiz kalmaktadır. İş saatleri yoğunluğu görmezden gelinmiş.   

 İzmir isyanda. Ama bu isyanı duyan bir belediye başkanı yok. Belediye bürokratları ve bir numara kulaklarını kapatmış ve bu kentin sesini duymuyor.

Bir başarı hikayeniz varsa söz veriyorum yazacağım

Sayın Kocaoğlu, bu kentte sana ait bir başarının konuşulduğunu duymadım. Ama başarısızlıkların bu şehirde efsane olmuş durumda. Her işi eline yüzüne bulaştırıyorsun. Bir işi yerinde, zamanında ve sorunsuz bitirdiğine bu kent henüz şahit olmamıştır.

 Sayın Başkan, birileri ‘sen olumlu işler yapsan dahi yazamazlar’ diyebilir. Bu kentte ve uluslararası boyutta çok konuşulan bir projeniz, eseriniz; başarı hikayeniz varsa, biz göremiyorsak hatırlatın, size söz veriyorum yazacağım.