Suriye’den ülkemize iltica eden insan sayýsýnýn bir buçuk milyonu geçtiði söyleniyor.
Sayý çok büyük ama yapacak bir þey yok, Suriye’de akýl almaz vahþet yaþanýyor, Türkiye’nin bu insanlarý ülkeye bir biçimde kabul etmekten baþka alternatifi yok.
Ýki milyona yaklaþacaðý söylenen mülteci sayýsý çok sorunlu bir sayý ama önemli olan ve hatta yapýlmasý gereken bu durumdan BÝR FIRSAT YARATMANIN yolunu bulmak.
Bugün mülteciler Suriye’den geliyorlar, dün de Irak’tan geliyorlardý, Kuzey Irak’ta bir istikrar adacýðý oluþturulabildiði için bu dalga þimdilik durdu ama yarýn yine ne olacaðý belli olmayabilir.
Yarýn baþka þeyler de olabilir, sýnýrlarýmýza çok sayýda gürcü ya da ermeni de çaresizlikten dayanabilir, bu insanlarýn hýristiyan olmasý bir þey deðiþtirmemeli, sýrf bu nedenden farklý bir politika uygulanýr ise rezalet çýkar, Türkiye onlara da, günü geldiðinde, mutlaka kucak açmalý.
Bugün büyük bir katliamla karþý karþýya kalan ezidilere de kucak açmada bir aksaklýk yaþanmamalý.
Baþlýkta belirttiðim gibi zaten, kaçýlan, sýðýnýlan ülke olmak baþlý baþýna iyi bir þey.
Bu durumun kýsa vadede yaratacaðý sorunlar ortada ama tersi olsa, insanlar, geçmiþte yaþandýðý gibi, bizim ülkemizden baþka yerlere kaçmak için sýnýrlara içeriden dayansalar bu durum mukayese edilemeyecek kadar daha kötü bir duruma tekabül ederdi muhtemelen.
Bu, kýsa vadede, sýkýntýlý, sancýlý durumu fýrsata çevirmek ne demektir ve bunun için ne yapabiliriz?
Bugünden kestirebildiðim, doðru ya da yanlýþ, Ortadoðu’da ve Kafkaslar’da kalýcý bir istikrarýn ufukta görünmediði.
Söz konusu istikrar ufukta görünmediði ölçüde de bu demografik baskýlar olaðanlaþacak.
Türkiye bu insanlara geçici bir mülteci statüsü tanýmaktan öte, orta vadede vatandaþlýk statüsü de vermeyi planlamalý.
Bu insanlarýn orta vadede ülkelerine dönmeleri beklenmemeli; buradan Yunanistan’a, Ýtalya’ya ya da baþka bir AB ülkesine geçmeleri de bizim için çok parlak bir netice olmaz.
Gelen insanlar, özellikle suriyelilerin önemli bir bölümü, ekranlardaki görüntüler bizleri yanýltmasýn, iyi eðitim görmüþ, iyi fransýzca, ingilizce konuþan, meslekleri olan insanlar.
Bu insanlar burada hem iþ bulabilirler, daha da önemlisi, iþ kurabilirler, istihdam yaratabilirler.
Böylece, kanýmca, bir taþla çok sayýda kuþ da vurmuþ olabiliriz.
Sayýn Erdoðan’ýn çok çekindiði azalan nüfus baskýsý da bir ölçüde hafifleyebilir, unutmayalým, nüfus meselesi çok ciddi bir bilimsel meseledir, nüfus trendleri yönlendirmelerle pek deðiþmez ama göçlerin iyi yönetilmesi azalan nüfus baskýsýný hafifletebilir.
Nüfusumuza orta vadede katýlacak iki milyon dolayýnda anadili arapça olan yeni vatandaþýmýz da mevcut saçma sapan yurttaþlýk anlayýþýmýzýn, ki çaðdýþý, ýrkçý formülasyonunu Anayasanýn 66. Maddesinde bulur, deðiþmesi için çok anlamlý, çok olumlu bir sosyal baský yaratabilir.
Ýki milyon yeni arap vatandaþýmýz Türkiye’yi Ortadoðu denklemlerinde de daha anlamlý, daha güçlü bir noktaya taþýyabilir.
Ve böylece Türkiye de batý ile olan müzakerelerinde, mesela AB müzakerelerinde, NATO dengelerinde Ortadoðu kartýný çok daha güçlü kullanabilir.
Kaçýlan ülke olmak iyidir.
Türkiye, þimdiden, bu iki milyon ve belki de daha da artacak mülteciden yeni vatandaþlar oluþturmak fikrini, projesini düþünmek, tekamül ettirmek durumundadýr.