Göç konusu sadece Türkiye'nin sorunu deðil, dünyanýn sorunu. Pasifik'i geçerek ABD'ye ulaþan uzak Asyalýlar, Meksika sýnýrýný aþan Latin Amerikalýlar ve geneli dünyanýn doðusundan batýsýna yönelen kesintisiz bir göç dalgasý var.
Þöyle de söyleyebiliriz, dünyada savaþ, açlýk, istikrasýzlýk ve baskýnýn hüküm sürdüðü coðrafyalardan ekonomisi ve demokrasisi geliþmiþ ülkelere doðru bir insan akýþý var.
Vaktiyle sömürülen insanlar, sömürenlere rahat vermiyor diyen bir post-kolonyal okuma da yapabiliriz tabii. Ya da göçmenlerin ucuz iþ gücü olarak kullanýldýðý sömürge sonrasý bir sömürgeleþtirme olduðu da iddia edilebilir bu göç olgusunun.
Hülasa insanoðlu var olduðundan beri göçüyor, yurt tutuyor, sonra yine göçüyor.
Güncel göç olgusuna gelirsek; bunlarýn bir kýsmý "düzenli göç" dediðimiz, devletlerin belli bir hukuk çerçevesinde kabul ettiði ve mülteci statüsü verdiði göçmenler.
Önemli bir kýsmý ise kaçak yollarla sýnýrlarý geçerek hedef ülkeye ulaþan ya da transit ülke olarak belirledikleri yerlerde kalanlar.
Türkiye, týpký ticaret ve enerjide olduðu gibi göç konusunda da kavþak ülkelerden biri. Yani hedef ülke olmadýðý durumda da göç alýyor. Komþusu olan coðrafyanýn neredeyse tamamý ise göç veren ülkelerden oluþuyor. Çoðu durumda Türkiye ilk adým atýlan ülke konumunda.
Mesela Ýran sýnýrý öteden beri kaçak ya da yeni tabirle düzensiz göç için bir güzergah olmuþtur ve sýnýr þehirlerimizde Türkiye'nin geri gönderme merkezleri vardýr.
Yani kaçak göçmenler her zaman bir sorundur ve bununla mücadele için Birleþmiþ Milletler'in de denetlediði bir geri gönderme mekanizmasý hep iþletilmiþtir, halen de iþletilmektedir.
Böyle olmakla birlikte son yýllarda göçmenlerin Türkiye için daha farklý bir gündem oluþturduðunu kabul etmek gerekir. Çünkü Türkiye'deki yabancý sayýsýnda ciddi bir artýþ yaþanmýþ, ekonomik açýdan artý deðer üretmiþ olsalar bile, siyaseten kullanýþlý olduklarýndan, aleyhte bir propagandaya konu edilmiþlerdir.
Türkiye'de sýðýnmacý olarak bulunan Suriyelilerin dýþýnda Afganistan, Ýran, Irak, Ermenistan, Pakistan gibi komþu coðrafyalardan gelmiþ kaçak göçmenler de var. Savaþ þartlarýnýn hüküm sürdüðü Suriye'den gelenlere bir süre uygulamak zorunda olduðumuz açýk kapý politikasýný artýk terk etmiþ olmamýza raðmen; duvar öremeyeceðimiz, örsek bile geçiþe mani olamayacaðýmýz 1800 kilometrelik bir kara sýnýrýmýz var ve her kilometresine kontrol noktasý koyamadýðýmýz müddetçe bu uzun kara sýnýrý söz konusu ülkelerden gelen kaçak göçmenler için bir geçiþ güzergahý olabiliyor.
Þunu kabul etmek gerekir, hava gibi su gibi muhtaç olmalarýna raðmen geliþmiþ ülkeler için de göçmenler siyaseten maliyet üreten bir potansiyele sahip. Göçmenlere dost politikalar hiçbir ülkede siyaseten prim yapmýyor, bilakis göçmen karþýtlýðý çok kolay popülist bir politikaya dönüþebiliyor. Bu yüzden Türkiye'de de muhalefet bunu ciddi anlamda kullanýyor. Bundan sonra daha da çok kullanacak.
Sürecin yönetilmesi bu yüzden çok önemli. Provokasyona çok açýk bir alan. Asayiþ noktasýnda þimdiye kadar ciddi bir sorun baþlýðýna dönüþmemiþ olmasýna raðmen bundan sonra provoke edilmeyeceðinin garantisi yok. Geçen gün sosyal medyadan abuk sabuk bir video paylaþan Afgan örneðinde olduðu gibi her an bir el bombasý, kýþkýrtýlabilecek bir konu olduðunu fark etmemiz gerekiyor.
"Kaçak göçmenlere göz yumuluyor" algýsýnýn önüne geçmek ise hayati önemde.
Ýstanbul'da her gün yüzlerce kaçak göçmen geri gönderme merkezlerinde toplanýyor. Süreç tamamlanýnca da kaynak ülkeye yollanýyor.
Nedense bunlarýn bir teki bile doðru dürüst haber olmazken, bir Suriyelinin iþlediði suç, bir Afgan'ýn provokatif videosu izlenme rekorlarý kýrýyor.
Yetkililerden sýnýrýmýzdan giren Afganlýlar hakkýnda tatmin edici bir açýklama yapýlmadýðý müddetçe ortam provokasyona daha da açýk hale geliyor.
Bir de ikiyüzlülüðümüz var tabii; toplumda giderek yükseltilen yabancý düþmanlýðý öyle bir hal almaya baþladý ki, adam ayný anda hem "Gelmesinler ekmeðimizden oluyoruz" deyip hem de kaçak çalýþtýrdýðý kaçak göçmeni sýnýr dýþý edildiðinde "Ben malý nasýl teslim edeceðim, onlar olmasa atölye çalýþmaz" diyebiliyor.
Anlayacaðýnýz en zor konu baþlýklarýndan biri bu.