Ýsmini, ilk, bizim Savcý Sayan’dan duymuþtum... Birlikte program yaptýðýmýz dönemde, “CHP içinde de Fetullahçýlar var” diyordu.
Henüz 17/25 Aralýk giriþimi olmamýþ...
Fetullahçýlar kamuoyu önünde Erdoðan güzellemeleri yapýyor. Görünüþte bir kavga ya da çekiþme yok... Ama kapalý (hususi) alanlarda “Uzun þöyle yaptý, Uzun böyle yaptý” diye veryansýn ediyorlarmýþ... Daha doðrusu, veryansýn ettiklerini sonradan öðreniyoruz... Zaten “Uzun” nitelemesi de Fetullah Gülen mamulüymüþ... Arkasýndan “ahesteler” gelecektir, bunu da 15 Temmuz’dan sonra öðreneceðiz.
Savcý Sayan, “CHP’de Fetullahçýlar var” deyip Fatih Gürsul’un ismini verdiðinde konduramamýþtýk.
Ergenekon ve Balyoz davalarýnda “maðdur yakýný” rolü oynayan CHP, bu davalarýn yaratýcýsý ve sürdürücüsü olduðu bilinen bir cemaatin (o zamanki ismiyle “cemaat”) baðlýsýný (yahut baðlýlarýný) niçin bünyeye dâhil etsin? Ya da “CHP düþmanlýðýyla” neþvü nema bulmuþ ve bu düþmanlýk üzerinden kendini meþrulaþtýran bir yapý, niçin “düþman” bellediði partiye adamlarýný yerleþtirsin, niçin bir alýþveriþ içinde görülsün?
Konduramýyorduk...
Çünkü bu alýþveriþin ya da iletiþimin (olacaksa) karþýlýklý rýza çerçevesinde, iki kesimin de bilgisi dâhilinde kurulabileceðini düþünüyorduk ve þöyle diyorduk, “Adamlar devlete sýzmýþ ve devlet olmuþ... Bir de, iktidar þansý ve ihtimali bulunmayan CHP’ye sýzýp ne elde edecekler ki? Partiyi dönüþtürmeleri mümkün olmadýðýna göre, nafile gayret.”
Pek de nafile deðilmiþ...
Bunu, 17/25 Aralýk giriþiminden sonra gördük...
Fatih Gürsul’un cismiyle de, o günlerde karþýlaþtýk. Kemal Kýlýçdaroðlu, elinde “FETÖ tapesi”, kameralara doðru Erdoðan’ýn hesap vereceðini haykýrýrken, yanýnda hafif tombul, gýdýðý çýkmýþ, bilgiç edasýyla hazirunu süzen ve arada sýrada kafa sallayan biri duruyordu. Fatih Gürsul, oydu iþte...
Savcý Sayýn, birkaç gün sonra, bir mektupla çýkageldi.
Eski bir cemaat mensubunun mektubu...
Mektupta þunlar yazýyordu (özetleyerek aktarýyorum): “Abi ben 96 yýlýnda Ankara'da dershanedeydim, bunlarýn (FETÖ’nün) yurdunda kaldým. Orada belletmen abimiz vardý, Fatih Gürsul... Çok yüksek puan almýþ olmasýna raðmen FETÖ ona Gazi matematiðe gideceksin dediði için, oraya girmiþti, o yurttaki en faal adamdý. Ýki yýl görüþtük. Arada telefonlaþýyorduk, sonradan ulaþamadým ona. Ben okulu bitirdim, yýllar sonra Ankara'da tesadüfen karþýlaþtýk. Ben kýrmýzý ýþýkta bekliyordum. Baktým yanýnda üç dört tane bayan, baþlarýnda Atatürkçü Düþünce Derneði þapkalarý filan... Þaþýrdým. Konuþacak oldum, beni susturdu. Sonra kýzlardan ayrýldý, gidip bir yerde oturduk. Ben hayretle ‘abi nedir bu deðiþim filan?’ diye soruyorum, O gülüyor... Ben üsteleyince baþladý anlatmaya: ‘Hizmet bana bu görevi verdi, eski çevremle görüþmüyorum. Þimdi de Hacettepe Üniversitesinde öðretim üyesiyim.’ O zaman hoþuma gitti bu durum, verdiði sýrrý hep sakladým. Kýlýçdaroðlu ‘içimize sýzmýþlarsa, bunu bilen varsa bize söylesinler’ dediði için bu mektubu yazýyorum. Ýnternetten baktým Kýlýçdaroðlu’nun bilim ve teknoloji baþdanýþmaný olmuþ. 1 Kasým’da da CHP Elazýð birinci sýra milletvekili adayý yapmýþlar.”
Savcý Sayan’dan elde ettiðim bu bilgiyi, çýktýðým birçok televizyon programýnda dile getirdim.
Birkaç kez de köþe yazýma konu ettim...
Savcý Sayan da, kendi programlarýnda dili döndüðünce meseleyi anlatýp durdu.
Fakat Kýlýçdaroðlu, iþin gereðini yapmadý... “Ýçimize sýzmýþlarsa, bunu bilen varsa bize söylesinler” dediði halde, Fatih Gürsul’unu feda etmedi.
Karþýlýklý etkileþimleri sürdü.
Hatta, 15 Temmuz’dan sonra bile ondan yararlanmaya, ondan aldýðý sufleyle politika üretmeye devam etti.
Mesela, “kontrollü darbe” sözü/önerisi Fatih Gürsul’a aittir.
O da bu aklý elbette Pensilvanya’da oturan hocasýndan alýyordu.
Bitirmeden önce, Fatih Gürsul’a birkaç küçük hatýrlatmada bulunmak istiyorum:
Kaçamadýn Fatih... “Kemalist” kýlýðýna girdiðin halde enselendin ve Ýstanbul 25. Aðýr Ceza Mahkemesi tarafýndan 10 yýl 6 ay hapis cezasýna çarptýrýldýn.
Bazý saf CHP’lilere yedirmiþ olabilirsin ama ByLock mesajlaþmalarýn nasýl azgýn bir FETÖ’cü olduðunu ele veriyor.
Piþmanlýðýný dile getirseydin, 7 yýlla yýrtacaktýn.
Ýþbirliði yapýp, CHP’deki partnerlerini (mesela tape yayýncýsý gazetecileri ve kaset marifetiyle bazý makamlara gelen siyasetçileri) deþifre etseydin, belki hiç ceza almayacaktýn.
Böyle olmasýný istedin.
Ýyi de oldu!
