Kadýköy, Alsancak Çankaya’dan biri

Türkiye siyasetinde canýmý en çok sýkan iþ son senelerin siyaseten kayýp seneler oluþu.

Bir siyasi iktidar düþünün, 2010 referandumunda yüzde 58 destek alýyor, çok ama çok önemli bir demokrasi koalisyonu oluþturuyor.

Bir sene sonra sonra yapýlan genel seçimden de ayný siyasi iktidar, ayný Baþbakan yüzde elli gibi muhteþem bir seçim sonucuyla çýkýyor.

Türkiye hala hem hukuk devleti alanýnda hem de ekonomide radikal yapýsal reformlara çok büyük ölçüde ihtiyaç duyan bir ülke.

Hukuk devleti alanýnda baþta Anayasa olmak üzere Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, kürt meselesi, gerçek bir laikliðin temellerini oturtmak, AB süreci gibi zor konular var.

Ekonomide özelleþtirmeler var, kamu bankalarý var, ihale mevzuatý var, imar mevzuatý, vs. var.

Özetle, var oðlu var.

Ama öte yanda da 2010’da, 2011’de elde edilen, belirli mutabakatlarla elde edilen muhteþem bir siyasi destek var.

Bu siyasi desteðin, yukarýda özetle vurguladýðým yapýsal sorunlara çözüm olacaðýný umuyordum, çok ümitli idim, kendi çapýmda da, karýnca kararýnca destek vermeye gayret ediyordum.

Ama olmadý, 2011 sonrasý, bir dizi nedenden, bu yapýsal reformlar, Türkiye’nin acilen ihtiyaç duyduðu dönüþümler gerçekleþemedi.

Gerçekleþemediði gibi, iþler kötüye de gitti; ister yandaþ olun, ister paralel olun, ister baþka bir þey olun, kötü giden iþlerin sorumluluðunun kimde olduðu tartýþmasý bir yana, muhtemelen herkes, aklý baþýnda, daha güzel bir Türkiye isteyen herkes, 2010 ve 2011 sonuçlarý sonrasýnda ve bu sonuçlara raðmen Türkiye’nin bugün geldiði noktadan memnun deðildir herhalde.

Bu durumun bir açýklamasý olmasý lazým.

Muhtemelen birden çok sayýda açýklama çabasý üretilebilir ama benim üzerinde ýsrarla durduðum konu iktidar partisinin, oy oraný ilk genel seçimlerde yüzde elliyi de geride býraksa, Kadýköy, Alsancak ve Çankaya’da, bu üç ilçemizi sembolik anlamda kullanýyorum, birinci parti ya da birinci partiye çok yakýn bir oy oraný elde eden parti olmaz ise Türkiye’yi yönetmenin, muhtemel kahir oy ekseriyetlerine raðmen kolay olamayacaðý yönündedir.

AK Parti önümüzdeki dönemlerde bu üç ilçemizde birinci parti çýkmaya yönelik siyasi bir gayretin içinde olmaz ise Türkiye daha da gerilecek, tonlar daha da yükselecek ve bu çatýþmadan herkes büyük zarar görecektir.

AK Parti’nin bu üç ilçeden birinde birinci parti çýkma hedefi ve bu hedefin gereklerinin yerine getirilmesi, hedefe hemen ulaþýlmasa bile, Türkiye’yi büyük ölçüde normalleþtirir, sakinleþtirir.

“Bu üç ilçede de önemli bir orana ulaþmayalým, Türkiye’nin belirli bölgelerinden, belirli çok büyük ilçelerinden aldýðýmýz oylar bize yeter, bizi iktidara açýk ara taþýr” mantýðýnýn Türkiye’yi daha da sýkýntýlara sokabilme ihtimali az deðil.

AK Parti’nin Kadýköy’de, Alsancak’ta birinci parti olma hedefi ve bu hedef doðrultusunda gayreti yeni bir anayasa yapýmýný da, AB sürecini de, baþka yapýsal reformlarý da kolaylaþtýracaktýr.

Yeni bir anayasa yapmýþ, AB sürecinde çok mesafe almýþ bir AK Parti’nin yönettiði Türkiye de daha hýzlý büyüyecek, daha hýzlý büyüyecek Türkiye’de de AK Parti bugüne oranla, oy oranýndan biraz baðýmsýz olarak, daha muktedir, daha güçlü olacaktýr.

Böyle bir Türkiye’yi kim istemez?

AK Parti’nin 2015 genel seçimlerinde ilk hedefi bu üç ilçemizden en az birinde birinci parti olmak olmalýdýr.

Olmaz olmaz, AK Parti kurmaylarýnýn 2003-2007 arasýný deðerlendirmesi yeterlidir.