Kabe’deki Osmanlı revaklarını Sinan’ın torunları yapıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan’ın yeni Kralı Salman’a yaptığı resmi ziyaretten ‘gayrıresmi notlar’ aktarıyorum.

Umre ve Hac için gideceklere yararlı olmasını umarak...

Mekke

- Mescid’i Haram’ı büyütme inşaatı gece gündüz sürüyor. 

- İnşaat nedeniyle daralan tavaf alanı çelik konstrüksiyon üzerine yapılmış iki katlı tavaf yoluyla genişletilmiş.

- İnşaatın yarısından fazlası tamamlanmış. Bir bölümü ibadete de açılmış.

- Bütün inşaatın 2017’de tamamlanması bekleniyor.

- İnşaatın tamamlanmasıyla Kabe’de 150 bin kişi aynı anda tavaf yapabilecek. Büyütülen Mescid’i Haram’da ise toplam 1.5 milyon kişi aynı anda ibadet  edebilecek.

Özetle, umre veya hacda iki yıl daha inşaat sıkıntısı var.

İnşaat başladığında en çok tartışılan Kabe çevresindeki Osmanlı Revakları olmuştu. Kabe’den sonra yapılan en eski yapı olan revakların sütunları, başlıkları, bronz kelepçeleri, kubbelerinin tuğlalarına kadar söküldü, numaralandırıldı, temizlendi, onarıldı. Şimdi yerlerine yeniden monte ediliyorlar.

Bu işlem için bir Türk müteahhit firması seçildi. Güryapı’nın Başkanı Hasan Gürsoy anlattı:

“- Revakların ilk bölümünü bu yıl hac dönemine yetiştireceğiz. Türk hacılar yine Osmanlı revakları altında gölgelenebilecek. İkinci bölümü de 2016 hac döneminde tamamlanmış olacak.

- Kubbeler, aslına uygun ve Mimar Sinan’ın kullandığı yöntemle yapılıyor.

- Kabartma ayetler ve Allah yazıları söküldü, tamir edildi yeniden yerlerine yerleştiriliyor.

- Merdivenler de olmayacak. Zemin Kabe’nin zeminiyle sıfırlandı.

- 1542-1612 yılları arasında 60 yılda üç padişah tarafından yaptırılan revakların ‘ihyası’ 3 yılda tamamlanmış olacak.”

Böylece Osmanlı Revakları Mescid’i Haram’ın ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecek.

Mescid’i Haram çevresi için de planlar olduğunu öğrendik. Çevredeki birçok bina yıkılarak çevre düzenlemesi yapılacak.

Medine

Mescid-i Nebevi çevresinde de bir ‘boşaltma’ çalışması yapılıyor. Bugün 500 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği büyüklüğe getirilmiş olan Mescid-i Nebevi, yeni yapılacak alanlarla birlikte 1 milyon kişilik kapasiteye ulaşacak.

Son gördüğümden bu yana yeni eklemeler yapılmış. Eski bölümlerle uyumlu, sütun başlıklarını çevreleyen pirinç süslemeler dışında aşırı süslemeleri olmayan bir yapı. Sütunların ve kemerlerin çokluğu gereksiz yer kaplıyor görünse de derinliği, görselliği ve etkileyiciliği arttıran bir mimari tercih olarak görülmeli.

Ve en etkileyici olanı Hazreti Peygamber, Hazreti Ebu Bekir ve Hazreti Ömer’le birlikte hissetmek.

Dua Cumhurbaşkanı’nı getirir!

Medine Mescid-i Nebevi’de Hazreti Peygamber’in kabrini ziyaretten çıkarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine seslenen yaşlı bir kadına çevirdi başını. Korumalar, Suudi görevlilere işaret etti, yaşlı kadını içeri aldılar. “Cumhurbaşkanım” diye sarıldı, heyecanla kendini tanıttı. “Ahir ömrümde torunum beni umreye getirdi. Torunumu tanırsınız, siz cezaevinde yatarken size mektup yazmıştı, siz de ona cevap yazmıştınız. Hala mektubunuz duruyor” dedi.

Erdoğan gülümseyerek karşılık verirken, yaşlı kadın, “Torunum bir süre önce işsiz kalınca size ulaşmaya çalıştık. Ama başaramadık. Kaç gündür bu mübarek yerlerde dua ediyordum” diye devam etti.

Erdoğan telefonunu yaşlı kadına verirken, görevliler de bilgilerini aldı. “Teyzem, nasıl bir duyguyla dua ettin ki aylardır ulaşamadığın Cumhurbaşkanı’nı burada sana getirdi” demekten kendimi alamadım.

Duaların mutlaka mekanla da ilgisi var ama sanırım ne kadar içten ve samimi olduğu sonucu belirliyor.